41. ENGEL🤍

67 3 7
                                    

Öncelikle çok üzgünüm.

Memleketim, ülkem...  Sallanan, yıkılan, enkaz altında kalan sadece cesetler olmadı yitip giden anılar bir daha geri gelemeyecek mutluluklar da oldu. Depremi yaşayan ve iliklerime kadar hisseden biri olarak tek temennim gücümüzün farkında olup, bir an önce birbirimizi ayağa kaldırmamız. Zor olacak biliyorum, bunu hissediyorum ama biz o kadar güçlü bir milletiz ki, öyle zor durumlarda o kadar güzel birbirimize kenetleniyoruz ki...

Şehitlerimize, her bir kaybımıza, acımıza baş sağlığı diliyorum.

🤍

Tanrısal bakış açısıyla,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tanrısal bakış açısıyla,

"Yaşamaktan korksaydım eğer aşık olmazdım," demişti kadın. "Ama sana aşık olmasaydım zaten yaşamak manasız kalırdı..." Bu dizeleri bir türlü aklından çıkaramamıştı.

Arthur masa başında, elinde fırçasıyla saatlerdir duvara boş boş bakıyordu.

İlhamın zerresi yoktu. Bir ressam için şüphesiz en acı verici durum parmaklarının arasındaki düşüncelerini dışarıya vuramamaktı. Fırçasının eskimiş tüyünü birkaç rengi karıştırarak elde ettiği açık mavi renge buladı ve gözlerini birkaç saniye kapattıktan sonra oluşan görüntünün taslağını çizmeye başladı.

Bulutla başladı. Renginin tonunu belli kısımlarda daha çok açmak istedi, beyaz boyayı bulutların uç kısımlarına bombe vererek şekillendirdi. Sonra bir ev yerleşti, ağaçlar ve güzel bir göl. Gölün altına karanlık birer gölgeyi inşa etti. Biliyordu ki, karanlığı işlemeden ışığın varlığı anlam kazanamazdı. Çizdikçe bir şeylerin hafiflediğini, kafasının içinin uyuştuğunu hissediyordu. Sonra istemsizce bir kadının silüetini çizer halde buldu kendini. Elinde taze meyveleri taşıdığı hasır sepeti, ekru renkli eteği ve beyaz işlemeli gömleğiyle arkası dönük, çizdiği evine doğru yürüyor haldeydi. Saçlarını çizerken gülümsüyordu istemsizce. Beline doğru dökümlenen kızıl saçları yalnızca beline değil, kalbine akıyordu sanki. Bu hissi tarif etmek istiyordu ama kalbi diline mahal vermeden zaten cevabı fısıldıyordu.

"Mia'm ne kadar güzelsin, resmime girdiğin an sanki resim daha anlam kazandı, daha bir güzelleşti..." Gülümsedi ve resme uzak bir mesafeyle bir daha baktı.

Bu resmi çabucak tamamlasam iyi olur diye düşündü. Mia'ya hediye edecekti.

O resme dalıp detaylarla boğuşurken odasının kapısı çaldı. 

"Müsait miydin?" Kapıda, kendisine sevimli bir şekilde gülümseyen kadını kırmak istemedi. "Evet, bir şeyler çiziyordum." Resmi ilk görenin Mia olmasını istediği için biraz önüne çekti. "Çay için size gelmiştik fakat ben çok sıkıldım, müsatsen biraz sohbet etmek isterim..." Komşuları Dean ailesini severdi. Şu çetin geçen günlerde yaptıkları paylaşımları biliyordu. Kızları Rosa gördüğü kadarıyla hanımefendi çıtı pıtı genç bir hanımdı. Her ne kadar onu reddedip resmine devam etmek istiyor olsa da gülümseyen yüzünü bozguna uğratmak istemedi.

SATIRLARIMDAN BİR SEN GEÇTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin