23//Teklif

8K 1.1K 818
                                    

Günaydın👋🏻👋🏻👋🏻

Bölümü iki defa baştan yazdığım için gecikti, kusura bakmayın😊

Sınır, 360 yorum

İyi okumalar dilerim~~~

.............

   Jung Sarayı / Saray Çevresi

   Jeongguk ablasının yanından koşar adım ayrıldıktan sonra hiç kimseyle yüz yüze gelmeden ya da yanına kimseyi almadan kendisini saray sınırlarının dışına atmıştı. Sarayın giriş kapısının olduğu yerde içeriye açılan geniş bir yol vardı ve o yola adım attığında Taehyung'un dün bahsettiği patikayı daha net görebilmişti. Ormanın içine doğru kıvrılıyordu. 

Üzerindeki kıyafetin uzun eteklerinin yolun sarı tozuna bulandığını hissederken sessizce burnunu çekti ve yavaşlayan adımlarıyla bahsi geçen patikaya yöneldi. Önce ana yoldan uzaklaşmış, kendisine bakmayan nöbetçi askerlerin önünden geçip ağaçların arasına dalmıştı. Buranın kendi sarayları olmaması bu bakımdan iyiydi. Kimse onun ne yaptığını umursamıyordu. Başka bir krallığın prensiydi sonuçta. 

Patikaya dalıp ilerlemeye başladıktan sonra adımları iyice yavaşlamış ve o ablasının söylediklerini yürürken zihin süzgecinden geçirmeye başlamıştı. Biraz önce neredeyse ağlayacağı için azar azar akan burnunu çekti ve kaşlarını çattı hafifçe. Bir yandan da düşünüyordu. 

Taehyung biliyordu. Belki de ablası haklıydı. Onu kullanmaya çalışıyordu. Şimdi her şey daha mantıklı gelmeye başlamıştı gözüne. Yine de, bu hem çok utanç verici hem de kalp kırıcıydı. Ona bunu nasıl yapabilirdi? Kendisinden intikam almak mı istemişti? Keşke intikam için Krallıklarına saldırsaydı. Çünkü Jeongguk gerçekten çok buruk hissediyordu. 

Ona karşı, daha önce kimseye karşı hissetmediği şeyler hissetmişti. Şimdi ise kendisi tüm bunları yaşarken karşı tarafın oyun oynuyor olduğu ihtimaliyle yüz yüzeydi. Ve bu, utanmasına sebep oluyordu. Tüm gururu ayaklar altına alınmış gibi hissediyordu. Yalnızca yüzleşmek için şu anda bu patikayı takip ediyordu fakat ayakları onu geri geri götürüyordu sanki. 

Hala geç değildi. Şimdi geri dönebilir, odasına çıkabilirdi. Sonra belki ağlardı ve içine düştüğü durumdan utanç duyardı. Bir anlığına bunu yapmayı düşündü ve olduğu yerde durdu. Ancak sonrasında şu anda normalden çok daha fazla gıcık olduğu kurdu devam etmesini istediğini belirttiğinde yürümeye devam etti. 

Saray kapısının olduğu kısımdan başlayan yürüyüşü on dakika gibi bir süre sürmüştü. Bu on dakikanın sonuna geldiğinde patikanın sonunu görüyordu. Patikadaki gibi sarı bir toprak zemine sahip bir açıklığa açılıyordu burası. Ortasında tahtadan yapılmış bir çardak vardı. Kullanılan bir yere benziyordu ancak o sırada orada kimse yoktu. Kendisi ve çardağın parke zeminine oturmuş Taehyung dışında. 

Jeongguk, o oturduğu yerde yavaşça ayaklarını ileri geri sallarken durduğu yerde sessizce ona baktı. İnanmak istemiyordu onunla oynadığına. Çok, gerçekten çok fazla gerçek gibi hissettirmişti. Şimdi görmek bile acı verecek gibi geliyordu. Sesli bir iç çekip başını eğdi yavaşça. O bunu hissettikleri sebebiyle yapmıştı ancak aynı zamanda fark edilmesini de sağlamıştı bu hareketi. 

Taehyung oturduğu yerde duyduğu iç çekiş sesiyle başını Jeongguk'a doğru çevirmiş, başının arkasından at kuyruğu yapılmış saçları ve güzel yüzüyle Jeongguk'a acı verirken gülümsemişti. O oturduğu yerden kalkıp aralarındaki birkaç metre mesafeden tam önünde durduğunda, Jeongguk başını eğdiği yerden kaldırdı ve kırmızı gözlere baktı. 

love story Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin