F/ Yirmi İki

1.1K 365 49
                                    

İyi bölümler :)

İnstagram; ki.vara / faithhofficial

°Vara

°Vara

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---


Bard'ın bir sözüne gülerken dikişlerim çekildi ve yüzümü buruşturarak oturuşumu değiştirmeye çalıştım. Farly direkt olarak uzandı ve bana yardım etti. Gözlerindeki endişeyi gördüğümde kendime geldim ama zaten o çoktan acımı geçirmişti. Başımı öne eğdiğimde önüme düşen kıvırcık kızıl saç tutamlarımı arkaya atıp alnımdan öptü. Sıcaklığı içime işlerken hafifçe gülümsedim. Benden uzaklaşan Farly'e baktım. Gözlerinde dinginleşen endişeyi izledim. Haklıydı, vücudumu bir direk delmişti ve Gytha olmasa daha fazla acı çekiyor olurdum. Belki de şu an yaşamıyor olurdum. Çünkü o kadar acı verici ve derin bir yarardı ki bir an gerçekten gideceğimi düşünmüştüm. Ürperdiğimden titredim. Üstüme getirilen battaniyeyi çeneme kadar çektim, omuzlarımı örttüm.

Bakışlarım revirde dolandı. Gytha. Olmasaydı şu an kayıplarımızın sayısı çok olacaktı. Hatta yaralılardan dolayı günler aksayacaktı. Bunu da kazandığı güçle yapmıştı. İyileştirme... Harika iş çıkarmıştı ama en son kızın yere yığılışını görmüş olmak beni endişelendiriyordu. İyi miydi? Ona gerçekten büyük bir teşekkür borçluydum. Bunu beynimde en önemli yere not ettim.

Bard ise bacağından derin bir bıçak darbesi almıştı. Dikiş atılmıştı ve Gytha sayesinde iyileşmişti. Şu an durumu iyiydi ve eski Bard'tı. Gülüyor, şakalaşıyor ve arada Zack ve Farly'e sataşıyordu. Bu hali beni çok güldürüyordu. Çünkü yarasına rağmen, hatta küçük bir ihtimal olsa bile kalkamayabilecek olsa bile gülüyordu. Asla gardını indirmiyordu, pozitifti. Bu yüzden onu çok seviyordum. Harika bir arkadaştı.

Heyecanla elini iki yana açtı. "Dostum! Koca bir melek ordusuydu! Hatta Faith'in savaşı!" dedi Zack, Bard'ın yatağının ucuna yaslanmış halde durarak. Sarı düz saçları hararetiyle hareketlendi. Ben gülümserken bir an bana baktı ve onay bekler gibi başını salladı.

Onu doğrularcasına başımı salladım. Evet, Faith fazla kudretliydi ve meleklerle iyi savaşmıştı ki bu da bizim tarafımızda kaldığını gösteriyordu. Ama o bıçakları kaldırması, meleklere yollaması... Dahasını bilmiyordum çünkü orada değildim ve orada olduğum beş dakikada yaralandım, ölüm döşeğine yaklaştım. Yüzümü buruşturmamak için büyük bir gayret sarf ettim.

Zack güldü. "Babası iyi kaçtı." dedi. O sırada yaklaşan Faith güldü ve kollarını birbirlerine bağladı. Tek ayağına yaslanınca yamuk bir şekilde durdu. Yüzündeki neşeye ve gözlerindeki parıltıdan çıkarmam gerek sonucun derinlerine inmek istemedim, yüzeysel takılıp Zack'in dediğini alaya vuracağını anladım. "Haklısın. Babam kendimi bildim bileli geri adım atan taraf oldu." diye Zack'in arka çaprazında durdu. Zack ise ani bir gerilmeyle döndü ve meleğe baktı. Yanında iki melek daha vardı. İkisini de Faith'le birlikte ormanda görmüştük. Şimdi yakından gördüğümde daha çok inceleme şansı yakalamıştım. İkisi de Faith'ten uzundu ve yılların savaş tecrübesini taşıyor gibiydiler. Yaralandıysalar da iyileşmişlerdi çünkü durumları fazlasıyla iyiydi.

Bard da anlayarak diğer melekleri işaret etti. "Siz ormanda gördüğümüz diğer meleklersiniz." dedi. İkisi de başıyla onaylayınca Faith eliyle işaret ederken tanıştırdı. Düz saçlının adı Cadby, diğerinin Phelps idi. Neden burada ve kavga çıkarmadan durduklarını bilmiyordum. Bizim taraftaysalar bu harika olurdu.

Faith sanki beynimin içini okurcasına konuştu. "Melek sayısı artıyor." Herkes kaşlarını kaldırdı. "Ben ve kardeşimi de sayarsak on dört melek. Manastırdan katılan olur..." Phelps kızın sözünü keserek ona döndü.

"Olur. Una ve Lyndon gelir." dedi. Kız bir süre çocuğa baktı. Sonra da bize döndü. "Eğer katılırlarsa harika olur." diye fısıldadı. Sanki duymamızı istemiyor gibiydi ama bu yorumunu diğer iki melek başıyla onayladı.

Aralarındaki gerilimin gerçekçi boyutu o kadar yüksekti ki elimi kaldırsam sanki yoğun bir kauçuğun içine elimi atmış gibi hissedebilirdim. Bu durum bizi geriyordu ve sessizlik ölüme kadar uzanıyordu. Daralıyor, nefes almaya çalışıyordum. Kısa bir sessizlik sürmeye devam ediyor, sessizliği bozmam gerekiyordu ki aklıma Gytha geldi. Söze nasıl gireceğimi bilmiyordum. Kız burada değildi ve hiç ablasının yanından ayrılmıyordu. Bu da onun bir yerlerde dinleniyor olma ihtimaline ulaşmama sebep oluyordu.

Yorulmakta sonuna kadar haklıydı. Sadece elfleri değil melekleri de iyileştirmeye çalışmış, başarmıştı. Sadece şu an odasında, eğer melekler de uyuyorsa, uyuyor olabileceğini düşünmüştüm. Faith ne demişti, bizler de temel ihtiyaçlara bağlıyız, sadece sizin gibi sıkı değil.

Boğazımı kısaca temizledim. "Gytha nerede?" diye sordum. Kız bana baktı. Yatağımın ucuna oturdu ve hafifçe gülümsedi. "Dinleniyor." diye kısa ve net bir cevap verdi. Onun gülümsemesine karşılık verdim. Bana doğru çapraz oturduğundan bir omzu Zack'in bulunduğu yöne dönüktü. Kendisini biraz daha zorlasa Bard'a dönebilirdi. Ancak uğraşmadı.

Gülümsemem devam ederken "Teşekkür ederim." diye fısıldadım. Faith başını salladı. Benimle birlikte birkaç kişi daha aynısını fısıldadı. Kız bir şey demese de gerek yoktu. Önemli değil, mi diyecekti? Önemliydi. O kadar acıyı uzun süre daha yaşayamazdım. O direk karın boşluğumdan delmişti. Çok fazla kan ve acı vardı.

Hoş, bir savaş başlıyordu ve savaşlar asla masum değildi. Savaşlar yıkım, ölüm ve kaosu beraberinde getirir, bir hortum gibi içine çekip hiç umursamadan tekrar savururdu. Biz ise sadece başındaydık.

Herkes sessizce oturmaya devam ediyordu. Farly konuşana kadar. Dalgalı saçlarını arkaya attı. "Diğerlerini nasıl ikna ettin?" dedi. Üç melek de ona baktı. Kız omuz silkti ve Farly'e baktı. "İnançlarımıza bağlıyızdır. Bazı etkenler bizi hemen yönlendirir." dedi. Yine açık değildi ve söylemiyordu.

Yanında duran Cadby başını arkadaşına doğru çevirdi. "Ama bazıları bu inançlara saygılı değil." diye isyan etti. Faith ise eliyle ona hafifçe vurdu. Ayıp söz söyleyen çocuğunu azarlayan anne gibiydi. Bu durum sebepsizce beni gülümsetmişti.

Saygılı değil... Demek ki onlarda ihanete uğramıştı. Yakınları tarafından.

Falry cin gibiydi. Soruları sürekli tekrarlıyor ve sıkıştırıyordu. "Kanatlarınız neden görünmez?" dedi. Cadby kaşlarını çattı ve güldü. Phelps ona doğru bir adım attı. Araya Faith girmeseydi belki bir atak yapabilirdi.

"Bunun nedenini biz de bilmiyoruz." dedi Faith. Farly sadece yan bir şekilde gülümsedi. Ardından arkasındaki duvara yaslandı. Kollarını birbirilerine doladı. "Belki." diye kısa bir cevapta bulundu. Farly şu an biraz ileriye gidiyordu. Bu yüzden elini tuttum ve bakışlarımla onu uyardım. Bir melek beni, Bard'ı, birçok yaralıyı kurtarmıştı ve buna hakkımız yoktu.

Farly dikkatini dağıtmakamacıyla elime bağlı olan serumu kontrol etti. Bakışlarım meleklere kaydı.Aklımdan arkada ayakta duran iki melek hakkında düşünceler geçse de aldırmamayabaşladım. Şu an çok fazla güven sorunu yaşıyordum. Faith, babasına karşıverdiği mücadelede kendisini kanıtlamıştı. Ama arkadaki iki meleğe kesinliklegüvenmiyordum. Özellikle Phelps'e... Bakışlarında dolanan ifade beni hemürkütüyor hem de sanki kendisini beğenmiş bir egoistmiş gibi görünmesine yolaçıyordu. Özellikle kollarını birbirine bağlayıp o bakışları tekrarladığında...Gerçekten bunu kasti mi yapıyordu? Kesinlikle.

---

Eğer bu yazıyı Wattpad harici bir yerde okuyorsan kötü amaçlı yazılım saldırısı riskinde olabilirsin. Eğer hikayeyi orijinal halinde ve güvenli bir şekilde okumak istiyorsan Wattpad'de @varai_ isimli profilden ücretsiz okuyabilirsin. Teşekkür ederim.

---

Bölüme 10 üzerinden puan verebilseniz, kaç verirdiniz?

Yorumlarda buluşalım :)

İnstagram; ki.vara / faithhofficial

°Vara

faith -düzenlemede-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin