20.BÖLÜM •Herşey Yeniden Başlıyor•

82 28 141
                                    

Saat kaçtı bilmiyordum, ne kadar süredir odamın camının önünde oturuyordum onuda bilmiyordum belki saatlerdir karanlıkta bahçedeki havuzu izliyordum. Arabaya binim eve geldiğimden beri kimseyle konuşmuyordum kimsede sormuyordu bana neyin var diye herzaman ki gibi kendi yanlızlığımlaydım. Derin bir nefes alıp, yıldızlara baktım koca İstanbulun ışıklarından sönük, kaybolmuş yıldızlara... Yıldızları Hakana benzetiyordum hayatımı girip aydınlatan yıldız gibiydi, sonra kayıp giden yıldız gözümden akan yaşı silip telefonumu elime aldım Hakanın telefonuma bakmamasına alışmış olmam gerekiyordu ama korkuyordum yaraları daha yeni iyileşiyordu son kez Hakanı tuşladım çalışıyordu...

"Hakaan nerdesin." Dedim kısık bir sesle tam üçüncü çalışında telefonu açmıştı. Bir süre sustu.

"Ne farkeder." Dedi içkili bir sesle.

"Hakan neden bunu bize yapıyorsun, aramıza duvar örüyorsun?" Dedim ve yerimden kalkıp bahçeye yöneldim.

"Aramıza soktuğun yalanlar olmasaydı biz diye birşey olurdu Zeynep ha gerçek adınsa." Dedi birden başım döndü ve aniden çimenlere oturdum hayır şimdi değil diyordum sinirlenince bana ne olduğunu anlamıyordum.

"H-H-Hakan sen ne diyorsun." Dedim.

"Bana yalan söyledin sizi gördüm lanet olsun ki gördüm beraber girdiniz eve hemde onun evine kimsin sen Zeynep kim." Diye bağırıyordu şok olmuş bir şekilde bakıyordum bizi takip edip evin önüne kadar gelmişmiydi.

"Hakan ssen hiç mi tanımadın beni hiç mi sevmedin?" Dedim.

"Tanıyamamışım."

"Tanıyamamışsın sana yazık Hakan ne biliyorsun benle ilgili ne sevdiğimi, doğum günü mü, aile hayatımı, geçmişte yaşadıklarımı ha neyi biliyorsun sen beni tanımak istemedin ki." Dedim ağlayarak.
"Artık bi önemi yok." Dedi.

"Ne! Hakan sen iyi değilsin sabah konuşalım nerdesin sen?" Dedim.

"Kapının önündeyim." Diyince ikinci bir şoku daha geçirdim buradaydı kapıda yerden kalkıp sesizce kapıya yöneldim doğruydu burdaydı hemen gidip arabanın içine bindim.

"Hakaan ne işin var burda?" Dedim.

"Kusura bakma seni sevgilinin yanından mı kaldırdım." Diyince sinirlenmiştim.

"Ne diyorsun sen ya Hakan git burdan ikimiz içinde en iyisi bu yoksa birbirimizi çok kırıcaz." Dedim bi süre beni izledi hiç konuşmadı.

"Zeynep biz bitirelim." Dedi kısık bir sesle gözümden yaş akarken elimle sildim.

"Ne?" Diyebildim.

"Biz birbirimizi tanıyamamışız, biz birbirimize ait değilmişiz, böyle güzelliğin içinde mutsuzluğa yer olmamalı benle olduğun sürede mutsuz olucaksın ama ben seni sevicem." Diyince gözyaşlarımı tutamıyordum çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

"Seviyorum dedin ya çok sevdiğin biri yıkılırken kolaya kaçıp gidicek olman bu zayıflıktan başka birşey değil." Diyip arabadan indim eve nasıl girdiğimi nasıl odama çıktığımı hatırlamıyordum bitmişmiydi herşey, kandırılmışmıydım yoksa gönül eğlendirilip bırakılmışmıydım kendimi aptal gibi hissediyordum.
———
Güneşin üzerime doğmasıyla birlikte yatakta doğruldum bu evin en çok bu yanını beğenmiştim erkenden kalkıp güne başlamayı, kafamı kaldırdığım sırada ağrıyla beraber tekrar yatmak zorunda kaldım gece ağladığımdan olucak ki başım fena ağrıyordu elimi komidine uzatıp telefonu aldığımda ne bir arama ne mesaj hiçbirşey yoktu bu kadar kolaymıydı benden vazgeçmek yeniden ağlamamak için yüzüme soğuk bir su serpip odadan çıktım anneme gözükmeyerek havuz başına çimenlere oturdum.

Süpriz Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin