59💌

15.2K 1.6K 113
                                    

"Kahvaltı etmedin değil mi?"

Cevap vermedim.

"Birlikte edelim mı?"

Yine cevap vermedim.

"Ne yemek istersin?"

Sustum yine.

O önde ben arkada boş sokakta yürürken ellerimi siyah sweatshirtümün ceplerine koymuş öylece düşünüyordum. Ne düşündüğümü kendim de bilmiyordum ama sessizlik vardı üstümde.
Her iki Ehven'in de aynı olduğunu öğrenmen iyi gelmemişti bünyeme.

Ehven bir kafenin önünde durduğunda "Buraya girelim mi?" diye sordu.

Yüzüne baktığımda benzinin pek iyi olmadığını fark ettim. O da iyi değildi ama beni düşünüyordu. Bu bir tür ortaklık mıydı? Bir şekilde ikimizin arasında bir bağ mı vardı? O anda tamamen kararımı verdim ve her şeyi ona açıklamayı düşündüm. Bunu tek başıma yapmak istemediğim için de Ömer'i çağıracaktım.

Ceplerimin boş olduğunu fark edince telefonumu evde unuttuğumu anladım.

"Cep telefonunu kullanabilir miyim?"

"Tabii ki."

Hızla telefonunu bana verdi.
Ömerin telefonunu çevirdiğimde gözleri bendeydi.

"Konum attığım kafeye gelebilir misin? Çok acil."

Ömer'den red cevabı almadığım için mutlu olarak kapattım telefonu. Evi bize çok uzak değildi Ömer'in. Doğal olarak kafeye de çabuk gelecekti.

Konuşmamız bittiği için telefonumu ona uzattım. Telefonunu alırken, her ikimizin aynı anda tuttuğu esnada çalmaya başladı.

Gayri ihtiyari arayan kişiye baktığımda eşim yazısını gördüm.

İkimiz de aynı anda yazıya bakıp, aynı anda göz göze geldik.

Sebepsizce ona baktım birkaç saniye. Sonrasında elini ilk çeken ben oldum. O da telefonu tamamen önüne çekti ve açtı.

"Efendim?"

Ses tonu aynıydı ama eşi ile konuşuyor olması biraz huzursuz hissettirmişti. Yanlış bir şey yapıyor olduğumu hissetmem beni ciddi manada sıkıntıya sokuyordu.

"Kafedeyim. Sana bahsettiğim kişiyle kahvaltı yapacağım. Biliyorum. Tamam."

Kısa konuşmasında çekil aldığım sana bahsettiğim kişi kelimeleri ona ciddiyetle bakmama neden olmuştu.

Beni karısına anlatmıştı. Eşi beni biliyordu öyle mi?

Ona öylece bakarken "Neden bana öyle bakıyorsun?" diye sordu.

"Sana bir şey demiyor mu yani? Benden ne diye bahsettin?"

"Aslında pek memnun değil bu durumdan," diye itiraf etti.

"O halde neden hâlâ benimlesin?"

Omuzlarını kaldırarak masumca bana baktı.

"Elimde değil. Ağzıma attığım her lokmada aklıma sen geliyorsun. Güldüğüm her saniye aklıma sen geliyorsun. Mutlu olduğum ya da iyi bir şey olduğunda hemen sen geliyorsun. Soruyorum kendime, acaba o yemek yedi mi, o gülüyor mu, mutlu mu? Diyorum ya, deli olacağım diye."

Tüm bir açıklama boyu duyguların tamamını yaşadım sanki. Yaş dolu gözlerim onu görmeye engel oluşturduğunda ise derin bir nefes aldım ve yüzümü gökyüzüne kaldırdım. Bulutlu da olsa gökyüzünü seyrettim bir süre.

Bizden uzak ama aynı zamanda baza yakın olan bu güzelliği izledim uzun bir süre.

Tıpkı benden uzak ama aslında hemen yanımda olan bu insan gibi.

CEVAP 1979Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin