18

2.5K 254 56
                                    

Manzaranın güzelliği o kadar huzur veriyordu ki... Sanırım saatlerce, aylarca burada kılıp bu manzarayı izleyebilirdim heleki Eymen'in gülüşünü...

Herkes hep bir ağızdan:
" İyi ki doğdun Ecmel ." diyordu. Kendimi o kadar kaptırmıştım ki kısa süre sonra gözlerimden yaşlar aktığını fark edebildim.

Elime tutuşturulan mendille gözyaşlarımı sildikten sonra kendimi toparladım onlara tek tek teşekkür ettim.

Herkes elindeki pasta tabaklarıyla oturunca o zaman konuşma fırsatı buldum.

- Size nasıl teşekkür edebileceğim bilmiyorum, gerçekten çok kısa bir sürede birlikteyiz ve tanışıyoruz fakat siz sanki ailem gibisiniz abartılı gibi gelebilir ama gerçekten bunlar benim hissettiğim saf duygular hepiniz iyi ki varsınız hepinizi çok teşekkür ederim.

Bu sefer konuşmak için Eymen söze girince kalp atışlarım hızlandı.

- Geçici bir süreliğine ya da uzun bir süreliğine farketmeksizin sen de buranın bir parçası sayılırsın. Ayrıca geçen gün bizi kurtardın bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum tekrar çok teşekkür ederim.

Sözleri ve cümleleri adeta kalp atışlarımı daha da hızlandırıyor ve nefes almakta güçlük çekmeme sebep oluyordu.

Pasta yedikten sonra hemen işbaşı yapmıştık. Bugün daha farklı bir şekilde çalışıyorduk çünkü bugün yeni bir tarif uygulamaya koymuştuk.

Uzun bir süredir konuşmadığımız aklıma gelince ister istemez biraz üzülmüştüm. Ama onu gerçekten anlıyordum çünkü çok yoğun çalışıyor ve birçok işe koşturuyordu.

Şu gizemli mesajın sahibini ve bana kargo yollayan kişiyi gerçekten merak ediyordum.

Kafamda saçma sapan bir çelişki ve şüphe vardı. Her ne kadar düşünmek istemesem de ister istemez aklıma geliyor ve ben bazen bunu aklımdan atarken zorlanıyordum.

Bugün sunum için yardım edecektik. Çoğu konuda Eymen özgür olmamı ve kendime özgün şeyler yapmamı istiyordu.

Tuhaf olan bir şey ise her  geçen gün ona daha da ısınıyordum, onunla aynı ortamı paylaşmaktan mutluluk duyuyordum.

Onu her izlediğim zaman yeteneği karşısında öylece kala kalıyordum çünkü harika bir yeteneği vardı ve o gerçekten yeteneğini çok güzel kullanıyordu bir gün ben de onun gibi olmak isterdim.

Hepimize karşı olan davranışları ve duruşu taktire şayandı.  Ve duyduğumuz habere göre bugün yeni bir aşçı gelecekti Fransa'dan. o kadar mutlu olmuştum ki çocukluğundan bu yana Hintçe ve Fransızca adeta aşıktım.

Elimden geldiğince kültürlerini öğrenmeye çalışır hatta dillerini bile öğrenmeye çalışırım neredeyse öğrenmiştim çünkü tam olarak bir Hintli gibi konuşamıyorum ama iyiydim.

Bugün oldukça yoğun bir gündü o kadar hızlı çalışıyorduk ki neredeyse birbirimizi göremiyorduk.

Ve sonunda akşam olduğunda işlerimizi bitirmiş gitmek için hazırlanıyorken Eymen beni yanına çağırmıştı.

Bu  durum her zaman beni heyecanlandırıyordu. Biraz korku biraz endişe ile doluyordu kalbim.

Aheste aheste onun odasına doğru yürümeye başladım. Acaba bir hata mı yaptım ?

Kapıyı çalınca çok geçmeden içeri girdim. Gözleri beni bulunca saliselik bir gülüşten sonra konuşmaya başladı:

- Bunu vermeyi unutum. Lütfen kabul et. Bu hem bir teşekkür hemde bir doğum günü hediyesi. Umarım beğenirsin.

Ellerim titriyordu ve onları gizlemem imkansız gibi bir şeydi. Uzatığı paketi almak için büyük bir çaba sarf ettim.

- Buna hiç gerek yoktu gerçekten. Bu gün olanlardan sonra. Ve çok teşekkür ederim. O gün o fırsatı bana vermeseydiniz hiç bir şey yapamazdım.

- Bu tamamen senin başarın.

- teşekkür ederim.

Elimde ki paketle ve mahrur gözlere bizimkilerin yanına döndüm.

Eve varınca heycanla kutuyu açtım. Sabahki beyaz elbisenin aynısını görünce baka kaldım...

__________________

İyi geceler...💫

Tencere Tava|✓Where stories live. Discover now