32

2K 206 71
                                    

Her ne kadar lafını bölmek istemesem de merakıma yenik düşüp farkında olmadan bir anda konuşuvermiştim.

Onun yüzündeki tepkiyi izlemeye başladığım sırada çok farklı bir şekilde yüzünde hiçbir his belirtisi olmadığını fark ettim, belki de bunu bilerek yapmıştı.

- Aslında bence bugünlük bu kadar yeter, belki başka bir gün devamını anlatırım sana. Şimdi geri dönelim istersen.

Her ne kadar konuşmak istesem de kendime hakim olmanın en doğru seçenek olabileceğine inandığım için sessiz kaldım fakat beynindeki düşüncelere hiçbir şekilde engel olamıyordum.

Her ne kadar inanmasam da ve inanmak istemesemde kafamdaki ihtimal iyice doğruluğunu beyan ediyordu. Keşke insan bazen beynindeki düşüncelere engel olabilse ya da çoğunu alıp atabilse fakat bunların hiçbirine engel olamadığımız gibi düşünmekten de kendimizi alamıyorduk. Bu gerçekten sinir bozucu bir durumdu. Her zaman değil ama bazı zamanlar öyleydi.

Tekrar sessizliğin hakim olduğu arabada telefonumun titremesi bir anda beni ve bütün ilgimi o yöne çekmişti.

Bakmakla bakmamak arasındaydım fakat içimden bir ses de kesinlikle bakmam gerektiğini söylüyordu.

Eymen_demir🌾: Çok uzun bir süre oldu değil mi,Farkındayım ama bir konuda karar vermem gerekiyordu. Bu arada nasılsın? (19.06)

Mesajı okurken kalbimin ağzıma geldiğine yemin edebilirdim. Gerçekten çok uzun zaman olmuştu... Onu fazlaca özlemiştim.

Ne yazacağım diye düşünürken duyduğum sesle dikkatim dağılmıştı.

- Neden kızardın bir şey mi oldu?

- Kim ben mi kızardım? Hayır ya.

- Kızardığını görebiliyorum.

Kendimi savunabilirdim, karşı çıkabilirdim ama bunu yapacak  takati kendim de bulamadım. Tekrar mesajı düşünmeye koyuldum. Seçimden kastı neydi,benimle ilgili bir şey miydi acaba?

- Ecmel.

-Efendim?

- Geldik.

Hangi ara bu kadar dalgın olmuştum ki ben? Üstelik neden bir anda bu kadar huysuzlaşmıştı ki?

- Canını sıkan bir şey mi oldu? Ya da ben yanlış bir şey mi yaptım?

- Sana bunu düşündürecek ne oldu ki?

Asık suratın,çatık kaşların diye bağırmak istesem de sustum ve pek oralı olmadım. Üstüne gitmek istemiyordum çünkü onu pek tanımıyordum bu  ters tepebilirdi bu yüzden korkuyordum.

Onun büyük adımlarına karşın ben daha sakin ve küçük adımlarla onu takip ettim.Evi oldukça merak ediyordum ve mesaja ne  cevap vereceğimi düşünüyordum.

Bir anda durmasıyla hiç beklemediğim bir şekilde neredeyse onun sırtına çarpmıştım.

- İstersen gidip biraz kafanı dinleyebilirsin ben hallederim çiçekleri.

- Hayır! Hayır kesinlikle gerek yok ayrıca çiçekleri çok severim ve şu an onları merak ediyorum.

-Merak edecek çok da bir şey yok hepsi sevdiğin çiçekler yani ortancalar.

Neredeyse ona ortancaları sevdiğimi nereden bildiğimi soracaktım ki sormaktan vazgeçtim.

Anlamadığım  şey onun bir anda bu kadar değişen tavrı. Bu kadar nazik ve mütevazi bir insan iken neden bir anda bu kadar huysuz ve sert birine dönüşmüştü?

- Orada dikilmeye devam edecek misin içeri gir hadi.

- Şey ben...

- Ayakkabılarını çıkarsan iyi edersin, sanırım biraz ıslandı ayakların üşütme.

Kafam o kadar çok şey ile doluydu ki söylediği şeyleri çok sonradan düşündüm ve ayaklarıma baktım, gerçekten ıslanmıştı ayaklarım. Konu bu değildi. Bence konu neden bir anda bu kadar değiştiğiydi.

Her ne kadar sormaya çekinsem de içim içimi yiyordu ve merak beni iyice köşeye sıkıştırıyordu.

- Bu kadar sinirlenmenin sebebi ne acaba sorabilir miyim?

Bakışlarındaki öfkeyi buradan bile görebiliyordum fakat nedeni beni daha çok endişelendiriyordu.

- Anlamıyorsun değil mi? Paylaşamıyorum bir başkasıyla.

- Neyi?

_______________________

Hayırlı akşamlar ✨







Tencere Tava|✓Onde histórias criam vida. Descubra agora