46. SAVAŞA DAVET🤍

32 3 5
                                    

Mia'nın gözünden

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mia'nın gözünden...

Hissetmek istediğim tek kalp atışı artık kendi kalbimin atışları değildi.

Bunu fark ettiğimde kalbimin derinliklerinde artık başka bir kalbin atışını hissediyordum.

Bilmiyordum bunu. Ölüm beni buluyor zannettim. Geliyor ve beni alacak, ruhumu bilinmedik ama var olduğum, geldiğim o yere; ait olduğum yere taşıyacak. Sonum aslında başlangıcım olacak.  Düşüncelerim, benliğim eskisi gibi kalmayacak. Ben, ben olmayacağım bedenim ölümü tadacak ve sonsuza kadar ölüm olarak kalacağım.

Aşk demek ölüm demekmiş meğer. Kalbim isyan ettiğinde ve onu her görmek isteyip de göremediğimde göğsüme attığı yumruklardan, nefesimi kesmek ister gibi acımazca beni alt üst ettiğinde aşkın yakıcı hissini tattım.

Aşk ölümlerin en acımasızı ama en güzeli;  en sonsuzu ama en sonlusuymuş. Aşk tüm çelişkili duyguların içinde kendini var eden en gerçek duyguymuş. O, o'ymuş. Tamamen kendisi. Hep kendisi.

Uzandığım yataktan seyrettiğim yıldızlar mı çok güzeldi yoksa yıldızların arasında gördüğüm gözler mi güzeldi? Cevabı belliydi, Arthur yıldızlardan daha güzeldi. Gözleri yıldızlardan daha parlaktı bir kere, evrendeki tüm yıldızlar bir olsa kalbimi onun kadar güzel aydınlatamazlardı.

Avucumu havaya doğru kaldırdım. En büyük yıldızı kapattım. Onun güzel gözlerini hiçbir ışık söndüremiyordu, avucum pekala söndüremezdi.

"Keşke daha yakın olsan," diye mırıldandım çaresizce.

Yakın olup kalbimi yaksan ve ben o yangının içinde hiç pes etmeden, hiç şikayet etmeden yana yana kavrulsam, bir yansam hep yansam ama hiç kül olmasam...

O kadar özlemiştim ki onu. Başta satırlarımdan bir o geçiyordu, sonra biz geçtik, her biz geçtiğinde yavaş yavaş benliğimiz uzaklaştı bizden. Bir bütündü artık kelimelerimiz ve bir hiçlik de olsak sanki her şey olmuşuz gibi hissedecektik.

Ne zaman satırlarımız bir bütün oldu işte o zaman kalbimizde bir bütündü.

"Abla uyumadın mı sen?" Aisha tatlı adımlarla yanıma koşturduğunda havada süzülen elimi indirdim. Hava eskisinden daha çabuk kararıyordu. Kış çok daha çabuk gelmişti. Belli ki çetin kış sadece insanların kalbinde değildi, gökyüzünde de bakiydi.

"Uykum daha gelmedi birtanem." Dedim. Yalan değildi son günlerde uyku problemlerim artmıştı. Ne zaman gözümü kapatsam irkilerek kısa zaman içerisinde uyanıyordum. Gece gündüz fark etmiyordu. 
Bunun çaresine bakmalıydım yoksa uykusuzluk bedenime ağır hasarlar bırakacaktı.

"Uyumak için kuzuları sayabilirsin abla, ben hemen uyuyorum. Biliyor musun yüz bile olmuyor..."

"Ben saysam kesin yüzü geçer ama. Hiç yok..."

SATIRLARIMDAN BİR SEN GEÇTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin