love story

47//Final, Dünyanın En Şanslı Adamı

Tünaydın👋🏻👋🏻👋🏻

Başlıktaki final ifadesi eminim çoğu kişiyi şaşırtmıştır. Bu yüzden kısaca bu konuda neler hissettiğimi açıklamak istiyorum.

Love Story severek başladığım, yeri geldiğinde günde iki bölüm attığım ve çok değer verdiğim kurgularımdan biriydi. Buna rağmen tam çözemediğim bir şekilde, son birkaç bölümdür bana yazarken resmen işkence çektiriyordu. Bu sebeple bölümlerin arası açıldıkça açılıyordu ve bana yeni bölüm soran insanları görünce ayağımdaki pranga haline gelmesi kaçınılmazdı. Final yapmak elimdeki en iyi seçenekti.

Bu şekilde beklenmedik bir finalle bitirdiğim ve hayal kırıklığına uğrattığım için gerçekten üzgünüm. Yine de umarım bir nebze de olsa finalimizden keyif alırsınız😊

İyi okumalar dilerim~~~

............

   Kim Krallığı / Kim Taehyung ve Jeon Jeongguk'un Odası

    Kuşların cıvıldadığı, sabah güneşinin gökte parıldadığı fakat havanın hala bunaltıcı sıcaklıklara ulaşamadığı yeni bir günde, Jeongguk gözlerini yeni güne kendi isteğiyle açmamıştı. Dün gece belirgin bir yorgunluğun üzerine çöktüğü bedeni uzandığı yatakta bıraksalar sonraki birkaç gün boyunca hareketsiz kalırdı. Uyumak istiyordu ancak teni üzerinde kayan dudakları hissettiği sürece bu isteği gerçekleşmeyecek gibiydi. 

Önce omzunda hissetmişti yumuşak dudakların baskısını. Rahatsız edici olmadığı için umursamamıştı ilk başta. Ancak sonrasında, dudaklar çıplak omzundan boynuna, mührünün üzerine doğru kaymıştı ve o uykusunda kaşlarını çatarken kaçınmaya çalışmıştı. Yattığı yatakta çarşafın dokusu çıplak teninde hissedilirken yana doğru kaykılmaktı niyeti. Ama ulaşamadı bu hedefine zira o uzaklaşmaya çalıştığında beline sarılan güçlü bir kol bedenini geriye doğru çekmişti. 

Belindeki kolun sahibi parmak uçlarıyla tenini hafif hafif okşamaya başladığında, Jeongguk en sonunda kapalı olan gözlerini aralamaya karar verdi. Mavi gözlerini göz kapakları titrerken yavaşça araladı ve, "Taehyung." dedi uykulu bir ses tonuyla. Arkasında kalan seslendiği beden sonunda onu uyandırmayı başardığını fark ettiğinde memnun olmuş bir mırıltıyla karşılık vermişti kendisine. Daha sonra ise dudaklarını boynundan kaydırıp yanağına bastırmıştı. 

Jeongguk o ıslak ıslak öptüğü için omzunu yukarı doğru kaldırdı ve yüzünü buruşturdu. Kendisi bir önceki gece yüzünden bu kadar yorgunken Taehyung'un bu kadar enerjik olmasına sinir olmadan da edememişti. Yüzünü çevirip bedeninin üstünde yükselmeye yer arayan alfanın kırmızı gözlerine baktı. Gerçekten canlılıkla parıldıyorlardı. Jeongguk kısa bir an büyülendiğini hissetmişti o gözler karşısında. Buna rağmen kendisini kaybetmedi ve, "Kahvaltıdan önce olmaz." dedi itiraz kabul etmeyen bir ses tonuyla. 

Taehyung onun koyduğu sınırı huysuz bir yüz ifadesiyle karşılayıp üzerine doğru eğildiğinde ve öpücüklerini yanaklarından başlayarak boynuna doğru sıraladığında, Jeongguk yatakta sırtüstü dönmüş, çıplak kollarını kaldırıp alfayı omuzlarından ittirmişti. Tüm gücünü kesinlikle kullanmamıştı çünkü o anda, açıkçası ikna olmaya oldukça yatkındı. Yine de kendisine hakim olmaya çalışıyor, sonrasını düşünmeden bir şeylere atlamak istemiyordu. 

"Taehyung dün de böyle yaptın!" Gecenin ilerleyen saatlerine kadar yemeyi başaramadıkları akşam yemeğine ithafta bulunarak isyan etmişti bu sefer. Dün akşam resmen Taehyung tarafından oyuna getirilmişti ve en sonunda yemek yemeye oturduklarında yemekler tamamen soğumuştu. Jeongguk birazdan getirileceğini tahmin ettiği kahvaltı için de aynı şey olsun istemiyordu.