Bölüm 38 - Aç Bir Hayalet Asla Yeterince Yiyemez (4)

225 33 0
                                    

Noah, önündeki manzarayı adeta bir film gibi izliyordu. Oldukça şiddetli bir kavga olmak üzereydi. Yine de buna rağmen sakindi ve sanki biraz da... heyecanlıydı?

'Neden bu kadar heyecanlıyım? Kalbim hiç atmadığı kadar hızlı atıyor, düşüncelerim oldukça yavaş bir şekilde bulanıklaşıyor... ve karnım aç. Kan... Ruh... Soylarımla alakalı bir şey mi bu?'

Hislerine bir tarif bulmaya çalışırken Julia gidip gitmeme arsında tereddütteydi. Noah nedenini bilmediği şekilde donakalmıştı. Bu yüzden endişeliydi. Tüm dikkatini Noah'a endişeyle vermesine rağmen onun yavaşça beyazlaşan saçlarını fark etmedi. İlk başta tek bir teldi. Sonra saçının önü oldu. Ancak sonra yavaşlamaya başladı. Ve durdu.

Noah'ın saçlarının beyazlaması durduğu esnada da azıcık savaşma potansiyeli olanlar -kimisi intihar saldırısı düzenlemek üzere gibiydi- pozisyonlarını almış, insanların saldırmasını bekliyordu.

Kibirli insan ise güçlerini detaylıca hissedebilmek için, manasını tüm köylüleri kaplayacak derecede yaydı. Bu tip bir şeyi yapmak çok mana tüketirdi. Fakat kibirli olsa da aptal değildi. Karşısında çok fazla Usta varsa savaşmaktansa gururunu zedelemeyi tercih ederdi. En azından hayatta olurdu.

Ve bulduğu keşifle yüzünde soğuk bir sırıtış belirdi.

"Demek beni kandırmaya cüret edersiniz aciz yaratıklar. Hehehehe! Ben Leonardo Alev hepinize ölene kadar yaşayabileceğiniz en korkunç acıyı yaşatacağım! Alev Klanının gizli sanatına boyun eğin!"

Devam etmeden önce sanki dua ediyormuş gibi ellerini göğe doğru açtı. Açtığı andan itibaren dantianından etrafa dehşetengiz bir miktarda mana yayılmaya başladı. Alev kadar canlı kırmızı renkte mana etrafında toplanırken mana bir enerjiden çıkıp yanmaya başladı. Yanarken ise kocaman bir doğu ejderhası şeklini aldı.

Pek canlı gözüktüğü söylenemezdi. Bir origami gibiydi. Sahte olduğu belli, fakat insana farklı duygular yaşatıyordu. Yine de bu doğu ejderhasını, sıradan bir origami ile karşılaştırmak pek doğru olmazdı.

Her neyse, sonuç olarak yanan dev bir doğu ejderhası tezahür etmişti.

"Hahaha! Tekniğimin gücünün önünde eğilin! Alev Ejderinin Öfkesi!"

Ejderha öfkeyle kükredi. Öfkesi görünümünün aksine oldukça canlıydı. Hızla çeşitli ırklardan oluşan bu topluluğa ilerledi alev ejderhası.

Bunu gören elli zirve kademe bilge engellemek için atıldı. Kimisi avuç içi teknikleri kullanırken, kimisi bu alev ejderhasına benzeyen, ama daha minyatür ve daha canlı tezahür edilen teknikler kullandı.

Alev ejderhasının ise bu teknikler pek umurunda değil gibiydi. Tek amacı hepsini yok etmek olan bir canavarmış gibi tüm tekniklere göğüs geldi ve elli bilge alemi gelişimcisinin de içinden geçti.

Sonrasında hepsi yanarak öldü. Çığlık atmaya bile fırsat bulamadılar.

İşte bu bir Usta aleminde olan bir uzmanın gücüydü!

Elli bilge alemi gelişimcisini bir hiçmiş gibi yok etmişti bir saldırısıyla. Üstelik bu daha başlangıç gibiydi. Ejderha hiç bir durma belirtisi göstermeden dehşete düşürücü bir hızla ilerledi.

Kan isteyen şeytani bir canavar gibiydi.

Bunu gören yaşlı adam dişini sıkıp, onu durdurmak için öne doğru zıpladı. Benzer şekilde tehlikeli bir aura yayan bir kadın da ona katıldı. İkisi de ayrı teknikler kullanarak onu durdurmaya çalıştılar.

"Kaplan Pençesi!"

"Şeytani Lotus Vuruşu!"

Birinin kaplan pençesini andıran saldırısı ile diğerinin bir lotusun olmaması gereken tehlikeli bir cazibesi olan vuruşu bir bir şekilde kudretli alev ejderhasına daldı.

Vampir HükümdarıWhere stories live. Discover now