22.Bölüm •Yeniden•

79 27 172
                                    

Boğuluyordum, nefes alamıyordum, bünyem kaldırmıyordu artık olanları hiçbir şey yoluna girmiyor herşey daha da kötü oluyordu sokmamalıydım hayatıma Hakanı, gittim onu kalbimin baş köşesine koydum kırsa da, dökse de yapamıyordum atamıyordum onu kalbimden... Şimdi Onur'un yanında eve dönüyordum arabada bir sesizlik ikimizde konuşmuyorduk ara sıra bakıyordum Onur'a kaşına elini bastırıyordu kanaması dursun diye ama durmuyor daha fazla akıyordu.

"Onur sen bahçede bekle ben hemen gelicem." Diyip arabadan indim. Kimseye gözükmeden pamuk, yara bandı alıp koşturarak bahçeye çıktım.

"Zeynep sen haklıydın gitmemeliydik, ben özür dilerim." Dedi Onur hiç konuşmadan kaşında ki kanları temizleyip yaranın üstünü kapattıktan sonra birden titreşimle beraber ayağa kalktım telefonum çalışıyordu arayanın Hakan olmasıyla beraber telaşlandım.

"A-alo." Dedim kekeleyerek.

"Zeynep, seni kapıda bekliyorum, konuşmak istiyorum lütfen." Diyordu donakalmış şekilde Onur'a baktım nasıl gidicektim şimdi ne yapıcaktım.

"Bben gelemem müsait değilim." Dedim.

"Zeynep bak yanında onun olduğunu biliyorum eğer bir tatsızlık çıksın istemiyorsan geliceksin ha gelmem diyorsan ben içeri gelirim." Dedi.

"Tamam tamam." Dedim ve hızlıca telefonu kapattım.

"Noldu önemli birşey mi?" Dedi Onur.

"Şey İpek, beni çağırıyor gitmem gerek gelince konuşuruz." Diyip ben seni bırakıyım demesini aldırış etmeden koşmaya başladım Onurun arkamdan gelip gelmediğini kontrol ederek kapıdan çıktım ve hızlıca Hakan'ın arabasına bindim binmemle beraber hızlıca arabayı sürmeye başladı.

"Hakan biraz yavaşlayıp, nereye gittiğimizi söylermisin?" Dedim saçları, üstü başı tamamen dağılmış haldeydi.

"Gidince görürsün." Diyip arabayı sürmeye devam etti.
————
Yaklaşık bir saat sonra ormanın içine girdik, içim huzursuzdu ve korkmaya başlamıştım biraz daha ilerledikten sonra koskocaman, lüks bir orman evinin önündeydik ilk Hakan indi arabadan onu izledim kapıyı açtı, sonra tekrar dışarı çıktı elinde odunlarla tekrar girdi arkasından korktuğum için bende eve doğru yürüdüm içeriye girdiğimde Hakan şömineyi yakmış oturuyordu yanına yaklaştım ve oturdum.

"Noldu şimdi, buraya geldik ne değişti." Dedim ateşin yanışını izliyordu birden kafasını kaldırdı göz göze geldik gözlerimi kaçırdım.

"Kaçırma gözlerini benden özür dilerim."Dedi.

"Özür dilemen kırık kalbimi onarmaya yetmiyor, herkes hata yapar ama sen defalarca kırdın beni ben alıştım zaten kırılmaya ama sen kırıp hiçbir şey olmamış gibi özür diliyorsun bunun bir anlamı yok." Dedim.

"Ben sevmeyi beceremiyorum, ilk defa birine değer veriyorum ben yapamıyorum sensin olmuyor daha da kötü oluyorum." Dedi.

"Sevme o zaman ben seni beni sevmiyorken de severim sen kalbini sahte sevgilinle doldur." Dedim.

"Hiçbir şey bilmiyorsun o benim için yok tamam eskiden sevmiş olabilir ama çok eskiden her bitirmeye kalktığımda önümde engel vardı anlamıyorsun beni." Dedi.

"Ya anlatmıyorsun ki seni anlamama fırsat vermiyorsun şifre gibisin çözemiyorum seni engelmiş ya ne engeli ya ne." Diye bağırmaya başladım biraz durduktan sonra konuşmaya başladı.

"İki sene önce iflas ettik herşeyimizi kaybettik ne ev kaldı ne aile herşey paramparça oldu babam gittikçe borçlandı tefecilerden para almak zorunda kaldı ödeyemedi annem intihara kalkıştı, babam komada kaldı sonra Handenin ailesi borçları ödeyip herşeyimizi geri aldı sonra herşey düzeldi ama o oteller evimiz altımda ki araba herşeyin yarısı Handenin ailesinin ve korkuyorum yeniden aynı şeylerin olmasından korkuyorum ama sana deli gibi aşık oldum anlıyormusun." Diyince ağlamaya başlamıştı o kadar dağılmış gözüküyordu ki yaklaştım yanına yavaşca sarıldım yanında olduğumu hissetmesini istedim.

Süpriz Aşk Where stories live. Discover now