F/ Dokuz

1.2K 386 106
                                    

Düzenleme günümüzü perşembe belirlemiştik ancak aksaklıklar yaşanabiliyor, bu perşembe jürim vardı ve o hengamede yayımlamayı unuttum. Eh, olur böyle aksaklıklar :)

Umarım beğenirsiniz.

IG: archiivara

🎶Lindsey Stirling - Artemis

İyi bölümler :)

°Vara

°Vara

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

---

Giden Faith'in arkasından bakarken masadaki herkesin yenilgi karşısındaki ifadesini sezebiliyordum. Melekten bilgi koparamayan Farly, sürekli olarak daha da hırslanıyor ve hiç pes etmeyecekmiş gibi soru soruyordu. Hoş, melek cevaplıyordu ama kanatlar konusunda çok hassastı. Kesilen kanatlar, onları Cehennem'e yolluyordu. Bu kanat olayını Cehennem Melekleri'ne koz olarak kullanabilir miydik? Hayır, ama eğer yaraları varsa, evet. Sonuçta eski yaralar her zaman zaaftı.

Karşımda oturan Bard çatalıyla önündeki yemeği karıştırıyor, bir yandan da tabletine bakıyordu. Saatlerdir okuduğu şeyin ne olduğunu hiçbir zaman sormadım ama Bard'ın ilgisini çok iyi çektiği belliydi. En azından şu an, yemekhanedeki diğer elfler gibi durmadığı kesindi.

Gelen yeni müjdelerle yemekhanede gizemli bir sis dolaşıyordu. Neşeden çok tereddüt hakimdi ortama ve bu, herkese yansıyordu. Tam, kasvetli bir sonbahar havası vardı.

Faith ve kardeşinin böyle bir durumda nasıl hissettiklerini tahmin dahi edemiyordum. Empati kurabilsem de ağırlığı yeterli gelmiyordu; Ailesi tarafından dışlanmışlardı. Melekler onları yüzüstü bırakmıştı ve biz de elimize bir koz almışken, güven kazanacağımıza onların sırtı bıçaklanmışken, ince bir tel üzerinde ilerliyorduk. Diğer yandan da, her şey çok hızlı gelişmişti; kendilerini bu kadar hızlı kabullenmemiz doğru gelmiyordu. Meleklere direkt olarak evimizi açmış ve çıplaklığımızı sergilemiştik. Durumu daha kolay izah edersem, savunmasız bir halde Cehennem Melekleri ile savaştan bahsediyorduk.

Bard'a bakan gözlerim Farly'e çevrildi. Bana bakıp gülümsedi ve elini elimin üstüne koyarak bana güven vermeye çalıştı. Belki de iyi olan, gizli bilgilerin gizli kalması ve bir şekilde güvenmekti. Bu yüzden üstlerine düşmeyecektim. Sadece... Ah! Bunu sıkıyorsa diğerlerine söyle! İlla ki deşmeye çalışacaklar. Özellikle de Farly. Kesinlikle dediğim dedikti.

Derin bir nefes aldım ve grubu uyandırmak adına masaya vurdum. Daly yerinden sıçrayıp çatalını tabağın içine düşürdü. Sessiz sakin bir şekilde olayları izlemeye çalışan narin, balköpüğü renkli gözleri olan kız bana baktı. Şaşkınlığı komik geliyordu.

Güldüm ve ayağa kalkıp masadakilere moral konuşması vermeye çalışırcasına nefes aldım. "Neden bu kadar yüzünüz düştü? Ee..." Elimi çırptım ve dikkatleri üstüme çektim. "Akşama dört saat falan var. Kendinize gelin! Zihninizi açın."

faith -düzenlemede-Where stories live. Discover now