Bölüm 51 - Şehir (2)

178 31 6
                                    

Gelen yumruk karşısında şaşkına dönmüş Noah'ın zihni zamanında tepki veremese de vücudu verdi.

Gelen yumruğu eliyle durdurdu. Yüzünde şaşkın bir ifade belirdi.

"Niye bana saldırıyorsunuz?"

Noah, saldıran herife şaşkınlık dolu bir bakış attı. Saldıran kişiyi biraz incelediğinde ise sadece bir iç geçirdi.

Sıradan bir ayyaştı. Siyah saçları, yeşil gözleriyle bir sarhoşa göre oldukça göze çarpan özellikleri vardı. Simsiyah bir kıyafet takımı giymişti. Bir sarhoştan oldukça farklı gözüküyordu.

Fakat oldukça yakın olduğundan Noah o yoğun alkol kokusunu rahatlıkla alabildi.

"Önümde ne arıyorsun la ruhunu becerdiğim!?" diye bağırdı yumruğunu yakaladığı sarhoş.

Noah ona sadece ilgisiz bir bakış atıp, elini bıraktı.

"Sanırım biriyle karıştırdınız. Ben buraya daha yeni girdim."

Noah'ın dediğini duyan sarhoş kısa bir şaşkınlık yaşamış gibiydi. Neyse ki şaşkınlığı kısa sürdü ve hedef değiştirdi. Gitmeden önceyse kendi kendine bir şeyler mırıldanıyor gibiydi.

"Tuhaf birisi." diye yorumda bulundu Julia.

Noah onaylarken koluna baktı.

'Gerçekten ilginçti. Gücü beklediğimden oldukça farklı. Dikkat etmeseydim kolumu kaybedebilirdim. Neyse şimdilik hedefime döneyim. Belki ilerde karşılaşırız yine belli mi olur?'

Sonrasında Crux'a döndü.

"Geç bir yere de konuşalım."

"Hadi şimdi de ne diyeceksen." dedi asabi bir şekilde sandalyelerden birine otururken.

Noah, ona bakarken aptala baktığını hissetse de sinirlenmeye gerek yoktu. Diğerlerine bir yer bulup geçmelerini söyledi ve baş başa kaldılar.

"Evet, dediğim gibi kız kardeşini senin için onun elinden kurtarabilirim. Fakat bir takım şartlarım var. İlk şartım, tarikata girdiğimde bana elinden gelebilecek her türlü desteği sunman."

Devam etmeden önce durdu ve ifadesini yokladı. Crux'un ifadesinde herhangi bir sorun tespit edemedi. Bunu görünce devam etti.

"İkinci şartım ise kız ben tarikatın en önemli kişilerinden olana kadar benim yanımda kalacak. Merak etme istediğin kadar görebilirsin ve herhangi bir zarar vermeyeceğim kız kardeşine."

Crux sinirlendi. Yine kız kardeşi birisinin eline düşmüyor muydu sonuçta!? Onun ani değişen öfkesini görünce sakinleşmesini işaret edip eliyle orada sohbet eden Julia'yı işaret etti.

"Şu kızı görüyor musun? O da benim kölem mesela. Fakat hiç bir şekilde ona köle olarak davranmadım ve sıradan bir insandan bir farkı yok. Yani bana güvenebilirsin."

Julia'nın onun kölesi olduğunu duyunca bariz bir şaşkınlık yaşayıp tereddüde düştü. Köleler insanlardan alt sınıflardı. Onlara her türlü zulüm bu dünyada normal karşılanan bir şeydi. Fakat o kıza baktığında herhangi bir zulme uğramış gibi durmuyordu tam aksine sanki oldukça iyi bakılmış gibiydi.

Onun tereddütlü ifadesini görünce son noktayı koymak için son cümlelerini söyledi.

"Pekala bana güvenmeyip bunun yerine o adam tarafından sertçe becerilmesini istiyorsan keyfin bilir. Görüşürüz. Gelin çocuklar, gidiyoruz."

Vampir HükümdarıWhere stories live. Discover now