Bölüm 56 - Kaçış

163 23 0
                                    

Lunette bu konuda ne hissedeceği konusunda emin değildi. Evet, korkmuştu. Çünkü o anda tanıdığı Noah'tan tamamıyla farklı birini görmüştü. O kısacık anda kana aç bir şeytan görmüştü.

Noah onun cevap vermediğini görünce sorusunu yeniledi.

"Benden... korkuyor musun?"

Bu sefer sesinde biraz hüzün ve acı vardı. Önceki hayatı ne olursa olsun bu hayatında oldukça yer kaplayan birisiydi Lunette. Tıpkı Alicia, Julia ve de Violet gibi önemli kişilerdendi. Onun için yeri doldurulamayacak kişilerden. Eğer bu ufacık hadise bile ondan korkmasına yetiyorsa...

...Yapabileceği pek bir şey yoktu. Herkes değişirdi. Değişim kaçınılmazdı. Buna ayak uydurması gerekti. Uyduramazsa her ne kadar kalbinden bir şey kopacak olsa da...

Noah'ın sorusundaki acı tonu fark eden Lunette'nin duyguları kabardı. Korkunun yerini pişmanlık alırken tereddütsüz bir şekilde "Hayır, hayır Noah! Senden korkmuyorum. Sadece biraz... şaşkınlık yaşadım." diye sert bir şekilde cevapladı.

Ona bakarken ne hissetmesi konusunda emin değildi. Noah'ın her zamanki Noah olmadığı farkındaydı. Fakat o onu seviyordu. Tanıdıkça yaşadığı olayı duydukça ona üzülmüştü. Ona olan bağlılığı artmış, aradan geçen zamanlada ona yakınlaşınca da kalbinde sabit bir yer edinmeyi başarmıştı. Şimdi ani değişimi onu şaşırtıp korkutsa da her şeye rağmen ona bakışlarından emindi. O tanıdığı, sevdiği Noah'tı.

Noah, onun bu dediğini duyunca sarılma isteğine karşı koyamadı. Ona sıkıca sarıldı. Üstüne bulaşan kanlara rağmen önemsemeyip Lunette de aynı şekilde sarılmasına karşılık verdi.

Noah sarıldıkları esnada vücudu kan için çıldırıyordu. Fakat sağlam iradesiyle bu isteği bastırmak oldukça kolaydı. 'Şimdilik bastırabiliyorum. Fakat uzun süre dayanamam. Bu gece Lunette'yi ikna etmem lazım.' diye düşündü.

O sırada sonunda ayrıldılar.

Lunette "Eee bu iki cesedi ne yapacağız şimdi?" diye sordu.

Noah cevaplamadan önce biraz düşündü.

'Kanlarını tüketemem. Biri çürümüş, diğeriyse ölüm alanıyla uğraşmış. Kanı zehirlidir muhtemelen. Değilse bile öyle iğrenç bir şeyi tüketmem. Hmm...'

O sırada aklına küre geldi ve parlak bir fikirle küreye cesedi sarmasını emretti. Aralarında bir tür sözleşme vardı. Bunu tarif etmek güçtü fakat Noah isteğini iletince elindeki silah hemen kavrıyor ve ona göre davranıyordu.

Bu seferde emrine uydu ve vücudu komple sardı.

Tüketmeye devam ederken adamın ölüsü sanki bir kozayla kaplanmış gibiydi.

Meraktan "Ne yapıyorsun?" diye sordu. Noah gizemli bir gülümsemeyle "Biraz bekle." dedi. Lunette merak etsede beklemeye karar verdi.

Aradan on dakika geçti. Koza hala büsbütün duruyordu ama içinde vücut yoktu. Tamamiyle kaybolmuştu.

Daha sonra kan hızla dağılıp tekrar küre haline geldi, yere bir yüzük ve de cübbe düşürdü. Bununla daha sonra ilgilenebilirdi.

"Tahmin ettiğim gibi!" Noah mutlulukla kahkaha attı. Mutluluğunun yanında birazda acı da yok değildi gerçi.

Lunette ne olduğunu anlayamadığından başını yana eğmiş sevimli gözlerini kırpıp duruyordu.

Ona öyle baktığını görünce açıkladı. "Bu küre... Gelişebilen bir silah! Her ne kadar sınırını bilmesemde. Canlıların cesetlerini tüketerek gelişebiliyor. Az önceki deneyim buydu ve başarılı."

Vampir HükümdarıDove le storie prendono vita. Scoprilo ora