11//Yalanlar, Sırlar, Hisler ve Tam Ortalarında Duran Prens Jeongguk

8.3K 1K 599
                                    

İyi akşamlar👋🏻👋🏻

Sınır, 170 yorum

İyi okumalar dilerim~~~

...............

   Jeon Krallığı / Saray Bahçesi

   Jeongguk günün en sıcak saatlerinin ardından yavaş yavaş serinlemeye başlayan havayla ve esmeye başlayan rüzgarla keyifli bir hale gelen bir bahçe yürüyüşündeydi. Üzerinde açık mavi bir renge sahip günlük kıyafeti vardı. Saçları tepeden at kuyruğu şeklinde toplanmış, sırtına doğru düz tutamlar halinde dökülüyorlardı ve o, hareketlerine gerçekten çok dikkat ediyordu. 

Belki bu yürüyüş işine yalnız karar vermiş olsaydı şu anda babasından aldığı izinle gölünün kenarında keyifli vakit geçiriyor olurdu ancak hayır! Bu yürüyüş işine kendisi karar vermemişti. Fikir annesinden çıkmıştı ve şu anda birlikte yürüyorlardı. Annesinin arkasında sade kıyafetleriyle sekiz hizmetçiden oluşan bir grup varken onun arkasında yalnızca baş hizmetçisi olan omega vardı. 

Normalde olsa onun da peşinde kuyruk gibi dolanmasını istemezdi fakat bunu yapamıyordu şu anda. Malum, annesi çok katıydı bu gibi konularda. Sarayda, güvenli sınırlar içinde olsa bile yanında birinin olması konusunda ısrar ediyordu. Jeongguk da ne onunla inatlaşmak, ne de onu kırmak istiyordu. Bu yüzden onunla görüşeceği zaman baş hizmetçisini yanında bulunduruyordu. 

Yan yana, aralarında bir metrelik bir mesafe varken sürdürdükleri yürüyüş son konuşmalarının ardından birkaç dakika sessizlikle geçmiş, ardından zemini seyreden Jeongguk'un kulağına annesinin sesi dolmuştu. Orta yaşlarındaki kraliçe gözlerini direkt olarak baktığı önünden ayırmadan, "Prenses Ah-In'in düğünü yaklaşıyor. Düğün Jung Krallığında yapılacak. Bir hafta sonra yola çıkacağız. Hazırlıklarını ona göre yaparsın." diyerek konuştuğunda, Jeongguk o çeşit bir takıntısı olmadığı için başını annesine çevirdi. 

"Öyle mi? Bu kadar erken olacağını bilmiyordum." Şaşkınlığı dile getirdikten sonra annesinden, "Kış aylarına bırakmak istemediler." tarzında bir açıklama almış, sessizleşmişti. Normalde bu andan sonra ona soracağı soruların çoğunluğu nasıl kıyafetler götürmesi, nasıl davranması gerektiği üzerine olmalıydı ancak Jeongguk son birkaç gündür olduğu gibi yeniden omegası tarafından dürtülürken önünde birleştirdiği ellerini sıkmıştı.

Ardından sesine hissettiği çekingenliğin yansımamasını ve annesinin herhangi bir şeyden şüphelenmemesini umut ederek, "Bütün krallıklar orada olacak mı?" dedi. Normal bir vakitte önemsemediği için sormadığı bu soruyu bu sefer sorarken asıl niyeti elbette omegasının geçen onca güne rağmen zihninden atmasına izin vermediği prensin gelip gelmeyeceğini öğrenmekti. Bu yüzden sormuştu. Annesi zeki bir omegaydı, anlamamasını umut ediyordu. 

"Neden soruyorsun? Burada seni ilgilendiren bir durum göremiyorum." Annesi korktuğu bir şekilde direkt cevap vermek yerine ona karşı bir soru yönelttiğinde, Jeongguk gezindikleri bahçede gözlerini gezdirirken yutkunmuş, "Hiç." demişti ince bir ses tonuyla. "Merak ettim." diyerek devam etti ve üzerine yoğunlaşan şüpheci gözlerin etkisini arttırdı. 

Kraliçe, gözlerini ona çevirmeyen oğluna baktı yan gözle ve şüpheyle. Onun son günlerde dalgın olduğunu zaten fark etmişti. Oğlunun baş hizmetçisi olan omegadan haberleri de almıştı. Hizmetçi prensin kızgınlığa girebilecek olduğunu söylemişti ona ve o da şimdiden hazırlıkları tamamlamıştı. Ancak tam da şu anda, hiç de kızgınlığa girebilecekmiş gibi durmuyordu Jeongguk. Hiçbir belirtiyi göstermiyordu. 

Bu işin içinde başka bir iş vardı. 

Kendi gençliğini hatırladı. Soylu bir tüccarın kızıydı şu anda kral olan veliaht prensle evlenmeden önce. Onunla ilk tanıştığında çok fazla heyecanlanmış ve aşırı derecede feromon salgılamıştı. Kızgınlıkla alakası olmaksızın kızgınlıktaki gibi feromon salgılamak tek bir anlama gelirdi ancak bu anlamla oğlunu bağdaştıramıyordu. 

love story Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin