23💌

20.6K 2K 175
                                    

"Elektrik faturasını yanlışlıkla buraya koymuşlar."

Yalancı!

Arkamı dönmeden bunu söylediğimde "Postacılar iyice aptallaştı mı, o posta kutusu neredeyse yarım asırdır kullanılmıyor." dedi.

Hiçbir şey demeden öylece durdum.

"Ne kadar gelmiş? Bana ver."

"Bana para ver ben ödeyeyim."

Ses tonumun kararlı olması için elimden geleni yapıyordum. Babam içtiğinde ağza alınmayacak küfürler eder ve bizi döverdi ancak ayık olduğunda çok kötü davranmazdı. Yine de gizli bir nefretin açığa çıkması gibi gösterdiği davranışları, ayık olduğunda bize normal davranışının önemsiz olduğunu hissettiriyordu.

"Paraya mı ihtiyacın va..."

"Sadece fatura için!"

Onunla herhangi bir diyalog içine girmek istemediğim için hızla kısa kestim. İnsan kızının bu şekilde davranmasından etkilenmez mi? Etkilenmiyordu. Etkilenmiyordu işte.

Önüme doğru parayı uzattığında sertçe aldım ve yürümeye başladım.
Hızlı yürüyüşüm ile arkamda kalmıştı ama hareketsiz kaldığına göre arkamdan beni izliyor olmalıydı.

Evimizin bulunduğu minik tepenin yokuşundan aşağı inerken elimdeki elli lirayı olabildiğine sıkıyordum.
Nefretim öyle büyüktü ki, öyle bir anda geçecek kadar basit hali kalmamıştı. Sanki asırlarca izi kalacak şekliyle iz bırakmıştı yüreğimde.

Yokuş aşağı inerken parka yaklaştığımı görüp karşıya geçmem gerektiğini anladım.

Önümü yola döndüğümde karşı taraftan bir kamyon geldiğini gördüm. Ana yol değildi ama yine de böyle büyük araçlar da geçiyordu bazen.

Asırlarca geçmeyecek bir yara...

İnsanın istemsizce niyeti bozuluyor.

Kamyonun hızına baktım.
Büyüklüğüne baktım.
Herhangi bir şeye çarpınca ne hale gelebileceğini hayal ettim.
Ezdikten sonra hayatta kalabilir miyim diye düşündüm.

Sağ ayağım kaldırımdan aşağı indiğinde asla dönüşü olmayan bi yola girdiğimi biliyordum.

Kurtuluşum yok ki.

Değişecek bir şey yok ki.

Beni kurtaracak kimse yok ki.

Günahın dibine de batacak olsam yürümeye devam ettim.

Sürücü niyetimi anlamış olacak ki kornaya basmaya başladı ama ben durmadım.

Direksiyonu çeviremezdi.

Bana çarpmazsa parka girip onlara çocuğu ezecekti. Ve hızı da artık durmak için çok geç olduğunu gösteriyordu.

Acı bir korna sesi daha yükseldi ve kuvvetli bir ses.

Aciz ruhum kaldıramıyor artık tüm bunları.
Karakter olarak zayıfım demek ki.
Tükenmişim demek ki.
On sekiz yaşında biri için hâlâ büyümeyi beceremeyen bir çocuğum demek ki.

Dünyadan benim varlığım yok olsa ne fark eder ki?
Kim fark eder ki benim eksikliğimi?
Yol kenarından kaldırılan bir çöp kutusu kadar değerim var mı ki?

CEVAP 1979Where stories live. Discover now