30💌

20K 2K 554
                                    

Karşılıklı otururken başım yerdeydi. Ama hissedebiliyordum o bana bakıyordu. Ellerini masanın üstüne koyduğundan beri ellerini inceliyordum gizlice.

Güzel şekilli parmakları vardı. Siyah gömleğinin bilek kısımlarının düğmeleri bile kaliteli görünüyordu. Gri ceketi ile siyahın uyumunu anlatamam. Ona çok yakışmıştı. Ona kalite yakışıyordu gerçekten. Belki de öğretmen olduğu içindi bilmiyorum.

Sessizce duruyorduk ki sessizliği bozdu.

"Evde durumlar iyi mi?"

Hafif kaldırdığım başımla yüzüne bakmaya çalıştım.

Siyah saçlarını özenle taramış ve yeni traş olduğu yüzünü daha da temiz bir hale getirerek bakımını yapmıştı. Kıravatının sıktığı yakası bile, öylesine özenliydi ki.

"Ciddi manada merak ediyorum," dedim alt dudağımı ıslatarak.

Gözlerini merakla açtı.

"Bana acımadığını söyledin."

Devam etmem için bekliyordu sessizce.

"Ve âşık da değilsin."

Yine bekledi.

"O halde neden devam ediyorsun?"

Gözleri gözlerimde gezindi.

"Yani ben çocuk değilim. Yalnız değilim. Neden devam ediyorsun? Açlıktan ölmüş değilim. Sokaklarda kalmış değilim. Neden peşimdesin?"

Geriye gidip sandalyesine yaslandı. Ben ise devam ediyordum.

"Başta beni kandırdığını düşündüm. Öğretmen olduğunu söylemeseydin sana inanacak durumda değildim. Emin değilim cidden öğretmen misin ayrıca? Görüyor musun sana hiç güvenim yok benim. Benim için hayatını tehlikeye atman falan çok fazla değil mi? Neden yapıyorsun bunu bayım, neden?"

Yüzüne baktım bekliyordu.
Gözleri gözlerimde gezinirken derin bir nefes alıp "Çünkü seni seviyorum," dedi.

Gözlerim ve ağzım aynı anda açılırken, afallayan ben olmuştum.

"Evet sana acımıyorum," dedi öne doğru eğilirken.
"Sana âşık da değilim. Ama seviyorum. İnsan olarak seviyorum. Olamaz mı? Bir insan, başka bir insanı sırf insan olduğu için sevemez mi? Kalbimde sana karşı sadece sevgi besleyemez miyim?"

Bakışlarım gözlerinde gezinirken, yine hızlı hızlı nefes alıp vermeye başlamıştım.

Yutkundu ve ellerini birleştirerek baş parmaklarını birbiri etrafında daire yaptı.

"Günümüz dünyasında birçok şey kirlense bile ben inanıyorum. Temiz kalan şeyler de var."

Başını hafif yere eğip o şekilde baktığı için alnında bir iki çizgi oluştu.

"Sana olan sevgimde herhangi bir kötü niyet yok. Sadece ayaklarının üstünde durana kadar yardım etmek istiyorum."

Her iki gözüm de yaştan bulanıklaşınca yemek tepsilerimiz geldi. O geri çekilip sandalyesine yaslanırken, ben hâlâ ona bakıyordum.

Siyah saçlarının intizamına. Kıyafetlerinin kalitesine. Yüzünün temizliğine. Bakışlarının samimiyetine.

"Bu üç oluyor."

Eline aldığı çatalla öylece bana bakarken, ne dediğimi anlamamıştı.
Ama ben de açıklayacak değildim.

Bakışlarımı tepsime çevirip gelen yemeği hızla yemeye başlarken, o bir müddet daha bana baktı. Anlamaya çalıştı ama anlayamadı.

Anlayamazsın bayım, anlayamazsın.

Senin gibi birinin varlığının, benim gibi biri için neler ifade ettiğini anlayamazsın.

Bu üç oluyor bayım, bu üç oluyor.

Beni minnetle ağlatışın üç oluyor.

Yemeğimi hızlı hızlı ağzıma tıkıştırırken, gözlerimden yaşlar boşalıyordu. Gördü ama bir şey demedi. Bunun yerine sürahideki sudan bir bardak alıp önüme koydu.

CEVAP 1979Where stories live. Discover now