25

2.3K 230 70
                                    

Gözlerimizin kesiştiği süre zarfında ben çok kısa bir süre de olsa ona baktım ve gözlerime çekmedim.  Sonrasında yaptığım hatanın farkına vardım ve hiç beklemeden gözlerimi çektim.

- Efendim?

- Çok uzun süredir  yoğun çalıştığım için çiçeklerimi sulayamıyorum rica etsem yarın çiçeklerimi sular mısın?

Elindeki anahtarı fark ettiğim zaman tuhaf bir telaşa kapıldım ve ne yapacağımı şaşırdım kendimi çok kısa sürede toparlayıp anahtara uzandım anahtarı elime bıraktı ve dönüp konuştum.

- Tabii ki de lafı bile olmaz tekrar iyi yolculuklar dilerim.

- Teşekkür ederim. Sana da kolay gelsin anneme göz kulak olun diyeceğim ama o size göz kulak olacak.

Belli belirsiz olan gülümsemesi iyice yüzünde yer aldı ve genişledi farkında olmadan ben de gülümsemiştim sanırım gülümsemek bulaşıcıydı.

Bu sefer  arkama bakmadan,vaktimi kaybetmeden doğruca mutfağa yürüdüm çünkü bir kere daha  dönüp arkama bakacak olsaydım farkında olmadan  saçma sapan bir şey söyleyecektim ve rezil olacaktım bu yüzden hiçbir şey söylemedim  yürüdüm.

İçeri girince birbirine karışmış baharat kokuları otantik bir hava yaratmıştı. Kısa süre sonra kendime gelmiş ve derin bir nefes almıştım. Dışarıdan hızlı ve temiz bir şekilde çalışan bu üçlüyü izlerken hayran kalmıştım. Gerçekten o kadar uyumlu bir şekilde çalışıyorlardı ki farklı parçaların bir araya getirdiği ahenk gibiydi tıpkı bir tablo gibi.

Kısa süre sonra onlara uyum sağlamış, ben de aralarına katılmıştım. Onlarla çalışmak çok keyifliydi. Özelikle Madam onun duruşu bütün zorlukları bir taş gibi önümüze koyuyor ve bizi engelliyordu fakat bu engel daha da yaratıcı olup daha özgün şeyler yapmamıza sebep oluyordu bu da benim bakış açım, yani bence.

Yemekler piştikten sonra ayrı ayrı kaplara koymuş hepsini ayarlamış ve düzenlemiştik. Daha sonrasında yola çıkmaya karar vermiştik,en çok çocukları gördüğümüz sokaklara doğru ilerledik. İlkin pek çocukları  bulamadık ama yavaş yavaş ilerledikçe daha çok çocuğa rastlamıştık. Hepsini yemek dağıttıktan sonra aralarında en girişken olanını konuşmak için yanımıza çağırdık.

Aheste aheste yürümeye devam ettik. Gördüğümüz her çocuğa yemek veriyorduk, neredeyse sokakların çoğunu dolanmış ve bitirmiştik fakat birkaç sokak daha kalmıştı onları içinde devam ettik.

Çoğunun yüzü o kadar kirliydi ki tanınmaz hale gelmişti, bir çoğunun üstü yırtıktı. Onları aradan ayıklamış ve yanımıza almıştık. Hem daha çok çocuk bulmuş hem de yolları  bulmamıza  da yardım ediyorlardı. Bu çocuklar bu şehirleri kendi avuçlarının içi kadar biliyordu fakat onların avucunun içi kadar bildiği sokaklarda başlarını  sokabilecekleri tek bir çatı dahi yoktu.

söylenecek çok şey vardı fakat fazla söze gerek kalmadan da üzülüyorduk ve her şey ayrı ayrı gözler önüne seriliyordu.

Çocuklarıda alıp eve doğru yola çıktığımızda Madamı evine bırakmıştık daha sonra yola tekrar devam ettik. Yol fazla uzun sürmemişti varınca ben çocuklar için banyo yapma fikrini ortaya attığım zaman aramızda bu konuya en çok uyum sağlayabilecek olan Eren olduğu için ona bırakmıştık ben ve Asel çocuklara elbise almak için çıkmıştık.

Bize en yakın olan bir mağazaya girmiş ve çocuk reyonuna  inmiştik çocuklar için en uygun olabilecek elbiseleri tek tek bakmış ve özenle seçmiştik.

Aldıklarımızın parasını ödeyip eve doğru yola koyulduk. Çocuklar banyo  yapmıştı onların elbiselerini giydirip saçlarını kuruttuk. Ne kadar ısrar etsek de yemekten sonra gitmek istememişlerdi.  Onları götürebileceğimiz yere kadar götürüp bıraktık.

Aklım her ne kadar onlarda kalsa da zar zor eve dönmüştük. Eve gelince evin önünde oturan kapüşonlu birini fark ettik.

Ona iyice yaklaştığımız zaman biz fark etti ve ayağı kalktı.

- Ecmel sen misin?

__________________

Hayırlı akşamlar 🌸

11.07.2020





Tencere Tava|✓Where stories live. Discover now