89 ve 90💌

11.9K 1.2K 63
                                    

Gelen ilk cevaba baktım. Ehven'in gönderdiğim mektuba şaşkınlıkla yazdığı satırlardı. Düşündüm. Nasıl başlamıştım? Ne için yazmıştım? Babam! Babam tabii ya, bir çöp kutusu olarak kullanacağım posta kutusu anılarım ile dolu olan mektuba ev sahipliği yapmıştı. Hakaret dolu olan o mektubu tamamen değiştirdim.

~ Güneşli bir günden merhaba Konya. Oldukça hevesli bir öğrenciğim ve bu okulumun en güzel günleri. Şimdilik ara versem de yine de seviyorum. Çünkü sevmek en güzel işlerden biri. ~

Ömer yazdığım yazıya üsten bir göz attıktan sonra başı ile tasdikledi.

"Hadi gönderelim."

Asel ayağa kalkıp onu takip ettiğinde ben de peşlerine takıldım. Ömer'e güveniyordum. O bir şey bulduysa mutlaka mantıklı olurdu. Zaten bu tuhaf durumum içinde güveneceğim bir insan da yoktu.

Mektup posta kutusuna kayarken güneş utangaç ışıklarını göstermeye başlamıştı bile. Üçümüz birlikte posta kutusunun orada beklerken Asel "1979 yılında abim de günlerce posta kutusunun başında beklerdi. O zamanlar anlayamamıştım bu yaptığını ama şimdi çok daha iyi anlıyorum. O kız sendin," dedi bana bakarak.

Hâlâ daha Asel'in geçmişini hatırlamasını anlamlandıramasam da, bunu sormaya fırsatım olduğunu düşünmüyordum. Konuyu değiştirip dikkatleri başka bir yöne kaydırmaktansa sessizce açıklama yapmalarını bekliyordum.

Posta kutusu parıltılı bir ışıkla aydınlanınca cevap geldi.
Heyecanla zarfı elime alıp açtım ve sağlı sollu gelerek yazıyı okumaya başlayan Ömer ve Asel'e baktım.

"Sen oku ben de önceki cevapla kıyaslayacağım," dedi Ömer.

~Güneşli hava bence de çok güzel olur. Okula gitmek de en güzel işi dünyanın. Merakımı mazur görün ama posta kutusu adresimi nereden bulduğunuzu sorabilir miyim? Dahası beni tanıyor musunuz? Ben sizi tanımıyorum. Yine de cümlelerinizde hafif keder seziyorum. Dilerim bu kederli hal ve ahval bir an önce kalkar üstünüzden.~

Ömer başını sağa sola sallarken "Değişti," dedi.
"Değişti ama yeterli değil. Daha farklı şeyler yazmalısın. Önceki cevapla benzer cümleler var. Değiştir Handan. Geçmişi değiştirmenin tek yolu bu anahtar cevaplar."

Ömer'in ne demek istediğini anlamıştım sanırım. Bizler kimseye ömür biçtiğimiz falan yoktu. Sadece zaman konusunda kısıtlı bir yeteneğe sahip olmuştuk ve bunu da Allah'ın bizzat kendisi hediye etmişti bize. Bu buhranlı hayatımızda bir çıkış yolu olarak bu mucizevi olayı sunmuştu önümüze. Buna ister inanalım ister inanmayalım tam da ortasındaydık. Ve ilerlemek için sadece biraz çaba gerekiyordu.

💌💌💌
Yaz. Sil. Yeniden yaz. En baştan yaz. Bir kere daha yaz. Olmadı baştan yaz. Oku. İki kere daha oku. Dikkatli oku ve yeniden yaz.

Her bir mektubumu değiştire değiştire yazmaya başladığım o anlarda saatler hızla geçiyordu. Ömer eski cevapları okuyor bana yardımcı olmaya çalışıyor, Asel dedesi ve diğer akrabaları ile görüşüyor Ehven'in nerede olduğunu bulmaya çalışıyordu. Babamın yanına gidip arkadaşının adresini bile istemişti. Ehven nasıl buldu bilmiyorum ama hâlâ dönmediğine göre Ömer'in tezi doğruydu. Ben kaçırıldıktan sonra Ehven'in gelen cevabını Ömer görmeseydi biz önceden bunu anlayabilir miydik bilmiyorum ama her şey birbirine bağlı bir film şeridi gibi olduğu için düşünmeyi de kesmiştim. Zira bazen insanların düşünceleri tamamen aciz kalıyordu kader karşısında. Bir kuklaya dönüyorduk. Öylesine hareket ettirilen bir kukla.

İkinci mektubumu yazdığımda Ömer koşup posta kutusuna atmak için dışarı çıktı. O çıkınca yeni bitirdiği konuşması ile bana bakan Asel'e baktım.

"Ehven ve senin bir yangında öldüğüne dair gazete haberi okuduğumdan beri seni görmek istiyordum. Gerçekten de abine benziyormuşsun."

"Ve sen de," dedi hafif tebessüm ederek.
"Abimin hevesle cevabını beklediği kıza benziyorsun."

Ona gülümserken aslında aklıma tamamen Ehven ile doluydu. İçimden gelerek güldüğüm söylenemezdi.

"O haberi de göstereyim istersen," dedim ve masamın çekmecesindeki gazeteyi çıkararak ona uzattım. Yalnız uzatırken kendim bile fark ettim ki okuduğum haberin yerinde başka bir haber vardı.

Gazeteyi Asel'e vermeden geri alırken "Ama haber tam da buradaydı," dedim.
"Nasıl olur? Nereye gider?"

Asel çok şaşırmış görünmüyordu. Bu olayların bir aktörü olarak şaşırmamasına ben de şaşırmamıştım açıkçası.

"Çünkü geçmiş değişti Handan," dedi sucak bir ses tonu ile.
"Geçmişi değiştirdin. O haber geçmiş değişmeden önceydi. Şimdiyse durmasının bir manası yoktu."

Şaşkınlıkla gazeteye bakarken "Gerçekten de ben mi yaptım?" diye sordum.

"Korkarım sadece Ehven değil," dedi esefi bir ses tonu ile.
"Senin geçmişe olan ufak değişim hareketlerin bizim tüm aileyi kapsayan büyük bir değişime neden oldu. Geçmişi hatırladığım için biliyorum, dedem böyle değildi. Biz çok zengin değildik. Ehven böylesine içine kapanık biri değildi. Ben de böylesine olgun değildim. Sen, bizleri, tamamen değiştirdin. Ve gördüğüm üzere," dedi, elindeki yeni gelen cevabın zarfını hevesle sallayarak koşup gelen Ömer'e bakarak "Hala da değiştirmeye devam ediyorsun."

CEVAP 1979Where stories live. Discover now