25//Öpücük

8.5K 1K 567
                                    

Günaydın👋🏻👋🏻👋🏻

Sınır, 360 yorum

İyi okumalar dilerim~~~

...............

   Jung Sarayı / Jeon Kral ve Kraliçesinin Odası

   Jeongguk kendi odasındakinin aksine anne ve babasının odasında iki tane olan koltuklardan birinde otururken duydukları karşısında gözlerini irileştirmiş, sesinin kenarına ilişen hayal kırıklığı ve üzüntüye engel olamayarak, "Geri mi dönüyoruz?" diye sormuştu yatakta oturan annesine. 

Annesi, üzerinde dimdik oturduğu yatakta Jeongguk'tan gelen soruyla düz bir ifadeyle başını salladı ve dudaklarını araladı. "Yarın sabah erkenden yola çıkacağız." Jeongguk gecenin bir vakti yatmadan önce aldığı bu bilgilin ardından gelen vakit belirtmesiyle elini koltuğun kenarına yasladı ve, "Baba!" dedi camdan dışarıya bakan babasına dönerek. 

Bu kadar çabuk gitmeyi beklemiyordu. Daha birkaç saat önce çok mutluyken şimdi üzgün hissediyordu ve tüm bunlardan yeni haberinin olmuş olması da cabasıydı. Yarın sabah kendi krallıklarına doğru yola çıkacaklardı ve o bunu akşam yemeğinden sonra öğrenmişti. O kadar erken yola çıkarlarsa Taehyung'a nasıl veda edecekti? 

"Jeongguk, kızgınlığın bitince gidecektik zaten. İsyan etmenin bir anlamı yok." Jeongguk, babasının sert ve itiraz kabul etmeyen bir ses tonuyla söyledikleriyle dudaklarını büzmüş, "Neden bu kadar geç haberimiz oldu?" demişti mırıldanarak. Daha burada yapacağı çok şey vardı. Balayını doğru düzgün yaşayamayan arkadaşını teselli bile edememişti. Ah-In'e sormak istediği çok fazla şey vardı ayrıca. Sonuçta kendisi de yakında evlenecekti. 

"Güvenlik için." Kendisinin karşısındaki koltukta şimdiye kadar sessizce oturan ablası sonunda konuştuğunda, Jeongguk ona doğru dönmüş, "Hala tehlike var mı?" diye sormadan edememişti. Şimdi başka bir şey için endişelenmişti işte. Ya yolda yine başına bir şey gelirse? Düşüncesi bile ürpermesine sebep olmuştu ve babasının ablasını onaylaması da kendisine hiç yardımcı olmuyordu şu anda. 

"Park Krallığı haritadan silinene kadar tehlike geçmeyecek. Tüm Krallıklar farklı vakitlerde yola çıkıyorlar. Kim Krallığı da bu gece yola çıkacak." Jeongguk babasının örnek vermek üzere Kim Krallığından bahsetmesiyle yerinde dikleşti ve, "Gidiyorlar mı?" dedi. Art arda şoklar yaşıyor ve hayal kırıklığı her dakika katlanıyordu. Taehyung neden bütün gün bir şey söylememişti ki? Şimdi yarın sabah görüşme planları da suya düşmüştü Jeongguk'un. 

"Jeongguk!" Annesi uyaran bir tonla ismini söylediğinde, Jeongguk ona baktı ve kollarını göğsünde bağladı. Babasına bu kadar belli etmemesi gerektiğini biliyordu ama elinde değildi ki! Gerçekten üzgün hissediyordu ve başka bir şey düşünecek halde değildi o anda. 

"Yanlış yapıyoruz." Kısa bir süre sonra ablasının sesini duyduğunda, Jeongguk mavi gözlerini ona çevirdi. Ablası gözlerini koltukların arasındaki camdan dışarıya bakan ve kollarını göğsünde bağlamış olan babasına dikmişti. Jeongguk'un ne olduğunu sormasına kalmadan devam etti. "Bütün gücümüzü toplamak mantıklı bir karar değil. Acele etmememiz gerekiyor." 

İşte şimdi anlamıştı Jeongguk ne olduğunu. Anlaşılan ablası hala verilen karara karşıydı. Bu konu onu ilgilendirmediği için babası bedenini ablasına çevirip ona üstten bakarken sessiz kalmayı tercih etti. Annesi de yalnızca ikisini izliyor, konuşmuyordu. 

"Bu konuyu saatlerce tartıştık Hei-Ran. Kimse seninle aynı fikirde değil. Beklemek bir işimize yaramayacak." Hei-Ran, günlerdir duymaktan usandığı cümleleri yeniden duyarken gözlerini devirmemek için kendisini zor tutmuş, bu konuyu da aradan çıkartmak adına, "Peki o zaman. Siz orduları toplayıp savaşın. Ben sarayda kalacağım." demişti. Sesinde sanki çok sıradan bir konudan bahsediyormuş gibi bir ton vardı ve rahat bir tavırla konuşmuştu. 

love story Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin