Bölüm 32 - Baskın (2)

319 35 7
                                    

"Olmasa bile önemli değil. Burada bir sürü harikulade cesetler olma potansiyeline sahip vücutlar var. Ehehe."

Oğlanın garip yanıtına karşı sadece bir iç geçirmek ile yetindi lider. İşini düzgün yaptığı sürece astlarının kişisel hobilerini pek umursadığı söylenemezdi.

...

Aradan bir kaç saat geçti. Neşeli olan köyde küçük çaplı bir panik hakimdi. Panik olanlar çoğunlukla genç, çocuk kesimiydi. Yetişkinler, sanki bunun olacağını biliyormuş gibi korkutucu bir sakinliğe sahipti. Bu yüzden panik olan çocuklar, yavaşça yatışmaya başlıyor ve ebeveynlerinin söylediklerini yerine getirmeye başlıyorlardı.

Bunlar olurken erkekler -ve bazı kadınlar- sanki olası bir savaşa hazırlanıyormuş gibiydiler. Nereden çıktığını çocukların anlamlandıramadığı zırhlarını kuşanmış, oldukça keskin gözüken; mızraklarını, kılıçlarını, baltalarını ve oldukça havalı ve sağlam duran yaylarını -tabii ki oklarla dolu sadakları da kuşanmışlardı- ellerine almışlar, olası bir savaş için hazırlık yapıyorlardı.

O saatte meydanda olanlar dışında geneli kimlerin onlara saldıracak kadar acımasız olduğu konusunda bir fikre sahip değildi. Özellikle küçük olan çocuklar. Böylesine zararsız bir yere neden saldırmayı düşünsünler gibi düşüncelere sahiptiler.

Bunlarla en alakalı ve de aynı zamanda en alakasız olan Noah ise Julia'nın gelmesini istedi ve Alicia ile apar topar Lunette'in tarif ettiği "Sığınak" olarak bahsedilen yere koşmaya başladılar. Bunu yapan tek kişi olmadıkları için biraz arbede oluşsa da bir şekilde diğerleriyle birlikte ilerleyebildiler.

Fakat Noah kısa bir anlığına duraksadı. Yüzünde tereddütlü bir ifade belirdi. Sonrasında boş bir bakışla, bir yöne bakarken tereddütlü ifadesinin yerini ilgisiz bir hal aldı ve kendi kendine mırıldandı.

"Sana güveniyorum. Umarım dediğin gibi olur."

Bunu demesinin ve önüne dönmesinin hemen ardından birisi ona çarptı.

"Ah, kusura bakmayı-"

Çarptığı kişiyi görünce duraksadı. Bakışları ilgisiz bir hal aldı ve sanki o orada yokmuş gibi geri döndü.

"Ah, sen miydin? Kusura bakma küçük kertenkele. Seni görmemişim."

Çarptığı kişi onun bu köyde ona en belirgin şekilde düşmancıl hislerinin olduğunu düşündüğü kertenkele kuyruklu kadındı.

Alaylı tavrı, kertenkele kuyruklu kadını sinirlendirdi. Fakat şu an kavga edebilecekleri ne uygun bir yerdeydiler ne de uygun bir zamanda. Bu sebeple uzatmamayı tercih edip, Noah'ın yanından yürüyerek geçti.

Noah da hemen ardından peşinden gitti.

Onlar gittikten bir kaç dakika sonra, ağaçların arkasından bir iç çekiş geldi.

"Huh. Bir an yakalandım sandım. O da neydi öyle?"

Takım lideri olarak seçilen o lanet kaslı kadının, o psikopat astının emrine uyarak köylülerin en ufak hareketini dahi takip etmekte görevlendirilen adamlardan birisiydi. Kendisi, şu ana kadar neredeyse hiç fark edilmemişti. Kendine gizlilik konusunda oldukça güvenen birisi olduğundan bu onun için oldukça normaldi. Fakat, aniden bir çift gözün onu bulduğunu hissetti.

Bakan kişi her kimse, bakışları ölümün soğukluğunu yayıyordu. Öyle ki bir an ölümünün yakın olduğunu hissedip kaskatı kesildi. Fakat şanslıydı ki ölmek yerine ona bakan kişi bakmayı kesti. Bu ona bakan her kimse merhametin işareti ve aynı zamanda bir uyarıydı onun için ve o bu uyarıyı açıkça anlamış ve onu açıkça korkutmuş ve tereddütlü bir hale sokmuştu.

Vampir HükümdarıWhere stories live. Discover now