50💌

16.1K 1.7K 426
                                    

Eve girdiğimde etraf sessizdi. Herkes uyuyor olmalıydı. Normalde böyle sessiz olmazdık ama bugüne özel babam şeytanlığı bırakıp uyumuş olmalıydı. Annem de ortalıkta görünmüyordu. Beni soran olmadığına göre geldiğimi bildirmeyi de düşünmüyordum. Parmak uçlarında sessizce odama doğru yürüdüm ve kapıyı kapattım.

Elimde özenle tuttuğum üç zarfı masanın üstüne koyarak kendimi yatağıma attım. Üniformam çok kirliydi ama öyle çok yorgundum ki çıkaracak halim yoktu. Yine de böyle olmazdı.

Zorlukla kalkıp lacivert ceketimi ve gri pilili eteğimi çıkararak kenara koydum.

Gecenin karanlığında ay ışığının odamdaki çalışma masama yansıması içeriyi biraz da olsa aydınlatıyordu. Nedense bunu daha bugün ancak fark edebilmiştim. Daha öncesinde her yer karanlık gibiydi. Şimdi ise ilk defa ay ışığının ne kadar aydınlattığını anlayabilmiştim. Belki de etrafımı saran koruyucu meleklerimden dolayıdır bilmiyorum.

Gülümseyerek eşofmanlarımı geçirdim üstüme. Saçlarımı düzeltirken gözlerimin önüne öğretmen geldi. Nasıldır ki? Ağrısı var mıdır?

Bir an için sesini duymak gibi tuhaf bir hisse kapıldım. İyi olup olmadığını bilmek için tüm isteğim bu yönde yoğunlaştı.

Elime aldığım telefonumla öylece kaldım. Ne yapabilirdim ki? Telefon numarası yok, nasıl arayabilirim?

Ama hastaneyi biliyorum.

Kimi arayacağım peki?

Kim olursa!

Ona ulaştıracak herhangi birini arama ümidiyle hastaneyi aradım.

"İyi akşamlar Konya Meram hastanesi nasıl yardımcı olabilirim?"

"İyi akşamlar. Ben bir hasta ile görüşmek istiyorum. Çok acil. Lütfen."

"Hanımefendi bu telefon sabit bir telefon ve ne yazık ki hastalar ile iletişim sağlayamıyor."

"Çok acil hanımefendi. Lütfen."

"Üzgünüm ama maalesef yardımcı olamayacağım. Yardım edebileceğim başka bir konu var mıydı?"

Gönülsüzce teşekkür edip kapattım telefonu. Zaten çok saçmaydı. Telefonu ona ulaştırdıklarında ne diyecektim ki?

"Sesini duymak istedim. Çünkü merak ettim iyi misin diye. Belki de özledim? Çok saçma biliyorum ama durum bu."

Kendine gel Handan. Ömer'in dediklerini düşün. Tuhaf bir işin içinde olsam da, kendimi frenlemeliyim.

Aramaktan vazgeçerek interneti açtım ve öğretmeni araştırma kararı aldım. Belki sosyal medyadan ulaşabilirsem birkaç bilgi elde edebilirdim.

Arama motoruna Ehven Kılıç yazarak bekledim.

Bizim okulumuz çıktı ve öğretmenin birkaç fotoğrafıyla ona dair bilgiler. Çok fazla bir bilgi yoktu internette. Anlaşılan kendini açmak istememişti. Sadece edebiyat öğretmeni olduğu yazıyordu.

Edebiyat?

Ehven de edebiyatla ilgilendiğini söylemişti.

Bir anda şoka uğratan bu tesadüfle aşağılarda olan bir haber dikkatimi çekti.

Feci yangın başlıklı haber dikkatimi çekti. Ehven öğretmenin isminin geçtiği yerde neden bu haber vardı? Ne alakası vardı?

Hızla tıkladım habere.

Konya'da feci yangın.

"Konya mı?"

Dün gece geç saatlerde Konya'nın Meram ilçesinde iki katlı evde büyük bir yangın çıktı.

Eski gazete parçasındaki eve baktığımda ağzım açık kaldı.

Bizim evdi.

Bizim evin eski hali. Ama nasıl?

Haber tarihine baktım hemen 1984'ü gösteriyordu.

"1984 mü?"

Haberi okumaya devam ettim.

Yangının elektrik trafosundan çıktığı tahmin edilirken o anda evde olan iki kardeş feci şekilde yanarak can verdi.

Korku tüm bedenimi sardığında haberi okumaya devam ettim.

Kardeşlerden kız olanın 20 yaşındaki Asel erkek olanın ise 25 yaşındaki Ehven Kılıç olduğu öğrenildi.

Telefon elimden düşecek gibi olduğunda tüm bedenimin kasıldığını hissettim. Alnımdan soğuk soğuk terlerken Ehven Kılıç ismine takılı kalmıştı gözlerim.

CEVAP 1979Where stories live. Discover now