Bölüm 28 - Hikayeler (2)

365 36 1
                                    

Bölüme başlamadan önce neden bölüm gelmiyor sorusuna cevap vermek istiyorum. Üç belki de dört sebebi var. İlk olarak Skyrim'e geri sardım. Ondan baya bir kaç gün hiç bir şey yapmadan Skyrim oynadım. İkinci sebebi, birincil bakış açısı denemeleri yaptım. İlk defa yazınca malum ehe. Ve ne yazık ki istediğim gibi olmayınca sildim. :( (En az 3-4 defa bölümü baştan yazdı) Üçüncü sebebim her zamanki uyku düzensizliğim. Mesela bunu şu an cuma günü saat 04:15 de editörüme atacağım. Kaçta geleceğini kim bilebilir ki? Dördüncü sebep ise ilginç bir projeye başladım. Eğer istediğim gibi giderse güzel bir şey olabilir. Projem tamamlandığı vakit okurlarıma sunacağımdan emin olabilirsiniz. Neyse daha fazla uzatmadan bölüme geçelim. Proje ile ilgili küçük bir spoiler; "Hiç bir Ejderdoğan, Ejdertanrı ile karşılaşırsa ne olur merak ettiniz mi?"

Küçük bir not daha bölüm size biraz boş gelebilir. Bu bölümü aşırı zorlanarak yazdım bende zaten. İlerleyen bölümlerde toparlarız. Ve bir daha dövseniz birincil bakış açısını denemem.

Bu arada bu tip gecikme sebeplerimi genel olarak discord sunucumuzda yazar duyuru bölümünde yapıyorum. Eğer bilmek isterseniz beklerim. Güzel muhabbetler dönüyor sunucuda.

Linki profilimde bulabilirsiniz.

***

Başlamadan önce sesini bir kaç kez temizledi ve hikayesini kısaca anlatmaya başladı.

Kendisi canavarinsan olmasıyla gelen dışlama dışında normal bir hayat süren bir kızdı. Bilindiği üzere canavarinsanlar, Lanetli Topraklar'dan gelen işgalcilerin öncüleriydi. Zamanında, Vampir ve Kabus ırkından fazla bu Ana Kıta'ya zarar vermeyi başardı ve neredeyse Ana Kıta'daki her yerli tarafından nefret edilen üç ırktan birisi oldu. Bu sebepten ötürü de Ana Kıta yerlilerinin içine ekilen nefret tohumları, Lanetli Toprakta kalan bu başıboş, zararsız gençlere dönüyordu.

Tabii böyle söyleyince, sanki "Gördükleri her canavarinsanı taşlayarak öldüren bir canavar topluluğu" izlenimi veriyor olabilir. Fakat, her şeye rağmen çoğu canlı onları sadece dışlıyor, yokmuş gibi davranmayı tercih ediyorlardı.

Tabii her yer böyle değildi... Her neyse konu şu an için bu değil. Çocukluğunu dışlanmış yaşayan bir kızdı Alicia. Fakat bu dışlama dışında hayatında pek bir sorun yoktu. Tabii her canlı gibi bu duruma sinirlendi, üzüldü, kırgın hissetti. Fakat zamanla diğerleri ona nasıl davranıyorsa onlara öyle davranmaya karar verdi.

Tabii böyle olurkende zaman hızla geçip gitti. Alicia büyüdü, güzel bir genç kız oldu. O kadar güzeldi ki, yaşadığı izbe köyde onu dışlayan tüm kızlar onu içten içe kıskanmaya başlarken, erkekler sular seller gibi aşık oldu.

Tabii bunlar pek de Alicia'nın umurunda olan şeyler değildi. Tek önemli olan annesiydi onun için. Sırf annesi daha iyi bir yerde kalabilsin diye çalıştı, çabaladı ve dahiyane bir şekilde ilkel metotla yanii hiç bir gelişim tekniği kullanmadan, Bilge aleminin ortasına denk gelen Canavarinsanlar ve Canavarlar için kullanılan sistemde Vahşi Canavar aleminin başlangıç kademesine denk gelen bir seviyedeydi.

İlkel gelişim, nadir bulunan gelişim teknikleri sebebiyle oldukça yaygın bir şeydi. Fakat, mevcut yaşıyla -ki Alicia o zaman on beş-on altı yaşlarındaydı- bu gelişim hızı tek kelimeyle... canavarcaydı.

Hikayeyi dinlerken Noah istemsizce şaşkın bakışlarla ona bakakalsa da dinlemeye devam etti.

Neyse, bu canavarca gelişimi köyde o kadar ses getirdi ki söylentiler tüm köyden dışarı taştı. En sonunda bir Tarikat onun canavarca gelişimini duyup ona davet yolladılar.

Bir tarikat ona davet yollamıştı! Tüm herkes ona kıskançlıkla baksada hiçbir girişimde bulunmaya cüret edemedi. Ne de olsa köyün yaşlılarını bile tek kuyruk darbesiyle alaşağı edebilirdi.

Vampir HükümdarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin