13//İltifat

8.6K 1.1K 587
                                    

İyi akşamlar👋🏻👋🏻

Sonraki bölümlerin hazırda olduğunu hissettiğiniz için mi sınır bu kadar çabuk geçiliyor acaba xkdnxkmxkx

Çok eğleneceğiz onu baştan söyleyeyim🙃

Sınır, 200 yorum

İyi okumalar dilerim~~~

..............

   Jung Sarayı / Bahçe

   Jeongguk kendi krallıklardan arkadaşının krallığına uzanan uzun yolculuktan sonra sonunda at arabası durduğunda gerçekten iyi hissediyordu. Yalnız olduğu at arabasının kapısı açılana kadar derin bir nefes almış, içindeki heyecanın üzerini örtmeye çabalamıştı. Büyük ihtimalle bütün krallıklar buradaydı. Onlarla aynı vakitlerde gelmiş olmaları muhtemeldi ve bu krallıklar arasında Kim Krallığının da olması bu heyecanının sebebiydi. 

Arabasının kapısı sürücü tarafından açıldığında, Jeongguk yolculuk sürecinde giydiği beyaz ağırlıklı ancak etekleri kiraz kırmızı renginde olan kıyafetini toplamış, kendisini hızla dışarı atmıştı. Hafif esen havaya karşı gözlerini kapattı ve bir süre nefeslendi. Arabasında açık bir pencerenin bile olmaması onu bu duruma düşürüyordu. Ne zaman inse derin derin nefes alma ihtiyacı hissediyordu. 

Biraz yolculuk, biraz da heyecan yüzünden bulanan midesinin yarattığı sorunun ortadan kalktığını hissettiğinde gözlerini aralamış, dört araba gelen kendi ailelerinin dışındaki yerlere bakmıştı. Bahçe mükemmel bir biçimde süslenmiş gözüküyordu. Henüz hazırlıklar tamamen tamamlanmamıştı zira asıl düğün günü bir gün sonraydı. İki gün iki gece sürecek yorucu bir süreçti. 

Önce sarayın içindeki salonda yalnızca soylu ailelerin katıldığı üst düzey bir kutlama yapılacaktı. Bu bir geceyi kapsayacaktı. Sonraki gün ve gece boyunca saray bahçesinde ülkenin ileri gelen insanlarının katıldığı daha geniş kapsamlı bir kutlama yapılacaktı. Sonraki gün ise kraliyet ailelerinin yalnızca izleyerek katılacakları halk arasında düzenlenen bir kutlama olacaktı ve o gece kutlamalar son bulacaktı. Çift kutlamanın son gününün gecesinde onlara ayrılmış özel odada mühürlenecekti. 

Jeongguk, ezbere bildiği tüm bu adımları kafasında tekrar ettiğinde bile yorulduğunu hissetmişti. Zaten her zaman kutlama ve evlilik işine o kadar da sıcak bakmayan biri olmuştu ancak bu sefer başka bir his daha vardı yanında. Kesinlikle kurdu yüzünden, bir anlığına durup kendi düğününü hayal etmişti ve bu da içini kıpır kıpır yapmıştı. Prenses Ah-In'in bu işkenceye neden katıldığını şimdi daha iyi anlıyordu. 

Gözleri öylesine etrafta gezinirken sarayın büyük kapısından henüz giren atlıyı ve arkasından onu takip eden üç at arabasını gördüğünde, hatta daha çok at arabalarının kenarına asılmış bayrağı gördüğünde, mavi gözleri parlarken dikkatini tamamen oraya vermiş, ellerini önünde birleştirmişti. Garip ve saygısız kaçacağını bilmese dudaklarını ısırırdı. 

Ailesinin arabaları tamamen içeri girdiğinde, gözlerini diktiği Prens Taehyung atından çevik bir hareketle indi ve ona eğilip hafifçe selam veren hizmetliye atın yularını teslim etti. Jeongguk ise o sırada onun hareketlerinden çok sırtına dökülen at kuyruğu şeklinde toplanmış saçlarına, üzerindeki siyah ve mavi ağırlıklı giysilere bakıyordu. Tüm alfa prens ve prensesler böyle giyiniyorlardı aslında. Neden onlara bakarken böyle hissetmiyordu acaba? 

Jeongguk önünde birleştirdiği elleriyle arkasından çekilen at arabasıyla öylece durmaya devam ederken ileri geri sallanmış, kırmızı gözler kendisine dönmeden önce ona bakarken hafifçe gülümsemişti. Yakalanabileceğinin farkında bile değildi o anda. Gözlerini dikerek baktığı prens sanki nerede olduğunu bilirmiş gibi atı kendisinden uzaklaştığında direkt olarak yüzüne baktığında bunu ancak fark etmişti. Yüzündeki gülüş solarken hızla bakışlarını kaçırdı. Yine de fark ettirmemeye çalışarak attığı kaçamak bakışlarla prensin kıvrılan dudaklarını ve başını hafifçe eğip selam verdiğini görebilmişti. 

love story Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin