Bölüm 62 - Julia'nın Kararlılığı (2)

183 19 6
                                    

Aradan bir gün geçti. Eve gittiğinden beri Julia bir kez olsun odasından çıkmadı. Hatta yatağından bile kalkmadı. Günün tüm saatleri boyunca aralıksız meditasyondaydı.

'Hadi! Hadi yalvarırım.'

İçten yalvarmalarıyla bir kez daha son aşamayı tamamlamak için değiştirmeye çalıştı.

Bilge alemine ulaşmak için ilk adım sıvılaşan mananın belli bir kısmını katılaştırmaktı. Katılaştırmayı başlatırsan bilge alemine girerdin. En basit haliyle böyleydi.

Fakat bir türlü katılaşmayı yapamıyordu. Normalde yapabilmesi gerekirdi. Fakat sağlam bir darboğazdaydı. Gerekli manayı çekip dönüşümü sağlayamıyordu.

'Ne yapmalıyım? Pes mi edeceğim?'

O an zihnini pes etme düşüncesi doldurdu. Sonraysa neden çabaladığını anlamlandıramadı. Noah için neden bu kadar uğraşıyordu?

'Gerçekten neden pes etmiyorum ki? Neden onun için bu kadar uğraşıyorum? O beni Yükselen Güneş Tarikatından çıkarttı. Tüm hayatımı paramparça etti. Neden ona hala yardım ediyorum? Neden onu seviyorum? Bu mühür yüzünden mi? Neden?'

Düşünmeye devam ettikçe düşünceleri kaotikleşiyordu.

'Gerçekten onu seviyor muyum ki? Ya tüm bunlar sadece mühürden kaynaklıysa? Ya tüm yaşadığım duygular sahteyse...'

Düşünceleri dengesizleşirken Julia bir şeyin farkına vardı. Şu ana kadar hep Noah'ı sevdiğini ve tüm bu olanları unuttuğunu sanmıştı ve buna kendini inandırmıştı. Fakat yanılmıştı. Sadece bastırmıştı ve şu an bu düşünceler gün yüzüne çıkmıştı.

'Madem öyle... Tüm bu duygular bana ait değilse ve yaptığım tüm davranışlar bu mührün sonucuysa... Ben neden yaşıyorum ki?'

O anda ölmeyi düşündü. Hiçbir şey ona ait değilse neden yaşamalıydı? Bu düşünce zihnini kemirip durdu. Düşünceler batağına saplanmıştı ve bu batakta batmaya devam ettikçe darboğazı da sağlamlaşıyordu.

Düşünceleri daha da kötüleşirken önünde bir surat belirdi. Bu gözleri ve saçları simsiyah olan bir gencin suratıydı. Sevimli sayılabilecek bir yüzü vardı. Ona olan sevgi ve utançla doluydu.

'Neden Noah'ın görüntüsü birden zihnimde belirdi? Neden... Bu mührün etkisi değil mi?'

Gözlerini aniden açıp mührün olduğu yeri kontrol etti. Fakat beklentisinin aksine mühürde herhangi bir parlaklık yoktu. O an şaşkına döndü.

'Parlamıyor. Neden? Neden parlamıyor? O zaman neden belirdi? Bu sevgi, bu duyguların hepsi gerçek mi?'

Kaotik düşünceler zihnini doldururken düşünce akışı devam ediyordu.

'Seviyorum. Ben onu seviyorum. Fakat tüm bunları yaptıktan sonra neden? Neden hala seviyorum? Neden hayatımı mahveden bu adama böylesine bağlıyım?'

O sırada zihninde yaşadıkları anılar geldi. Kısaydı fakat etkileyiciydi. Onunla ilk tanıştıkları andan başladı her şey. Eski sevgilisini öldüren adamı haklayışı, herkesi öldürmesi, köyde Yuen'i gömerken ağlaması ve yemek yerken yaşadığı en kötü anı anlatmasını hatırladı. Tüm bunların hepsi birden film akışı gibi belirdi.

'Seviyorum. Onun içten duygularını seviyorum. Kendini saklamamasını seviyorum. Olduğu gibi olmasını seviyorum. Acımasızlığını seviyorum. Duygusallığını seviyorum. Bağlılığını seviyorum. Onunla ilgili herşeyi seviyorum."

Vampir HükümdarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin