Bölüm 30 - Baskın (1)

400 43 4
                                    

Geç gelen bölüm için kusura bakmayın. Yazma isteği gelmiyordu da...

***

Noah devam etmeden önce duraksadı.

"Burası uygun değil. Yukarı çıkalım."

Julia da hemfikir olarak onaylarken, Noah'ın kalkmasını bekledi. İçinde tuhaf bir beklenti ve heyecan vardı.

Noah ise bunlardan haberdar değildi. Kalkmaya çalışmakla meşguldü. Neyse ki bir şekilde hafif yalpalayarakta olsa ayağa kalkabildi. O kalktıktan hemen sonra da Julia kalktı. Ve birlikte yemek yedikleri odadan çıkıp, Lunette'in Noah'ın kalması için verdiği odaya çıktılar.

Oda oldukça sadeydi. Girişte hemen sizi bir yatak karşılıyordu. Sola doğru baktığınızda ise bir dolapla karşılaşıyordunuz. Bu dolap ve yatak dışında doğru düzgün hiç bir şey yoktu. Neyse ki Noah için bir şeyin olup olmaması o kadar da önemli değildi. Hatta sade olması onun için daha iyiydi.

İkili içeri girdikten sonra Noah ne yapacağını bilemeyip yatağa oturdu. İçinden bir ses Julia'yı yatırması ve hayvanca davranmasını söylüyordu. Fakat o öyle birisi değildi.

Julia ise onun ne yapacağını bilemez bu halini oldukça sevimli buldu ve kendisi liderlik etmeye karar verdi. Noah'a yaklaştı ve önünde diz çöktü. Onun giydiği yıpranmış pantolondan, Noah'ın küçük kardeşini biraz sıkı bir şekilde tutarken yüzünde çekici bir gülümseme belirdi.

Noah, yarı uyanık olan küçük kardeşinin kavrandığını hissedince ağzından boğuk bir inilti çıktı.

Yıpranmış pantolonundan küçük kardeşini çıkartırken Julia beklentili bir ifadeye sahipti.

Çıkınca ise...

"Vov. Beklediğimden büyük."

...şaşkınlıkla mırıldandı. Noah'ın küçük kardeşi tahmininden oldukça büyük bir ejderhaydı. Tam olarak uyanmamış olmasına rağmen etkileyici bir izlenim bırakıyor, uyandığında nasıl olacağına dair bir beklenti oluşturuyordu.

Daha önce oral deneyimi olmadığından hareketleri oldukça acemiceydi. Pembe kafalı bu ejderhaya bakarken ilk önce dondurma yalar gibi pembe kafasını yalamaya başladı. Sonrasında doğru yapıp yapmadığına emin olmak için Noah'a baktı.

Noah'ın yüzünde tuhaf bir ifade vardı. İlginç bir deneyimdi yaşadığı. Biraz gıdıklıyor ve huzursuz ediyordu. Diğer yandan tuhaf bir his de hissediyordu.

Fakat bu hissin pek tatmin edici olduğu söylenemezdi.

Julia suratına bakarken merakla "Nasıl?" diye sordu.

Noah, çekimser bir şekilde hafifçe,

"Biraz... ağzına alsan nasıl olur?" diye sordu. Aslında ne yapılması gerektiği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Sadece küçük kardeşinin hissettiği hisleri dinleyerek en uygun fikri öne sürdü.

Julia, kızarık olan yüzü daha da kızarırken onayladı ve fazla bir şey söylemeyip, pembe başı ağzına aldı. Ama sadece başı almıştı. Ağzının içine yabancı bir cisim almanın verdiği tuhaf hisse adapte olmaya çalışırken farkında olmadan diliyle o küçük kardeşi yaladı. Bu da Noah'ın istemsizce irkilmesine neden oldu.

Julia ise tamamen görevine odaklandığından onu dikkate almayıp yavaşça ağzına almaya devam etti. Sonrasında yine yaladı ve tekrar bir kısmını ağzına aldı. Bu tamamını ağzına alana kadar sürdü. Sonrasında ise yavaşça geri çekerken bir yandan da emdi. Emerek bir ileri bir geri ilk başta yavaş, sonrasında ise yavaş bir şekilde temposu hızlanıyordu.

Vampir HükümdarıWhere stories live. Discover now