Bölüm 10 - Kan Meleğinin Ahlaksız Görevi (2)

571 58 2
                                    

Artık 3 günde bir bölüm gelecektir. İyi okumalar. Bölüm yazarken yardımcı olduğu için SolarStorm'a teşekkür ederim.

***

Noah, biraz süre geçtikten sonra sakinleştiğini hissetti ve sıcacık bir vücuda sarıldığını fark etti. Sıcak vücut annesi kadar rahatlatıcı olmasa da yine de rahatlatan bir his veriyordu. Bu vücudun sahibinin kim olduğunu görmek için kafasını kaldırdığında ifadesiz bir şekilde ona bakan Julia'nın bakışları ile karşılaştı.

O sırada yaptıkları aklına geldi ve yüzüne bakmaya utandı. Kafasını aşağı indirdi. Daha kızın ismini bile bilmiyordu...

Julia'nın ifadesi ise nispeten sakindi.

"Daha iyi misin?" diye sordu nazik bir tonda. Önünde tir tir titreyince bir anlığına her şeyi unuttu.

Noah, "Hıhı... Şey..." diye kendi kendine mırıldanırken, ne diyeceğini bilemedi. Oldukça utanmıştı.

Julia ona dik dik baktı. Neler olduğunu açıklamasını bekliyordu. En son odaya girdiğini hatırlıyordu. Kalanı bulanıktı. Bir tek birlikte olduklarını anlayabilmişti. Fakat bunu pekte dert ettiği söylenemezdi.

"Ne olduğunu anlatacak mısın?" diye sordu. Saygı ekleri kullanmaya gerek duymuyordu. Ne de olsa daha yeni birlikte olmuşlardı. Olabilecekleri en yakın temasa geçtikten sonra bu tip eklerin anlamı yoktu.

Noah da bunu fark attı. Biraz tereddüt etti. Fakat kölesi olduğunu bilmesinin rahatlığıyla her şeyi pat diye söyledi.

"Ya şey... Ben bir vampirim. Kansızlıktan delirmek üzereydim. Bu nedenle senin büyük miktarda kanını emdim."

Denilenler onu baya bir hazırlıksız yakaladı. Göz kapakları titreşti."Anlamadım. Ne?"

"Dedim ki ben bir vampirim."

Julia'nın ifadesi buz kalıbı gibi dondu. Ne diyeceğini bilemedi. Aurası dengesizleşti. Boğukça "Dalga mı geçiyorsun?" diye sordu.

Noah, kafasını hayır anlamında salladı.

Julia'nın ifadesi garipleşti. Hızlıca yataktan fırladı. Bildiğin yataktan atlayarak savaş pozisyonuna geçti. İfadesi hiddetle karışık korkuydu.

"Sizin ırkınız burada ne arıyor!? Yoksa bir çeşit casus musun sen!?" diye bağırarak konuştu. Onu ruhu bile duymadan yatağa atan birisi rahatlıkla susturabillirdi. Fakat onun kötücül ırklar olarak anılan ırklara karşı olan nefreti nedeni ile duygularının konrolünü yitirmişti.

Bu nefret herhangi bir kişisel sebepten dolayı değildi. Bu halkın çocuklarına aktardıkları öğretiler ile ilgiliydi. Vampirler, en kötücül varlıklar olmasalarda en sevilmeyenlerdendi. Sebebi de kan için öldürmekten çekinmemeleriydi.

Farkında olmasa da bacakları şu anda bile korkudan titremekteydi.

Yatakta oturur pozisyona geçerken iç geçirdi. Böyle bir tepki tahmin etmişti. Annesinden vampirlerden ne kadar nefret edildiğini öğrenmişti. Açıklamaya çalıştı. "Hayır. Ben vampir ırkından değilim. Ben... Dönüştürülenlerdenim."

Belirli bir olasılık ile vampirler kanını emdikleri kişileri istemeden dönüştürebilirdi. Fakat böyle olduğunu iddia eden kişilerin isteyerek dönüşmüş olma ihtimali daha yüksekti.

Noah'ın dediği Julia'yı biraz yumuşatmıştı. Fakat hala tetikte idi.

Noah ise iç çekip düşündü ve sordu.

"Eğer vampir ırkından olsam neden seni öldürene kadar kanını emmedim?"

Julia soğukça kesin bir dille yanıtladı.

Vampir HükümdarıWhere stories live. Discover now