Özlem duyan beyefendiden hanımefendiye,
İlk sözcükte de belirttiğim gibi sizi çok özledim. Bu satırları yazmak, size önceden yazdığım mektuplardan çok daha fazla üzüyor beni zira artık vazgeçiyorum sizden. Vazgeçmek nedir bilir misiniz? Sizin benden sebebini dahi açıklamadan gidişinizden ziyade insanın kendinden gidişidir. Ben kendimden gideceğim.
Ve sizi zihnimde öldürerek yok edeceğim.
Siz nasılsa size yazdığım diğer on yedi mektubu görmediğiniz gibi, bunu da okumayacağınızdan incineceğinizi sanmam. Belki de uzaktan mutluluk şarkılarınızı söylüyorsunuzdur.
Kendi halinizde mutlusunuzdur ve ben bunu hayal ettikçe çok daha fazla üzülüyorum. İçimde yarım kalmışlıklar var, hanımefendi. Bir yolun başındaydık ve o yolu kendi düşlerimizle süslüyorduk. Yolun yarısına gelmiştik, arkamıza bakmıyorduk, gözümüz önümüzdeydi.
Kalbimizse bir yolda atmaya başlamıştı.
Keşke daha güzel ayrılabilseydik.
Size anlatmak istediğim çok hikâye vardı.
Söylesenize hanımefendi, bir vedayı bile hak edemedim mi? Beni gidişinizden ziyade bu kahrediyor.
Kalbi kırık,
-A
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SATIRLARIMDAN BİR SEN GEÇTİ
Historical Fiction"O gün sana yazdığımda Arthur, bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordum..." "Satırlarım sana ise şayet yazmak, aciz kelimelerimle bile ait olmak, bir satırın içinde bile kaybolmak güzeldi..." Taşralı bir hanımefendi ve zengin bir...