23

2.3K 249 77
                                    

Duygularımı ve şaşkınlığımı ifade edebilecek kelimeleri bir araya getirmek için o kadar çok çabalamıştım ki en sonunda derin bir nefes alma gereği duymuştum. Bu ikisi burada ne arıyordu hele ki Eymen...

- H-hoş geldiniz...

Elimdeki kaşığı bırakmak için arkamı döndüğüm sırada kaşık elimden kaydı ve masanın üzerindeki bardağa çarptı, bardak hiç ummadığım bir anda yere düştü ve parçalara ayrıldı.

O kadar çok panik yaptım ki ayağımda derin bir sızı hissedince gözlerimi yumdum.

- Olduğunuz yerde kalın sakın kıpırdamayın!

Madamın sesi bütün evde yankılınınca herkes olduğu yerde kalmıştı. O kadar çok korkmuştum ki gözlerimi yumduktan sonra açmıştım.

Seslerin büyük bir çoğunluğu kesilince gözlerimi açmıştım, sanki biraz önce burada hiçbir şekilde bardak kırılmamış ve yer cam içinde kalmamıştı. Her yer tertemiz ve parlıyordu Madamın ne kadar titiz olduğunu hepimiz bilirdik.

Benim bakışlarım onun ayaklarında kalmıştı. Utanıyordum, her ne kadar utanılacak bir şey yapmasam da hatta tam tersine dik durmam gerekirken ben utanıyordum.

Kısa süre sonra kapı tekrar çalmış ve Eren gelmişti. O da tıpkı bizim gibi bu manzarayı şaşkınlıkla bakmış ve hiçbir şey demeden öylece baka kalmıştı.

Kısa süre sonra Madam söze girmişti.

- Aslına bakarsanız burada olduğunuzu bilmiyordum. Eymen bugün buraya geleceğini söyleyince Ben de sizleri görmek istedim neler yapıyorsunuz bu ne hazırlık öyle?

Bir süre hiç kimse konuşmadı. Ben konuşma gereği doyunca konuştum.

- Şey ben birinin fikriyle sokaktaki çocuklara yemek yapmaya karar verdim. Bu yüzden de yemek yapıyoruz.

- Bu gerçekten çok güzel bir fikir. Eğer izniniz olursa ben de size katılmak isterim.

- Tabii ki ama lütfen siz zahmet etmeyin bize söyleyin biz yapalım.

- Bunu duymamış olayım yemek yapmak bir tek senin sevdiğin bir şey değil yana kay bakalım.

Bu dediklerine hafif gülümserken duymaya hazır olmadığım bir ses duydum.

- Ecmel, eğer vaktin varsa biraz konuşabilir miyiz?

Buna gerçekten hazır değildim, şu an arkamı dönüp hiç geriye bakmadan koşa koşa buradan uzaklaşmak istiyordum. Biliyordum ki yapabileceğim hiçbir şey yoktu bu yüzden buna razı gelmeli ve itaat etmeliydim.

- Olur.

Onun arkasından ben de evin dışına çıkmıştım, başım yerde onu söyleyeceklerini bekliyordum. O gün beklediğim bir tepki değildi fakat düşününce onu da anlıyordum ya da belki onu anlamak yerine sadece ona beslediğim hayranlıktan dolayı ona hak veriyordum kafam karışmıştı. Dinlemek istiyordum her ne kadar şu an burada kaçmak ve uzaklaşmak istesem de...

- Nereden başlayacağımı bilemiyorum gerçekten yaptığım şeyin hiçbir şekilde savunulacak hiçbir tarafı yok, seni ne kadar kırdığımı tahmin edebiliyorum fakat eminim bu tahmin ettiğimden daha fazladır ve senden gerçekten özür diliyorum. O gün olanlar için Selin adına da biliyorum yaptığım şey hiç doğru bir şey değildi her ne kadar bunu geç farkına varsam da sana güvenmem gerekirdi böyle bir şey yapmayacağını tahmin etmem gerekirdi.

Onun konuştuğu her dakika ve ağzından çıkan her kelime kalbimi okşuyor ve kırılan yerleri tamir ediyor eskisinden de sağlamlaştırıyordu. Belki çabuk gardımı indiriyordum fakat ona karşı kendimi yıkılmaz bir duvar gibi korumam imkansızdı hele ki bu denli kalbim içeriden fethetmişken...

- Bu sizin ya da benim hatam değil fakat ister istemez ikimizde etkilendik size tabii ki de hak veriyorum her ne kadar olanlar olsa da pişman olmanız yeterliydi.

- O zaman önümüzdeki uzunca bir süre herhangi bir değişiklik olmadığı sürece bizimle çalışmak ister misin?

___________________________

Merhabalar bölümü umarım beğenirsiniz ve yine o güzel yorumlarınızı yaparsınız. Ayrıca gün içinde tekrar bölümü yayınlamayı deneyeceğim.🌿🍁

Tencere Tava|✓Where stories live. Discover now