24//Sarılma

8.1K 1K 584
                                    

Günaydın👋🏻👋🏻👋🏻

Biraz kısa bir bölüm ama benin hoşuma gitti😋

Sınır, 330 yorum

İyi okumalar dilerim~~~

..............

   Jung Krallığı / Çardak

   Jeongguk, elindeki bir buket çiçekle oturduğu yerde kaskatı kesilmişken irileşmiş mavi gözlerini kendisine ciddiyetle bakan kırmızı gözlerden ayıramıyordu. O anda, nefes bile alamıyordu. Kendisine gelmek için buketin sap kısmını parmakları arasında sıkıştırması ya da yutkunması bir işe yaramamıştı. Yanlış duyup duymadığını bile ayırt edemiyordu. 

Öğleden sonranın esintisi ağaç dallarını sallıyor, yaprakların hışırdamasına sebep oluyordu. Çevrede birkaç kuşun öttüğünü ve çalılardan birinin büyük ihtimalle bir sincap ya da tavşan yüzünden hışırdadığını duymuştu. Küçük bir nefes alıp gözlerini sakince kapatıp açtı ve dudaklarını araladı. Ne diyeceğini bilmemesine rağmen. 

Evet, ne diyeceğini bilmiyordu. Kendi krallıklarında bu tarz bir gelenek yoktu, böyle bir şeyle ilk defa karşılaşıyordu ve ilk defa biri ona evlenme teklifi ediyordu! Koskoca ormanın ortasında yalnız başlarınayken tam olarak gözlerinin içine bakıyor ve ondan bir cevap bekliyordu. Jeongguk kabul ettiğini söyleyecek gücü bile kendisinde bulamıyordu. 

Başını eğip hala elinde tuttuğu bukette gözlerini gezdirdi ve hızlanan kalp atışları kulaklarında uğuldayıp tüm sesleri bastırırken bir kez daha yutkundu. Ardından oldukça kısık bir ses tonuyla, "Bu," diye başlamış, "Bu benimle evlenmek istiyorsun mu demek?" demişti anlamazdan gelerek. Diyebileceği başka bir şey gelmemişti aklına. Bu tarz bir soruya nasıl cevap verilir hiç bilmiyordu. 

Taehyung, tepkilerini an be an takip ettiği bedenin kısık sesle bu şekilde sormasıyla ve başını kaldırmaya da yanaşmamasıyla hiçbir çekince duymadan öne doğru bir adım atmış, ayakta durmayı bir kenara bırakarak Jeongguk'un dizlerinin dibine dizleri üzerinde oturmuştu. Jeongguk, kaçtığı bakışlar yeniden tam karşısına geldiğinde dudaklarını birbirine bastırdı. Artık kızaran yanaklarını gizlemesinin hiçbir yolu yoktu. 

"Evet, o demek." Taehyung, Jeongguk bakışlarını kaçırdıktan sonra ellerini kaldırıp onun dizlerinin üzerine koydu yavaşça. Eli dizine temas ettiği anda mavi gözler kısa süreliğine kendisine dönmüş ancak sonra yeniden uzaklaşmışlardı. "Bir cevap vermeyecek misin?" Jeongguk sessiz kaldıkça, Taehyung korkmaya başladığını hissediyordu. Bu yüzden üstelemiş, farkında olmadan hafifçe önündeki bedenin dizini sıkmıştı. 

Jeongguk, tekrarlanan soruyla kısaca dudaklarını yaladı ve, "B-Ben," dedi elinde tuttuğu bukete bakarken yeniden. "Bu tarz bir soruya nasıl cevap verileceğini bilmiyorum." diye mırıldandı ardından. Bilgisizliği sebebiyle utanç duyduğu aşikardı. O da Taehyung gibi süslü sözcükler söylemek istiyordu ama gerçekten, bilmiyordu. İçinde bulunduğu durumda ne yapılacağına dair hiçbir fikri yoktu. 

O hep, annesinin kendisine bulduğu bir adayla nasıl resmi hitaplar çerçevesinde sohbet edileceğini ya da bir nişanlısı olursa ona nasıl davranması gerektiğini öğrenmişti şimdiye kadar. Onlar da hep göz önünde olan görüşmelerden ve sıradan sohbetlerden ibaretlerdi. Taehyung ile ise arasında kimsenin haberdar olmadığı çok fazla şey vardı. Ve o şimdiye kadar kafasına göre hareket etmiş olsa da şu anda bunu yapması ne kadar doğruydu bilmiyordu. Zira kafasına esen şeyi yapsa pek uygun olmazdı. 

"Sorun değil." Sessiz itirafından birkaç saniye sonra Taehyung dudaklarındaki yumuşak gülümsemeyle konuşup omuzlarından büyük bir yükü kaldırdığında, Jeongguk bir süre sonra ilk defa ona baktı. "Ne istersen onu söyleyebilirsin. Burada seni yargılayacak kimse yok." Jeongguk, bu sözlerin ardından hafifçe gülüp yeniden çiçek yapraklarıyla oynamaya başlarken, "Ama romantik olmayacak." dedi. 

love story Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin