love story

26//Evlilik Fikri

Tünaydın👋🏻👋🏻

Çok uzun bir bölüm değil ama yine de sıkılmanızdan korkuyorum çünkü öyle aman aman bir şey olmuyor xldmxlmdlx

Sınır, 330 yorum

İyi okumalar dilerim~~~

............

   Kim Krallığı / Kim Kraliçesinin Hobi Odası

   Kraliçe Kim kendi krallıklarına döndükleri üçüncü günün ortalarında sonunda yeniden evde olmanın tadını çıkartıyordu. Her zamanki koltuğuna kurulmuş, pencereden dışarıyı ve parıl parıl parlayan güneşi çok fazla olmasa da gizleyen bulutları seyrediyordu. Elinde çiçek desenli fincanı, fincanın içinde ise tadını ve kokusunu en sevdiği çay çeşidi. 

Huzurlu bir havanın hakim olduğu ve yalnızca açık pencerelerden içeri sızan doğanın seslerinin duyulduğu odada, çayından bir yudum daha aldıktan sonra odanın bir köşesinde her zamanki gibi sessizce ondan gelecek muhtemel istekleri bekleyen hizmetçisine hitaben, "Sence bir gün karşımdaki koltukta oğlumun omegasıyla çay içebilecek miyim?" diye sordu. Hizmetçi bu beklenmeyen soruyla başını çevirip kraliçeye doğru bakmış, birkaç saniye sessiz kalmıştı. 

Söz konusu olan Prens Namjoon olsaydı belki kraliçesine olumlu bir cevap verebilirdi ancak kast edilen kişi Prens Taehyung'tu ve uzun zamandır bu sarayda çalışan bu hizmetçi onun hakkında dolaşan söylentilerden haberdardı. Hatta, haberdar olmakla birlikte gerçekliklerine de yakinen tanık olmuş bir kişiydi. Yine de düşüncelerini öylece Kraliçeye söyleyemezdi. 

"Elbette Kraliçem." Yalnızca bunu söyleyerek için içinden sıyrılmayı denedi. Kraliçenin biraz daha üstüne gelmesi takdirinde vereceği cevaplara dair hiçbir fikri yoktu. Fakat korktuğu gibi olmuş, Kraliçe aldığı bir başka yudumdan sonra orta yaşlarının sonunda olmasına rağmen güzelliğinden bir şey kaybetmeyen yüzünde göz kenarları hafifçe kırışırken gülümsemişti. 

"Ben de bu şekilde düşünüyorum. Hayalimin gerçekleşmesine epey az bir süre kaldı." Hizmetçi, bu cümlelere karşı şaşırdığı için dudakları hafifçe aralanırken duraksadı. Başka bir şey söyleyemedi. Eğer şu anda karşısında onunla aynı seviyede olan biri olsaydı sorularla üsteler, her şeyi öğrenmeden bırakmazdı ancak karşısındaki Kraliçeydi. Her ne kadar kendilerini oldukça yumuşak davransa da boşboğazlığı affetmezdi. 

"Siz öyle diyorsanız öyledir, Kraliçem." Kısaca Kraliçeyi onayladıktan sonra hobi odasının kapısının çalmasıyla rahatlamış bir nefes verdi. Daha fazla bu kısıtlanmış sohbete katlanabileceğini sanmıyordu. Gözlerini kapıya çevirmiş, Kraliçe ses çıkartmadığı için, "Girebilirsiniz!" diye seslenmişti. 

Seslenişinin ardından iki parçadan oluşan kapı iki yana doğru açıldı ve içeriye az önceki konuşmada adı geçen Prens Taehyung girdiğinde hizmetçi eğilerek selam verdi. Onun geleceğinden haberi yoktu. Kraliçeleri çağırmamıştı Prensi. O kendi isteğiyle buradaydı ve önünde eğilen kendisini umursamadan annesine doğru adımlayıp hafifçe eğilmişti. Kraliçe zaten yanına uğramasını beklediği oğlunun gelişine şaşırmazken hafifçe ona doğru döndü ve gülümsedi. 

"Hoş geldin. Oturabilirsin. Çay ister misin?" Taehyung buraya her geldiğinde olduğu gibi klasik sorusunu ona sorduğunda, içinde bir yerlerde onun yine hayır demesini bekliyordu. Taehyung'u kendi sevgisinden ve şefkatinden olabildiğince yararlanmasını sağlayarak büyütmüştü fakat oğlu buna rağmen pek çok noktada babasına çekmişti. İnatçı, dik kafalı ve kaba adamın tekiydi. Yakın zamanda biraz düzelmiş olsa da hala onunla çay içecek kıvama geldiğini düşünmüyordu Kraliçe. 

Yanılmıştı anlaşılan. Çünkü Taehyung annesinin karşısındaki koltuğa otururken kendisinden gelecek herhangi bir emri bekleyen odadaki hizmetçiye hitaben, "Aslında olabilir. Manolya çayı var mı?" diye sorduğunda herkesi şaşırtmıştı. Özel yapım çaydanlıkların başında duran hizmetçi bile bir anlığına duraksadı, Kraliçesine baktı şaşkınlığını gizleyemeden. Kraliçe ona bakıp, "Var tabi ki!" diye sevecen bir şekilde konuştuğundaysa hızlıca başını sallayıp önünde durduğu tezgaha doğru döndü.