Bölüm 43 - Aç Bir Hayalet Asla Yeterince Yiyemez (9)

239 36 2
                                    

Bu olayın üstünden yirmiden fazla yıl geçti. Zaman her şeyi yıpratır derler ya. Eri'nin nefreti de aynı şekilde yontundu. Heron hep ona yardımcı oldu. Bir gelişim tekniği verdi, güçlenmesi için gelişim kaynakları bulmasını sağladı. Ona mesafe koymaya çalışsa da koyamadı. Yakınlaştılar bu yıllar geçtikçe. İkisi de güçlenirken aralarında bir tür bağ oluştu.

Heron ise ilk başta Eri'yi ilginç bulmuştu. Taş kalbinde garip hisler doğurabilen tek kişiydi. Bunun sebebini merak etmişti. Zamanla bu hisleri çok sık yaşamaya başladı ve çocukluğundan beri taş olan kalbinin ilk kez birine karşı yumuşadığını hissetti. İlk kez böyle bir deneyimi yaşıyordu. Bu yüzden kıza yakın davranmaya çalışıyordu. Bazen şakalar yapmaya çalışıyor, bazen de sadece sohbet olsun diye yaşadığı tuhaf deneyimlerden anlatıyordu.

Ve böylece bir on yıl daha geçip gitti. İkisinin de zirveye ulaşmasına yarım adım kalmıştı. O eşiği geçtiklerinde bu dünyanın en tepesinde duracaklar ve bir üst diyara adım atacaklardı. Bu arada ikisi de sonunda aralarındaki nefret bağına rağmen birbirlerine açılmış ve birlikte olmuşlardı. Eri'nin karnında bir çocuk bile vardı.

İlk birlikte olmalarında çocuğun olmasına oldukça şaşkındı Heron. Aynı şekilde de biraz mutluydu ve de aynı şekilde korkusu da yok değildi. Korkusu iyi bir baba olup olamamak değildi. Korkusu çocuğunun ölme riskiydi.

Bu zamana kadar gezegenin bir ucundan diğerine kadar gezmişlerdi ve gittikleri her yere yıkım getirmişlerdi. Bu yüzden herkes onların düşmanıydı. Bir keresinde görev için dünyanın yarısını tek başına yok ettiği bile olmuştu. Bu sebeple herkes ondan iliklerine kadar nefret ediyor ve de korkuyordu. Yine de bu korku kadınının karnındaki tohum için geçerli değildi. Öğrenildiği anda tohumu yok etmek için elinden geleni artlarına koymazlardı.

Ve korkusu üç ay sonra gerçekleşti. Nasıl olduğunu bilmese de yanındaki kadının hamile olduğu söylentisi yayıldı ve bu onun için ittifak kuran büyük güçleri paniğe sürükledi. Kimse bu dünyaya ikinci bir Kan Meleği istemezdi. Bu sebeple onları tuzağa düşürecek bir büyük bir plan hazırladılar.

Heron ve Eri bunun eninde sonunda yayılacak olacağını bilmesine rağmen bu kadar çabuk olacağını beklemiyorlardı. Sonrasında ittifak, herkesin duyabileceği şekilde Yedi Ölümsüz'ün Ağıtı ismindeki meyvenin yetiştiği bir ağacın bulunduğunu duyurdu.

Bu meyve ölümsüzlerin kanı ölümlü diyarda döküldüğü vakit çıkan nadide bir meyveydi. Meyvenin bir sürü mucizevi etkisi vardı. Kişinin ömrünü uzatabilirdi, atılım yapmasını sağlayabilirdi ve en önemlisi Heron'un da ilgisini çekmeyi başaran özelliği, hamileliğin sorunsuz geçmesini sağlayabilirdi.

İlk başta hamilelik olayı sıradan gibi gözükebilirdi. Fakat unutmamalıydı ki iki oldukça güçlü varlığın spermi ile yumurtası bir araya geliyordu. Bunun sonucunda hamilelik başarısızlıkla sonuçlanabilir, çocuk ölü doğabilirdi. Bu çok olağandı. Gücün bedeli de bu doğurganlıktaki azalmaydı.

Fakat bu meyve sorunsuz geçmesini sağlayabilir ve çocuğun sağlıklı doğmasını sağlayaabilirdi.

Heron ise tüm bunların tesadüf olmadığını avcunun içi gibi biliyordu. O yaşlı bunaklar tuzağa düşürmek için bunu yapıyorlardı. Yine de Heron'un o meyveye ihtiyacı vardı. Bu sebeple yapması gerekeni yaptı ve diğer herkes gibi yayılan söylentide bahsedilen yere, Varlığın Sonu olarak bilinen manası korkunç derecede zayıf olan kara parçasına gitti.

Tabii giderken yalnızdı. Zar zor da olsa Eri'yi ikna etmişti. Bunun neticesinde döneceğine dair söz vermek zorunda kalmıştı.

'Umarım sözümü tutabilirim.'

Vampir HükümdarıWhere stories live. Discover now