15//İğneleme

8.7K 1.1K 862
                                    

İyi akşamlar👋🏻👋🏻

Yine eğlendiğim bir bölüm👌🏻

Bir de şey, ben böyle ufak zaman atlamaları yapıyorum ve bazı konulardan detaylı olarak bahsetmiyorum ve bunun sebebi o kadar da üzerinde durulmaya değer olmayan şeyler yaşanması aralarda. Kendim okurken bazen hep atlaya atlaya yazıyorum kötü mü oluyor acaba diyorum, bir başkası da benimle aynı fikir de olmasın diye sebebini belirteyim dedim xldmxlmxk

Sınır, 240 yorum

İyi okumalar dilerim~~~

.............

   Jung Sarayı / Bahçe

   Gündüzden başlayan kutlamalar hala sürüp gider, çalgı çengilerin etrafa dağıttığı melodiler herkesin ilgisini cezbedip kutlamaya neşe katarken dün gece başlayan düğün kutlamaları son hız devam ediyordu. Hava kararmak üzereydi. Bahçede yapılacak olan kutlamaya davet edilen tüm davetliler akşam yemeğini es geçmişlerdi zira bahçenin belirli köşelerine kurulan atıştırmalık tezgahları o kadar cezbediciydi ki, kimsenin akşam yemeği için midesinde yeri kalmamıştı. 

Jeongguk annesinin hemen yan tarafında, arkadaşı ve nişanlısı için ayrılmış özel koltuktan birkaç metre uzakta otururken kaçamak bakışlarla sürekli alfaların oturduğu tarafa bakıyordu ve kendisini çok toy hissediyordu. Durgundu. Çevresinde dönen sohbete katılmayı reddediyordu zira onun dikkati tam da şu anda yanındaki Jung Krallığı Alfa Prensiyle sohbet eden Prens Taehyung'taydı. 

Normalde onların oturduğu tarafa bakması bile başlı başına bir bela sebebiyken gözlerini bir şekilde sürekli oraya değindirmesi kesinlikle felaketin başlangıcıydı. Tek ümidi, kaçamak bakışlar konusunda başarılı oluyor olması ve kimsenin onu görmemesiydi. Bir kişiye daha bir şeyler çaktıramazdı. Zaten şimdiden iki kişinin dikkati üzerindeydi.

Küçük bir iç çekip bakışlarını kaçırdı ve önlerine serilmiş sofradan kendi önünde duran küçük tatlılardan birini eline aldı. Bu akşamki üçüncü tatlısıydı bu ve kendisine engel olamıyordu kesinlikle. Tatlıyı olabildiğince kibar bir şekilde ağzına atmış, yanakları hafifçe şişerken çiğnemeye başlamıştı. Bu sırada kaşlarını hafifçe çattı ve tadını beğenmediğini düşündü. Neyden yapılmıştı bu acaba? Çok ekşiydi. 

Ellerini yeniden kucağına koyarken çiğnemeyi bitirip yutkundu ve yeniden kısaca alfaların oturduğu tarafa doğru baktı. İncelemek için dakikalardır kaçamak bakışlarla dikizlediği adamla göz göze geldiğindeyse gözlerini irileştirip hızlıca önüne döndü. Yakalanmıştı. Yeniden o tarafa baktığında ve Taehyung'un omuzları sarsılırken güldüğünü gördüğünde bunun o kadar da sorun olmadığına karar verdi. Dudaklarını birbirine bastırmış, önünde birleştirdiği elleriyle oynamaya başlamıştı. 

Onun karşı tarafında, kendisinden birkaç kişi uzakta oturan Kim Kraliçesi ise bu sırada Karşısında oturan Min Kraliçesine dert yanıyordu. Dikdörtgen sofranın üzerinden içinde yumuşak bir içkinin bulunduğu bardağını dudaklarına götürdü ve ufak bir yudum aldıktan sonra yutkunup, "Onu bir türlü ikna edemiyorum." dedi. Jeongguk'un etrafında dönen sohbete başından beri ilk defa açık olan işitme duyusu bu cümleyi anında yakalamıştı. Başını kaldırıp Kim Kraliçesine baktı merakını gizlemeye çalışırken. 

"Eminim düzelecektir. Sen dert etme." Min Kraliçesi yumuşak bir gülümsemeyle ona dert yanan kendisinden küçük kadını teselli etmeye çalıştığında Kim Kraliçesi bu tesellilere karnının tok olduğunu sözleriyle belli etmişti. "Hiç de öyle olmuyor arkadaşım." diye başladı sevecen ama hüzünlü bir ses tonuyla. 

"Evlenme çağı geldi de geçiyor bile. Korkuyorum artık. Ya bir gün Kraliyet ailemize uygun olmayan omeganın tekini karşıma getirirse? Tanrı şahidim kalpten giderim. Hepiniz cenazeme gelirsiniz." Jeongguk bu sözler karşısında hafifçe kaşlarını kaldırdı. O kadar mı kötüydü Prens Taehyung'un durumu annesi için? Ona göre endişelenecek bir durum yoktu. Gerçi, bir ara ablasına göz koyduğu olmuştu ama sonuçta şu anda öyle bir durum yoktu. 

love story Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin