"O gün sana yazdığımda Arthur, bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordum..."
"Satırlarım sana ise şayet yazmak, aciz kelimelerimle bile ait olmak, bir satırın içinde bile kaybolmak güzeldi..."
Taşralı bir hanımefendi ve zengin bir...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çok kıymetli Arthur,
İnsanlar kendi kurdukları kelimelerin esiridir, demişti bir büyüğüm bana. Kelimelerin bir insanı bir silahla yaralamaktan çok daha fazla acı verebileceğini ve yıllar geçince bile acısını olduğu yerde hissettirebileceğini.
Seninle kelimelerimiz tanıştı Arthur. Sonra ruhumuz ve en sonunda bedenlerimiz.
Terkedilmiş bir kulübede kalıyoruz. Büyükbabam ne olacaksa olsun dedi, inadını bir türlü kıramadık. Doğup büyüdüğü evini bırakıp gitmedi. Çaresiz bir şekilde tas tarağı topladık ve babamın bir arkadaşının terkedilmiş kulübesine yerleştik. Babam bu savaşın içine girmek istemiyor ancak üzerinde büyük bir baskı var. Birçok arkadaşı tarafından zorlanıyor. Size karşı yapılan zorlukların bir benzeriyle karşı karşıyaya. Ne zamana kadar uzak kalacağı bilinmez zannımca kısa süre sonra onu da savaşa dahil edeceklerini düşünüyorum. Elimizde yiyecek pek bir şey kalmadı ve babam savaşa katılanlara destek verildiğini ailelerine bakıldığını duyunca bazı tutumlarını değiştirdi.
İnsanı mecbur eden her türlü şeyden nefret ediyorum.
Seni özlemekten, seni görememekten, seninle istediğim gibi konuşamamaktan nefret ediyorum. Delicesine.
Mektubunu alabildiğim için o kadar rahatladım ki. Senin nefesini hissediyor gibi hissettim. Bana can oldun. Ruhsal anlamda iyi olmadığını bilmekten nefret ediyorum ve en kötüsü yanında olamıyorum. Sesimi çıkarmak istiyorum ama sesimden oluyorum. Cümlelerin esiri olduğumun farkındayım ama ben bu saçma savaşın esiri olmaktan daha çok korkuyorum.
Fikirlerimizden nefret ediyorlar ve dediğin o tehlikeli düşünceleri... Canımızla sınırlı kalmak istemiyorlar. Onlara göre sorunluyuz çünkü bazı onlara gelmeyen düşünceleri savunmuyoruz. Farkındaysan seni onlar kısmına almıyorum William, çünkü ruhunu onlara teslim etmediğini biliyorum. Babam bu savaşa dahil olduğunda ülke değişimi kararına olumlu bakmayacaktır. Her ne kadar bu mantıklı geliyorsa bile. Bizi yanında görmek istiyor. Dış ülkeler de herhangi bir akrabalık bağı bulunan tanıdığımız yok. Gitsem bile yapayalnız kalacağım, senin olmadığın bir yer de.
Sana sımsıkı sarılmak ve her şey geçti bak birbirimizi görebiliyoruz demek isterdim.
Ruhumla tenim tırnağımla bak aramıza hiçbir savaş girmedi, giremedi demek isterdim...
Mektubumu gönderdiğin kişiyle birlikte gönderiyorum.
