32💌

19.2K 1.9K 226
                                    

"Eskiden buralar yemyeşildi," dedi annem çölleşmeye yüz tutan Konya tarlalarından birini göstererek.

Ellerim siyah sweatshirtümün ceplerinde öylece yürürken, gülümsedim.

"Bu tarla mı?"

İnanmayarak tarlaya baktığımda "Tüm mesele işte bu," dedi.
"İnanmak ya da inanmamak."

"Niye böyle konuşuyorsun durduk yere?" diye sordum. Normalde böyle biri değildi.

Elindeki sandviçten bir daha ısırarak gülümsedi.

"Hayatımda böyle konuşan biri olsun isterdim hep. Babanla da bu sebepten evlenmiştim aslında. Ama sonra her şey değişti."

Başımdaki kapüşonu etrafta kimsenin olmamasına güvenerek çıkarttım.

"Ben aslında babanda çok suç bulamıyorum Handan. Psikolojisi bozuldu onun da. Hiçbir şeyi nefretle yapmıyor."

"Ondan bahsetme!"

"Ama sana karşı bu halde oluşu inan onu da kahrediyor."

"Henüz gözünün morluğu geçmemişken, bu şekilde konuşman cidden çok sinir bozucu."

Durdu. Ben de durdum.

"Geçecek," dedi gülümseyerek.
"her şey geçecek."

Gözlerine baktığımda yaşla dolmuştu.

"Ve bu günler geçtiğinde hiç olmamış gibi hissedeceksin. Çünkü her şey böyledir. Sanki hiç var olmamış gibi. Sanki hiç başlamamış gibi. Sanki hayalmiş gibi."

"Bugün sende bir şeyler var," dedim gülümseyerek.

"Evet, uzun süredir patates kızarması yememiştim. Sandviç için teşekkür ederim," dedi elindeki ekmeği göstererek.

Sandviçi görünce aklıma yabancı adam geldi. Çaresizce bana bakan gözleri. Gerçekten de ölecekmişcesine peşime takılışı. Montunun hışırtı sesi. Ayakkabılarının çıkardığı tok ses. Hepsi.

"Aslında onu bir arkadaşım aldı."

"Arkadaş?"

"Yeni tanıştık."

"Nasıl biri?"

"Bilmiyorum. Sürekli karşıma çıkıyor. İyi olduğumu görmek istiyormuş. Tuhaf biri. Ama aynı zamanda iyi kalpli olduğunu da hissediyorum. Bilemiyorum."

"İyi kalpli biri."

"Hım?"

"Arkadaşın iyi kalpli biri."

"Nereden anladın?"

"Ben de öyle hissediyorum."

Gülümserken annemin elindeki sandviçi bitirdiğini gördüm. O da gülümseyerek bana baktı.

"Hisler elle tutulmasa da aslında en güçlü varlıklardır. Onun hakkında ettiğin bir iki cümle bile onun iyi kalpli biri olduğunu hissetmeme yetti. Her zaman böyle olmaz. Ancak eğer gerçekten iyiyse, Allah insanların kalbine ona karşı bir ılıklık verir. Tıpkı şu an hissettiğimiz şey gibi."

Annemin dediklerini dikkatle dinlerken önden gitmeye başladım. Öğretmenin beni neden böylesine çok takip ettiğini merak etsem de, sanırım oluruna bıraksam iyi olacaktı. Ben de emin değilim ama benim hislerim de olumlu yöndeydi.

Madem tuhaf bir şekilde benim iyi olup olmadığımı görmek istiyor, kendi bilir. Artık hiçbir şey demeyeceğim ve peşimden gelmesine göz yumacağım.

CEVAP 1979Where stories live. Discover now