46//Piknik

4.5K 527 76
                                    

Günaydın👋🏻👋🏻

Biraz kısa bir bölüm ama döndüğümü bildirmek için yeterli diye düşünüyorum😊

İyi okumalar dilerim~~

...............

  Kim Sarayı/ Saray Çevresi

  Jeon Krallığının henüz kısa bir süre önce evlilik hayatına adım atmış omega prensi için yaz güneşinin gökyüzünde parıldadığı yeni bir gün, oldukça güzel başlamıştı. Üzerindeki henüz yaz başlarında oldukları için terlemesini engellemeye yetecek ince dış kıyafeti ile sıkıca dizginlerini tuttuğu atını sürerken kıkırdıyordu. 

"Taehyung! Biraz yavaşlaman gerekmez mi?" Ondan gözden kaybolmayacak kadar yakında ancak daha hızlı giden eşine karşı seslendiğinde, bahsi geçen eşi başını geriye çevirip rüzgar saçlarını okşarken ona bakmış, oyuncu bir ses tonuyla, "Kaybettiğin için bunu istiyorsun." demişti. Jeongguk gözleri kısılırken gülüp atı biraz daha hızlandırdı ve ona yaklaştı. Atları yan yana geldiğinde ise başını yana çevirip, "Kim demiş?" diye karşılık verdi. 

Sabahın erken saatleriyle. Kuş cıvıltıları ormanı dolduruyor, üzerinde gittikleri patikayı gölgede bırakan ağaçların yemyeşil yaprakları hafif rüzgarla hışırdıyordu. Saray çevresinden pek fazla uzaklaşmamış olmalarına rağmen şehrin tersi yönüne gitmelerini etkilerini göstermeye başlamıştı. Orman ıssızdı ve yabancı sesler bir onlardan çıkıyordu. Patikayı daraltacak bir yol ayrımını geçtikten sonra, ikisi de bilinçli bir tavırla atlarını yavaşlattılar, ardından yan yana değil de yolu bilen Taehyung'un önde olacağı bir biçimde gitmeye başladılar. 

Bu şekilde uzun süre devam etmeleri gerekmemişti de. Yalnızca birkaç dakika sonra Jeongguk gölgeler  altında başını kaldırıp ileriye baktığında patikanın sonunu görebiliyor bir haldeydi. Taehyung atını durdurduğunda, o da hemen peşi sıra aynı şeyi yaptı ancak onun gibi hemen attan inmedi. Onun yerine o atın eyerine taktığı sepeti alırken, "Buraya kadar neden geldik?" diye sordu. 

Taehyung dizginini tuttuğu atı sanki her gün yapıyormuş gibi alışmış bir tavırla kenardaki ağaçlığa kadar getirdi ve  hep bağladığı dala bağladıktan sonra Jeongguk'a bakmadan, "Piknik yapacağız, söylemiştim ya." dedi. O sırada atından inen Jeongguk bunu duyduğunda dudaklarını büzmüş, "Sanırım uzaklaştığımız için tedirgin hissediyorum." diye mırıldanmıştı. Taehyung o da atını bağlarken eşini gülümseyerek seyretti. İşleri bittiğindeyse ise kendisine yaklaşan omegayı belinden tutup bedenine yasladı ve eğilip yanağından öptü. 

Tek bir öpücükle bırakamamış, yaklaşan kızgınlığını belli eder bir biçimde feromonları dengesizce salınırken Jeongguk'un açtığı boynunda derin bir nefes almıştı. Jeongguk elini kaldırıp onun koluna koydu ve hafifçe sıkarken gözlerini kapattı. "Sarayda kalsaydık daha mı iyiydi acaba?" Cevap beklemeden sorduğu soru Taehyung'un yalnızca mırıldanmasıyla tahmin ettiği gibi yanıt bulmamış, Taehyung sonraki yarım dakika boyunca boynunda öylece soluklanmıştı. Ardından geri çekildi ve hiçbir şey olmamış gibi eliyle boynunu ovuşturup ondan uzaklaştı. 

"Görmeni istediğim bir yer var ama biraz tırmanmamız gerekecek. Yapabilirsin değil mi?" Jeongguk başını kaldırıp uzun ağaçların ardındaki fazla dik olmayan tepeye baktı ve omuz silkmekle yetindi. Böylece Taehyung'un istediği cevabı vermiş olmuştu. Taehyung temaslarını kesmek istemezmiş gibi uzanıp elini kavradıktan sonra onları ormanın içine sokarken hafifçe gülümsemişti. Jeongguk birbirlerine bakmasalar da gülüşüne karşılık verdi ve eşinin elini sıkıca tuttu. 

Jeongguk'un eteğinde oldukları için fazla dik görmediği tepeye tırmanmak, göründüğünden daha zordu. Geçtikleri yerler atların rahatlıkları çıkamayacağı yerlerdi ve tam olarak ormanın ortasındalardı. Belli bir rota takip ediyor gibi bile değillerdi yine de Taehyung nereye gittiğini biliyormuş gibi gözüküyordu. Bu yüzden Jeongguk onun desteğiyle tepeye tırmanırken sessizliğini korumuş, ancak tepeye yaklaştıklarında konuşmuştu. 

love story Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin