8.Bölüm

44 26 56
                                    

Kendimi aniden yerde bulmuştum uyku sersemliği ve Hakan'ın sevgilisine yakalanma reziliğinin verdiği panikle kendimi yatın kenarındaki merdivenin alınta bulmuştum elim ayağım titiriyordu çok korkmuştum çünki kendimi açıklayacak bir şeyim yoktu bu küçücük yerde sıkışmış kalmıştım bağırma sesleriyle daha da panik olmuştum. Ben buraya inerken Hakan o sese rağmen hala uyuyordu belkide benden sonra daha çok içip sızmış kalmıştı. Birden Hakan'ın sesi gelmeye başladı.

"Hande napıyorsun sen, ne yapmaya çalışıyorsun ha bu saate gelmiş bağırıyorsun çığırıyorsun." Diyordu isminde Hande olduğunu burdan anlamıştım tamde sinsi bir Hande tipi vardı.

"Bben seni merak ettim çok yani gelmeyince korktum." Sinsi acaba gerçekten korktun mu

"Beni merak etme Hande tamam mı çünkü sen son zamanlarda en mutlu, huzurlu uyuduğum akşamdan beni böyle uyandırdın." Ne ben şok olmuştum en huzurlu akşam neydi onu mutlu eden şey neydi.

"En mutlu günün öyle mi acaba seni bu kadar mutlu eden şey neydi Hakan bey yoksa kendinize yeni oyuncak mı buldunuz tüm akşam onunlamıydın ha söylesene." Oyuncak mı neyden bahsettiklerini gerçekten anlamıyordum ki Hande büyük ihtimalle yatın ön tarafına geçiyordu hemen gözükmemek için daha da saklanmaya çalıştım.

"Hande uzatma git burdan Otele dönünce konuşucaz."

"Ben mi uzatıyorum demek akşam burda yattın Hakan iki tane şarap bardağı hemde kırmızı şarap kimle içtin yoksa düşündüğüm şeyi mi yaptın heycanlandırdı mı seni, dokundun mu ne hissettin konuşsana." Diye bağırıyordu kahrettsin o bardaklar orda mı kalmıştı aramızda birşey geçmemişti ki bu dediği laflar gerçekten çok rezildi resmen aşağlanıyordum.

"Ne saçmalıyorsun sen öyle birşey olmadı iş toplantısı vardı hatta sana demiştim ama sen birazcık beni dinleseydin ki ben kime söylüyorum ki bunları..."

"Ben Hakan sandım ki, ben seni kaybetmekten korkuyorum anlıyormusun başkasının yerimi almasından korkuyorum ve seni çok seviyorum bunun önüne geçemiyorum." Sesi ağlıyor gibi geliyordu.

"Sen ciddi bir şekilde takıntılısın burdan dönünde bir psikoloğa gitsen iyi olur şimdi Otele dönüyorsun."

"Hayır ben sadece seni seviyorum özür dilerim lütfen seninle burda kalayım sana iyi geldiğimi sende biliyorsun bak istersen dönüce  direk bir psikoloğa giderim ama şimdi beraber dönelim." Kız resmen ona ittat ediyordu ve ben şaşkınlık içindeydim.

"Gidiyorsun Otele dönünce ikimizde sakinleşince konuşucaz." Hakanın tek bir lafıyla yürüyüp yattan indi bense burada sıkışıp kaldığım için kötü olmaya başlamıştım.

"Zeynep burda mısın, eğer burdaysan olduğun yerden çık." Demesiyle yerimden kalktım başım dönüyor, miğdem bulanıyordu zar zor ona açıklama yapmaya başlamıştım.

"Ben böyle olsun istemedim, ben dediklerini hakketmedim, senin oyuncağın değilim, bana dokunmadın bile, aramızda hiçbirşey geçmedi geçemezde, sana onun gibi ittat edemem, o seni hakkediyor seni seviyor böyle davranmamalısın belli ki aranızda çok güzel şeyler geçmiş." Diyebildim gözüm kararıyor gibiydi başımı tuttum.

"Biliyorum ama şuan hiç iyi görünmüyorsun." Diyip belimden tuttu hastaneye götürmemi istermisin yada ilaç falan alalım Zeynep."

"Hiç hiçbirşey istemiyorum bana dokunma bırak beni kendim giderim." Dememle birlikte adım atamadan kendimi Hakanın kollarında buldum sesler geliyordu ama ben gözümü açamıyor sadece dinliyordum sanırım yattan inip, arabaya biniyorduk daha sonra bütün sesler de gitmişti karanlığın içindeydim ama biliyordum onun yanında bana hiçbirşey olmazdı...
————
Gözümü açtığımda karşımda ilk gördüğüm şey duvar saatiydi. Saat tam 4'e geliyordu başımın dönmesi geçmiş miğde bulantı gitmiş ama karnımda bir ağrı hissediyordum birden ayağa kalkmaya çalıştım ama kolumda ki serum canımı acıtıyordu en son hatırladığım şey Hakan'ın arabasına binmemdi ondan sonra hiçbirşey hatırlamıyordum nolmuştu neler bitmişti bilmiyordum diye düşünürken Hakan odaya girdi.

"Sonunda uyanmışsın." Dedi yüzü kötü gözüküyordu daha çok yorgun gözüküyordu.

"Bana ne oldu?" Diye sordum.

"Bende doktorla konuşmadan geliyordum miğden yıkandı ama korkulucak bir durum yok kırmızı şarap dokunmuş birde aşırı panik halinde nefes alamıyormuşsun yeni öğrendim ondan dolayı da bayılmışsın ama merak etme haplarınıda aldırdım."

"Beni neden bu kadar önemsiyorsun." Diye sordum çünki anlatıklarının hepsini biliyor ve dinlemek istemiyordum daha doğrusu bana acımasını istemiyordum.

"Dalga mı geçiyorsun nasıl korktum seni nasıl hastaneye getirdim bilmiyorum."

"Teşekkür ederim ama görüyorsun işte birbirimize iyi gelmiyoruz ve bana sırf bu hastalığım için acımanı istemiyorum." Ona bu şekilde davranmayıp onun istediği gibi davransam herşey daha berbat olucaktı bundan emindim.

"Sana acımıyorum sadece bu başına gelenler benim yüzümden vicdanım seni o halde bırakmaya el vermezdi emin ol."

"Tabi ya sende vicdan varsa." Dedim.

"Sen gerçekten bu halde kavga mı etmek istiyorsun."

"Pardon da sen kimsin ki ben seninle kavga edeyim iki günlük tandığım senmi söylüyorsun bunları."

"Sen şuan iyi değilsin ve ne dediğini bilmiyorsun ben şimdi burada oturuyorum ve senin serumunun bitmesini bekliyorum." Dedi sesli gülmüştüm.

"İstersen sevgilinle beraber bende psikoloğa gideyim ne dersin evet şuan gerçekten iyi değilim kafayı yemek üzeriyim dünden beri beni ne kadar merak etmişlerdir senin habern var mı çantam nerede."

"Telefonun şarjı bitmiş aşağıya şarja koydurttum açıldığı sırada cevapsız aramaları görünce arkadaşında arayınca bakmak zorunda kaldım merak etme herşeyi anlattım." Dedi.

"Bravo ya gerçekten birde telefonumu karıştırmalar tam senlik hareket annemi falan da arasaydın ya daha iyi olurdu." Diyip telefonumu elime aldım annemden İpekten bir cevapsız aramalar vardı. Annemin çok merak ettğini düşündüğüm için hemen annemi aradım.

"Alo anne."

"Zeynepp nerdesin senn başına birşey geldi sandım." Annemin sesi titriyordu.

"Anne sakin ol iş için bir yere gitmiştim şarjım bitmiş özür dilerim." Dedim annemi ikna edene kadar canım çıkmıştı ama sonunda ikna olmuştu telefonu kapattıktan sonra ayağa kalmaya çalışmaya çalıştım Hakan hemen kalkıp koluma girdi.

"Üzerimi de giydirmek istermisin?"

"Pardon anlayamadım." Hakanın surat ifadesine sesli gülmüştüm.

"Üzerimi değiştiricem serumum bitti hani daha fazla seninle aynı ortamda olmak istemiyorum." Diyince beni yanlız bırakıp odadan çıktı kıyafetlerimi bulamıyordum ama bir paket vardı paketi açınca lacivert, küçük beyaz çiçek desenli, kısa bir elbise çıktı mecburen bu elbiseyi giyip saçlarımı da düzeltikten sonra çantamı da takıp kapıyı açtım gözerim Hakan'ın gözleriyle buluştuğu an ateş basar gibi oldu ve ellerimi sallamaya başladım.

"Çok güzel yani elbise yakışmış." Dedi gülümseme geldi ama ona belli etmemeye çalıştım.

"Mecbur bunu giymek zorunda kaldım elbise için teşekkürler." Diyip kolidorda yürümeye başladık herkes bize bakıyor gibi hissediyordum kapıdan çıkıp bizi bekleyen siyah arabaya bindik.

"İyi misin?" Diye sordu Hakan.

"İyiyim desem inanıcakmısın." Dedim ve yolu izlemeye başladım yaklaşık 40 dakika sonra otel yoluna girmiştik çantamı da alıp inmeye hazırlandım.

"Zeynep, kendine dikkat et yani miğden açısından." Dedi kafa salladım.

"Seni görmezsem karşıma çıkmasan, şuan seni son görüşüm olsa daha iyi hisederim, seni gerçekten görmek istemiyorum." Dedim ve bana birşey demesini beklemeden arabadan indim. Ona böyle davranmam kalbimi acıtmıştı aslında ama o bana kal desede karışma çıksada onunla olamazdım neydi onunla benim aramdaki bağ aşk mıydı aşk olamazdı.
•••Bu bölümü okuduysanız lüfen yıldızlamayı ve yorum yapmayı unutmayın küçücük bir yorum bile beni mutlu eder iyi okumalarr•••

Süpriz Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin