13💌

24.7K 2.4K 376
                                    

Eczaneye girdiğimde sıra vardı. Aslında yoktu ama alışverişi bir türlü bitirmek istemeyen bir adam öylece dikiliyordu. Takım elbiseli ve iyi bir mesleğe sahip olduğum kişiyi beklerken kapüşonuma iyice bürünüyordum.

"Bebek yağı ya da pudra istiyorum. Pudra zararlı diye okumuştum gerçi en iyisi bebek yağı."

Onun alışverişini beklerken bir paket pamuk, yara bandı ve ağrı kesici birkaç kutu hap aldım. Nihayet alışverişini bitiren adam kenara çekildiğinde elimdekileri masaya koydum.

Nöbetçi eczane eminim benden bıkmıştı. Sürekli geç saatlerde gelip bunları alıyordum ve dikkatini çekmiştim muhtemelen.

Gerçi dikkatini çektiğim tek kişi eczacı değildim, hissettiğim kadarıyla yanımdaki adam da bana bakıyordu. Kapüşonuma daha çöm sığınırken parayı vermek diğer elimi çıkarmak zorunda kaldım. Kanlı parmaklarım parayı uzatırken her iki kişide oluşan şaşkınlık ve şok hissiyatını algılayabiliyordum.

Hızlı bir şekilde alacaklarımı aldığımda eczaneden çıktım ama tek başıma değildim.

"Bakar mısınız?"

Durmadım ve yürümeye devam ettim.

"Bakar mısın genç. Hey!"

Ben durmayınca adam arkamdan koşarak bana yetişti ve önüme geçti.

Parlak rugan ayakkabılarına bakarken yüzünü bana yaklaştırmıştı. Daha net görebilmek için iyice yaklaştığında elini kaldırdı. Kapüşonumu açıp bakacaktı muhtemelen ki hızla bileğinden tuttum.

"Ne yapıyorsun?"

"İyi misin diye bakacağım."

"Sana ne?"

Bileğini sertçe fırlattığımda gömleğinin bilek kısımı da kan oldu.
Onu beklemeden yeniden yürümeye başladığımda yine peşimden geliyordu. Elindeki poşetin çıkardığı hışırtı sesinden hızlı hızlı arkamdan yürüdüğünü anlayabiliyordum.

"Sana yardım edeyim bana izin ver lütfen. Ben korkmana gerek yok. Öğretmenim ben. Ne oldu sana böyle? Lütfen izin ver."

Yeniden önüne geçti. Takım elbisesinin ceket kısmına kadar kaldırdım yüzümü. Koşmaktan nefes nefese kalmıştı.

"Ne yardım bayım? Kimsin ki bana yardım edeceksin? Gecenin bir yarısını genç bir kızın yolunu kesmekten seni hapse attırmamı istemiyorsan defol git."

"Kim dövdü seni?"

Nefes nefese sormuştu bunu.

"Söyle kim dövdü?"

Sessizce durdum.

"Sana elimden geldiğince yardım ederim. Yeter ki bana izin ver. Bak, gerçekten birilerinin dik durması ve yardım etmesi gerek. Yoksa bu insanlık nasıl düzelir?"

Alayla gülerken patlayan dudağım acı hissi vermişti.

"Hangi insanlıktan bahsediyorsun?"

İlk defa yüzüne baktığımda, yüzümde gördüğü dehşet manzara ile gözlerini sonuna kadar açtı.

Orta yaşlıydı. Belki otuz beş, belki kırk. Emin değilim ama yaşlıydı. Bana telaşla bakarken gözleri tüm yüzümü inceledi.

Elindeki poşeti düşürdüğünde bana daha çok yaklaşıp "Kim yaptı bunu sana?" diye sordu.

Zar zor açtığım sol gözümle ona baktım.

"Evine git bayım evine. Zira ben de evime gideceğim. İnsanlık için de çok kafa patlatma. İnsanlık diye bir şey yok bu dünyada."

Şoka girmiş bir şekilde bana bakarken yanından öylece gelip geçtim. Çok fazla etkilenmiş olmalı ki hareket bile etmedi. Zaten etmesini de beklemedim. Böyleydi işte. Kime ne insanlığından bahsediyorsunuz?

CEVAP 1979Where stories live. Discover now