33//Göl Kenarı

7.8K 941 417
                                    

İyi geceler👋🏻👋🏻👋🏻

Sınır, 250 yorum

İyi okumalar dilerim~~~

.............

   Jeon Sarayı / Toplantı Odası

   Gelecek adına hayati ve akıllıca kararların alındığı toplantının sonunda hala esir konumunda olduğu için Jimin onu getiren askerlerle birlikte odadan çıkartılmış, onun odadan ayrılmasıyla geride kalanlar ise kısaca toplantının üzerinden geçtikten sonra ayaklanmışlardı. 

Herkesin üzerinde gözle görülür bir rahatlama vardı. Planlarının ilk kısmının çoktan tamamlanmış olması ve yakında her şeyin normale döneceğine olan artan inançları onlara masadan kalkarken bir sohbet başlatma fırsatını vermişti. Kral Jeon'un öncülük ettiği bu sohbet bütün krallar sırayla toplantı salonundan çıkıp yemek salonuna gitmek üzere merdivenlere yönelirken sürüp gidiyordu. 

Kralların ayrılmasıyla geride kalan varisler de ayaklanmış, Prens Hoseok ve Prens Yoongi yapılan plan hakkında detaylı bir inceleme yaparken önden gitmişlerdi. Böylece geride yalnızca kollarını göğsünde bağlamış Hei-Ran, toplantının heyecanından yeni sıyrılmış mutlu hisseden Jeongguk ve omeganın ablası kendisini sanki suç işliyormuş gibi hissettirmesine rağmen gözlerini Jeongguk'tan alamayan Taehyung kalmıştı.

Jeongguk sanki hep yaptığı bir şeymiş gibi toplantı salonundan çıkarken Taehyung'un yanındaki yerini aldı. Açıkçası, içgüdüsel olarak yaptığı bir şeydi ama hoşuna gitmişti. Kendisinden biraz daha uzun olan beden başını çevirip ona baktığında ve gülümsediğinde, yanında olmanın pek çok şeye bedel olduğunu düşündü kısa bir an Jeongguk. 

Tabi, bu yan yana olan pozisyonları çok uzun sürmedi. Çünkü Jeongguk attığı bir başka adım yarıda kalırken omuzlarından kavranarak ablasının yanına çekilmiş, onun, "Bizim kardeşimle biraz işimiz var. Siz önden gidin." demesi karşısında Taehyung'a bakarak yanaklarını şişirmişti. Taehyung Hei-Ran'ın ısrarla işine çomak sokmasına o anda sinir olabilirdi ancak Jeongguk'un bakışları ve yanaklarını şişirmesi karşısında yalnızca gülmekle yetinmişti. 

Gülüşü sonlandıktan sonra, "Öyle olsun o zaman." dedi mırıldanarak ve Jeongguk'a son bir kez gülümseyip arkasını döndü. O merdivenlere doğru ilerleyip gözden kaybolduğunda Jeongguk ablasının tutuşundan sertçe kendisini kurtarmış, "Niye böyle yapıyorsun?" demişti. Kollarını göğsünde bağlayıp Hei-Ran'a doğru döndü. Dudakları bile hafifçe büzülmüştü. 

Hei-Ran kendisine sinirle bakan kardeşi ona hiç etki etmezken kollarını göğsünde bağladı ve, "Ne yapıyor muşum?" diye alayla sordu ona. Böylece Jeongguk kaşlarını çatmış, "Hiçbir şey yapmıyorduk. Yürüyorduk sadece. Niye aramıza girip duruyorsun ki!" diyerek isyan etmişti. Ardından arkasını döndü ve kendince hızlı adımlarla merdivenlere ilerlemeye başladı. Elbette ablasının ona yetişmesi çocuk oyuncağıydı onun için. Bir an sonra yanında onunla birlikte yürüyordu. 

"Aranıza girmiyorum? Aranıza girmem için bir aranız olması gerekiyor. Nişanlı bile değilsiniz." Hei-Ran sırf kardeşine sataşmak için bu şekilde konuştuğunda, Jeongguk kıyafetinin uzun eteğini oflayarak kaldırıp merdivenlerden inmeye başladı ve, "Gıcığın tekisin. Nişanlı sayılırız ve yakında da nişanlanacağız. Bunu biliyorsun." dedi. Sesi gerçekten sinirli çıkıyordu ve bu sinirinin tek sebebi Taehyung ile birlikte yemeğe inememiş olması değildi. 

Jeongguk üste çıkmaya çalışıyordu. Ablasının yalnız kalmalarını sağlarken onu Jimin ile nasıl görüştüğü konusunda sorguya çekme niyetinde olduğunun farkındaydı. Bu sorguya babası tarafından da maruz bırakılacakken olabildiğince kaçmaya çalışıyordu kaçınılmaz sondan. Hei-Ran da bunun farkındaydı. 

love story Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin