Bölüm 41 - Aç Bir Hayalet Asla Yeterince Yiyemez (7)

264 36 15
                                    

Noah ruhları hemen tüketmek istiyordu. Fakat şu an savaşın sonucunu görmek için beklemesi gerekiyordu. Neyse ki soy uyanışı savaşlarının sonucunu görmesine yetecek kadar uzun dayanabilirdi.

Bu sırada kendi özgün tekniğini kullanan kadınsa, kullandığı teknik yüzünden birden solgunlaştı. Diğerleri bunu beklemediğinden şaşırdılar. Biri tepki vermekte geciktiği için yüzünde bir tebessüm belirerek aniden kalp atışı durdu.

Rüzgar kullanıcısı ise bu tekniği daha önce kadından duyduğundan durdurmak için yüzünü kollarıyla kapatırken bağırdı.

"Yapma Elisa! Birlikte yenebiliriz onu. Hiçbir şey olmasa kaçarız. Işınlanma kristallerimiz yanımızda."

Rüzgar kullancısının dediği doğruydu. Her birine bu yolculuğa çıkmadan önce bulundukları konumdan üç kilometre uzağa ışınlanmalarını sağlayan bir ışınlanma kristali verilmişti. Bunlar, o kadar değerliydi ki, sıradan bir klanın tüm mal varlığını hatta kendilerini dahi komple satsan bile bunlardan bir tane etmeyebilirdi. Değeri o derece astronomikti.

Yine de buna rağmen çalıştıkları yer bunları hayatta kalmaları için tedarik etmişti. En azından rüzgar kullanıcısının bildiği buydu.

Kadın, onun dediğini duyunca bir an duraksadı.

"Sen ne anlatıyorsun? Benim kristalim falan yok. Hatta buradaki kimsenin yok. Sadece senin gibi kahrolası zengin pisliklerin kristali var."

Diye öfkeyle yanıtladı. Sonrasında iki eliyle dev bir enerji küresi oluşturup, rüzgar kullanıcısına fırlattı. Görülen yüze göre herkese bu kristalden dağıtılmıştı. Fakat işin aslı öyle değildi. Tarikattan da gelsen, imparatorluktan da gelsen eğer belirli bir ağırlığı olan arka planın yoksa sana ölüm askeri muamelesi yapıyorlardı. Yaşayıp, yaşamaman umurlarında bile değildi. Kadın bu yüzden tereddüt dahi göstermeden ihanet etmişti.

Rüzgar kullanıcısı göremese de sezileri yüksekti. Yoğun tehlikeyi içgüdüsel bir şekilde hissetti ve yana doğru sıçarayarak atlattı. En azından o öyle düşündü. Dev küre aniden ikiye ayrılıp yatay bir şekilde zıt yönlere hareket ettiler. Rüzgar kullanıcısı buna tepki vermekte gecikti.

Sonuç olarak ise hızla geriye savruldu, duvara çarptı ve bayıldı. Kadın ise ona bakarken bir an acır gibi bir ifade gösterse de, sonrasında tekrar ifadesiz yüzünü takındı. Onu öldürmek için bir büyü topu oluşturmuştu. Tam ona fırlatacak iken Noah aniden "Dur." dedi. Dediğini duyan kadın yeni patronunun dediğini yaptı.

Noah tüm bu olanları şaşkınlıkla izlerken istemsizce hayran kaldı. Kadının bu kadar kararlı olmasını beklemiyordu. Kendi yoldaşını öldürecek kadar kararlıydı.

"Bu çok... Etkileyici." Diye mırıldandı kendi kendine. Sonra ise etrafa dikkatlice baktığında yapılacak başka bir şey kalmadığına karar verdi.

"Sen kadın, o adamı bağlayıp benim yanıma getir. Diğerleri ise; ben şu portalın önündeyim. Halledersiniz sonuncuyu."

Sonra ise figürdeki canlılık hızla söndü ve Noah'ın gözleri canlandı ve bir kez daha aurası şiddetlendi. Fakat ilk olduğu kadar aşırı değildi. Aksine oldukça kontrollü bir yükseliş gibiydi.

"Huh, bu yorucuydu. Artık elimizde neler var bakabilirim."

Noah bir kez daha ruh sarayına dalarken, ortada bir ona afallamış bir şekilde bakan Julia, bir savaşı kazanmanın verdiği heyecanla kalan saldırgana saldıran halk, bir de ne olduğunu bilemeyen bir kadın bırakmıştı.

...


Savaşın başlangıcında Noah'ın gezegeninde;

kendisi gelen ruhları tüketmeye devam ediyordu bir saray oluşturmak için. Fakat saray oluşturmanın pek de kolay olduğu söylenemezdi. Süreç oldukça yorucuydu. Yine de kaba taslak olarak bir tür saray oluşturmuştu.

Vampir HükümdarıOù les histoires vivent. Découvrez maintenant