38

1.8K 204 34
                                    

En çok korktuğum,en çok kaçtığım şeye koşmak belki de aptalıktı. Ama saklanmak daha çok korkutuyordu beni. Buna bir son vermek en mantıklısıydı. Tek sorun bu kadar hızlı atan kalbimdi.

Uzunca bir süre hiçbir şey düşünmeden öylece boş boş bakındım. Üzerinden epey zaman geçmesine rağmen hiçbir şey olmamıştı. Her geçen dakika biraz daha beni endişelendiriyordu fakat sakin olmak için kendimi teselli ediyordum..

Aradan çok geçmeden yaptığım aptalığın aslında ne kadar büyük bir delilik olduğunu fark ettim.

Mesajı silmek için ekranı açtığımda mesajı görmüştü. O an öylece kaldım. Neden bir şey demiyordu? En iyisi konuşmaya bir son vermekti. Yazdığım mesajlar gittmiyordu! Dört tane mesaj göndermiştim fakat hiç biri gittmiyordu!

İnterneti kapatıp açtım, ınstagramı yeniledim fakat değişen bir şey yoktu! Hesaptan giriş çıkış yaptıktan sonra tekrar girmeyi denediğimde şifreyi kabul etmedi... O an sanki başımdan kaynar sular döküldü! Çaresizce telefonun ekranına baktım. Dakikalar geçiyordu fakat değişen tek şey her geçen saniye artan şaşkınlığım olmuştu.

Bir süre sonra  hesabımın çalındığı aklıma dank eti. Bunu kim yapardı? Aklım almıyordu... Olan bitten şeyler artık bana fazla geliyordu. Acaba deliriyor muydum? Boş gözlerle etrafıma bakındım. Uyumayı denedim ama değişen bir şey yoktu.

Telefonum titreyince heycanla ekrana baktım. Kayıtlı olmayan bir numara arıyordu. Açmakla açmamak arasında kaldım fakat sonra açtım.

- Alo?

- Bunu yapmak zorunda mısın?

- Anlamadım?

- Eymen seni görmüyor bile! Neden onu sevmek zorundasın? Aşk neden bu kadar aptalca? Sevmemen gereken birini sevmemelisin bu kadar basitken kalplerimiz neden en mantıksız olanı ister ki?

Beklemediğim bir anda telefon kapanmıştı. Duygularım o kadar karmaşık ve karışıktı ki hangi kelimeleri seçeceğimi bilmiyordum. Benim kararlarım neden başkasını bu kadar çileden çıkarıyordu? Sevmek istediğim kişiyi severim! Bundan kime ne! Benim hayatıma nasıl böyle müdahale ederdi! Sinirlerimie hakim olamıyordum. Her ne kadar görmezden gelsemde hatta bununla kalmayıp kendimi kandırsamda Charles'in duygularını fark etmiştim. Bu olmasını isteyeceğim en son şeydi. Onu incitmemek için elimden geleni yapsam da yaptığı şey yenilir yutulur cinsten değildi!

Ben nasıl kalbime hakkim olmayıp Eymen'i sevdiysem oda beni sevmişti, fakat ben ne dizilerde ki nede kitaplarda ki aşk üçgeninde ki kız olmak istemiyordum. Olan şeylere artık akıl sır erdiremiyordum. Bir anda ortaya çıkan Charles,beni takip eden şu gizemli çocuk ve Eymen'in mesajları. Bunların altında sanki eziliyordum.

Ben sıradan bir insan olmayı her şeye tercih eden sıradan biriydim. Kimsenin beni sevmesine ihtiyacım yoktu. Bunun bana katığı tek şey vicdan azabıydı. Benim gönlümde sadece bir kişiye yer vardı ve kimseyi kırmaya da niyetim yoktu.

Bu tür durumlarla o kadar fazla karşı karşıya kalıyordum ki bu artık beni yıpratıyordu. ( Egoist ve kendini bir şey sanan bir karakter değil Ecmel. Böyle düşünenler varsa lütfen empati kurun. O sadece Eymen'i seviyor. Hatta öyle ki ondan sevgi bile beklemiyor tek isteği sevdiği kişiyi öylece sevmek.)

Sevgi alışveriş değil. Birini ne kadar seviyorsan oda o kadar sevmeli yahut birini seviyorsan oda seni sevmeli gibi bir kanun yada kural değil. Değer biçeceğimiz bir şey de değil.

Sevgi saf duygular beslemekten öteye gitmemeli. Charles'e kızdığım asıl nokta buydu. Ben nasıl birini seviyorsam oda sevebilir. Fakat hayatıma ve duygularıma müdahale edemezdi!

Kafam bu düşüncelerle doluyken göz kapaklarım ağır ağır kapanıyordu...

Ertesi gün uyandığımda bir süre öylece baktım ve olanlar aklıma gelince bir kez daha sinirlendim.

Kafam düşüncelerle doluyken öylece tahtaya yansıtılmış slaytla bakıyordum. Son ders bittince yürümeye karar verdim.

Eve doğru ilerlerken Kapıda bekleyen Eymen'i fark etim.

- Şey bir şey mi oldu?

- Ecmel özür dilerim ben aslında zaten biliyordum...

____________

Yarından itibaren her gün bölüm gelecek. Yorum yapmayı unutmayın!

Hayırlı geceler 💫🍁🍂




Tencere Tava|✓Where stories live. Discover now