20//Yüzleşme

8.4K 1.1K 634
                                    

İyi geceler👋🏻👋🏻👋🏻

Sınır, 340 yorum

İyi okumalar dilerim~~~~

.............

   Jung Sarayı / Jeon Jeongguk'a Ayrılan Oda

   Jeongguk, kızgınlığının başladığı günün gecesinde kendisini kontrol edebildiği ve ailesine kavuştuğu sırada sakin olduğu için kendisini bir şekilde bu durumu mükemmel idare ettiğine inandırmıştı. Annesi ona bunun en zor kızgınlığı olabileceğini söylemişti eğer Taehyung etrafında olursa ve o da buna inanmıştı. 

Ancak sonrasında, Taehyung'un yanındayken bile hareketlerini kontrol edebilmesi ve kurdunu tutabilmesi ona aksini düşündürmüştü. Bir önceki gece annesi tarafından özenle yatağına yatırılmadan ve huzurlu bir uykuya dalmadan önce bunu düşünüyordu. O mükemmeldi, annesinin bile zor olduğunu söylediği bir şeyle gayet iyi mücadele etmişti. 

Sabah uyandığı andan itibaren aynı fikirde değildi. 

Onu uyandıran şey, karın ağrısı ya da bedenine nüfus eden sıcaklık değildi. Uyanmıştı çünkü bir anda bir şeyin eksik olduğunu fark etmişti. Mavi gözleri yattığı yerde korkutucu bir biçimde aniden açılırken yatakta doğruldu ve etrafına bakındı. Üzerinde dün akşam annesi tarafından değiştirilen gecelikten başka hiçbir şey yoktu ve onun gözleri odada geziniyordu. 

Yatağın yanında, pencerenin karşısında bulunan koltuğun koluna asılmış dün gece giydiği kırık beyaz takımı gördüğünde, kucağına koyduğu elleriyle beline kadar örtülmüş olan yatak örtüsünü iteledi ve ayaklarının yardımıyla tamamen kendisinden uzaklaştırdıktan sonra dizlerini kendisine çekti. Tüm bunları oldukça hızlı bir şekilde yapıyordu. Acelesi var gibiydi. 

Kendisine çektiği dizleriyle kalçasını yatağın ortasından kenarına doğru kaydırdı. Ardından çıplak ayaklarıyla zemine basmış, ellerini yatağa yaslayarak ayaklanmıştı. Bu hareketiyle elindeki yara bir anlığına acımıştı ancak o anda bunu umursamadı bile. Hızlı adımlarla koltuğa ilerleyip dizlerinin üzerinde koltuğa çıktı ve kıyafetini parmaklarının arasına aldı. 

Daha sonra ise burnuna götürdü. İşte şimdi, eksik olan şeyi bulmuştu. Dün akşam çıplak bedeninin bile her bir yanında hissettiği koku sabah kalktığında artık yoktu ve ona ulaşabilmesinin tek yolu şu anda elinde tuttuğu kumaş parçalarıydı. Çamurlu ve gerçekten pis olmasına rağmen tüm o orman kokusunu sollayacak feromon kokusunu net olarak alırken burnunu kıyafete sürtmüştü. 

Bunu yaptıktan sonra derin bir nefes aldı ve bu bile kendisini tatmin etmeye yetmezken başını çevirip yan tarafta olduğunu bildiği bedenin odasına baktı. Dudaklarını yaladı. Düşünmeden hareket ediyordu. Kararları çok çabuk veriyor, üzerine mantıklı bir şekilde düşünmeyi reddediyordu. Elindeki kıyafeti koltuğun üzerine bir top yapıp öylece bırakmış, koltuğun koluna tutunarak oradan da kalkmıştı. 

Gözlerini ayırmak istemediği duvara son bir kere daha baktı ve odada adım ve nefes seslerinden başka bir ses duyulmazken kapıya doğru adımladı. Kapının önüne geldiğinde elini uzatıp heyecanla kolu kavramış ve indirmişti. İndirip kendisine doğru çekmesine rağmen krem kapı açılmadığında kaşları çatıldı. Birkaç defa daha zorladı ama hayır, kilitliydi. 

Dudaklarının arasından ağlamaklı bir mırıltı sızmış, o burnunu çekerken kapı kulpuna tutunarak yan tarafa çökmüştü. Çöktüğü sert zeminde küçücük olurken dudaklarını büzdü ve bir kez daha açmayı denedi. Elbette, başarılı olamamıştı. Elini kapıdan çekerken hıçkırdı ve iki kolunu da dizlerinin etrafına sardı. Niye çıkamıyordu? Kim kilitlemişti kapıyı? Annesi mi yapmıştı? 

love story Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin