F/ Elli İki

952 290 1
                                    

İyi Bölümler :)

İnstagram; ki.vara / faithhofficial

°Vara

°Vara

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

---


Laurita

Amerika'ya gitmek için hazırlanan uçağa baktım. Bir tane herkesi alabilecek kapasitedeki bir uçak vardı. Bir tanesinde de yaralılarımızı geri getirmemize yarayacak, melek ve profesörlerin bineceği bir uçak vardı. Morris beni o uçakta istediğinde tedirgin olmuştum. Diğerleriyle beraber gitmeyi tercih ederdim ancak Farly gitmemi söylediğinde inkar etmedim. Benim liderliğim altındaki elflerin beni böylesine gergin görmesi hoşuma gitmezdi. Gideceğimiz yere ulaşmak da oldukça sakin, hızlı ve kolay olmuştu. Japonya Elf Üssü'nün ayarladığı bir yere gitmiştik önce. Ancak burasını sadece kuşanmak için kullanmıştık. Silahlarımızı hazırlayıp Amerika üssüne ulaşmamız da çok kolay olmuştu. Gizililiğimiz ortaya çıkmamış ve kolaylıkla saklanabilmiştik. Açıkçası bu hoşuma gitmemişti. Perses bir Seçilmiş Melek kaçırmıştı. Dışarının alabildiğine savaşçı elf ve Cehennem yaratıklarıyla dolu olacağını düşünmüştüm. Ancak öyle olmadı. Dışarı fazla sakindi. Avlarına düşüyormuş hissi uyandırıyordu.

Planın ilk adımlarını gerçekleştirip üste Faith ve Bard'ı aramaya koyulduk. Fakat üs adeta bir labirentti. Onları ararken ağır kapılı bir odaya rastlamıştık. Orada olduklarından oldukça emindim çünkü büyük bir bankanın önemli bir kasası gibiydi. Anladığım o ki Faith, Perses için önemliydi. Perses Cennet'e fena takmış gibiydi.

Kapıyı açarken zorlanmıştık ve içeri girdiğimizde bir köşede bir elf olsa öldürecek kadar fazla kan vardı. Korkuyla Farly'e döndüm. O ise beni tutup oradan uzaklaştırdı ve yürümeye devam ettirdi. Koşturduk ve İtalya'daki üsse benzer kapıları açıp kontrol ettik. Her kapıda ümitsizlik ve korku kapladı içimi. Her birinde büyüdüler ve beni içten kemiren pirana haline geldiler. Nefeslerim kesildi ve ağlayacak gibi oldum. O kan Faith'in olmalı, dedim kendimce. Bunu düşündüğümden de utanç hissettim. Kız bize fazlasıyla yardım ediyordu ve ben onun yaralanmış olmasını diliyordum. Bencil miydim?

Ama Faith iyileşebilirdi. Bard bunu kaldıramazdı.

Tanrım! Bunu düşünme Laurita, diye haykırıyordu içimden bir ses.

Ümitsizlikle bir kapı daha açtım. Söyleniyordum ki engel arkasından Bard göründü. Gözlerinde bir rahatlama vardı. Ona yakışmayacak derece darmadağınıktı ve üstünde kan vardı. Elleri kan içindeydi. Bileklerinde kızarıklıklar vardı. O kadar kana rağmen ayakta olduğunu gördüğümde içimde bir rahatlama ve sevinç oluştu. Sıkıca ona sarıldığımda o rahatlamayla ağlayabilirdim. Ancak bu sevincimi Faith'in yerde zar zor otururken görünce kaybettim.

Acı çektiği çok belliydi. Karnındaki kan o kadar fazlaydı ki. Bard onu taşımış olmalıydı çünkü Bard'daki kanın başka bir açıklaması olamazdı. Ölmezdi ama feci can çekişiyordu. Onu buradan bir an önce çıkarmalıydık.

Farly'nin de yardımıyla yaka paça çıkışa ulaştığımızda Perses'i ve elinde kolaylıkla taşıdığı ihtişamlı kılıcı görmem bütün duygu karmaşamı silip süpürdü. Yerine şaşkınlık koydu. Biraz da korku. Ancak adrenalinimin bu denli azalması beni şaşırttı. O kılıç büyük ihtimalle Savaş Meleği'nin Kılıcı'ydı ve bir meleği öldürebilecek güce sahipti. Peki, neden korku bu kadar azdı?

Sonrası çok hızlıydı. Perses'in ultra güçlü hızı beni daha da şaşırttı. Ayrıca Faith gibi havalanabiliyor olması biraz sarstı. Ne? Düşmüşlerin kanatlı olmazdı! Onun havalanması Faith'i de şaşırtmış gibiydi ama ben bunları izleyemeden ya da yardım edemeden önüme gelen elfle mücadele etmek kendimi yamyam gibi hissetmeme sebep olmuştu. Hatta elfi yaralamamak için elimden geleni yapsam da o büyük bir hevesle bana saldırıyordu. Dizinin arkasına derin bir kesik attım. Büyük bir çığlıkla yere yığıldı. Bard'ın yardımına koşarken havada mücadele eden melekler dışarı çıktı. Arkalarından izlediğim sırada Faith'i havada bir eli kılıçta yükseldiğini gördüm. Parlıyordu ve çok büyük bir güç yayıyordu ki Perses'in haykırışı gökyüzünü deldi.

Bir güç dalgası yayıldı. Olduğum yerden uzağa fırladım ve yere düştüğümde ciğerimdeki bütün hava boşaldı. Bir süre bulanık bir gökyüzü inceledim. Başımı kaldırdığımda Perses'in yok olduğunu, Faith'in ise bir süre gökyüzünde asılı kalıp yere çakıldığını gördüm. Düşerken bir et yığını gibiydi ve düştüğü yerden toz kalktı. Elflerden haykırışlar geliyordu. İngilizce konuşmalar arasına karışan İtalyanca ve Japonya beynimin bulanmasına sebep oluyordu lakin bir şekilde ayaklanıp yerde yığılı kıza ulaştım. Kılıç elindeydi, öyle sıkı tutuyordu ki... Ayrıca kılıç parlıyordu. Bu parlaklık meleğin elinden kılıca geçiyordu. Sanki ayrılamaz bir bütün olduklarını söylüyorlardı.

Başımı kaldırıp aradım. Üsten çıkan Farly ile Bard'ı gördüm. Ardından bir füze gibi uçan Gytha'yı gördüm. Diğer melekleri ve yardıma gelenleri. Bu lanet yerden ayrılmalı ve bize ihtiyacı olan meleği korumalıydık.

Ama olmadı.

Kızın havalandığını tuhaf bir şekilde, sanki sadece karnının altından kaldırılıyormuş gibi bir pozisyon alınca fark ettim. Başımı kaldırdım. Bir melek. Kardeşlerin babası. Kyne.

Adam büyük bir toplulukla havadaydı. Elini açmış ve kaldırıyordu. Beraberinde yerde yatan Faith de havalanıyordu ancak Gytha bunu oldukça güzel idare etmişti. Son hız kılıcını kaldırdı ve babasına uçtu. Hızı herkesi şaşırtmıştı. Belli ki babasını da şaşırtmıştı çünkü kan öksürdüğünde sevindim. Bunu yapmamalıydım.

Kızın kılıcı meleği deldi ve çektiğinde arkaya doğru gerildi. Yere düşerken kıza asıldı ve gözlerinin içine baktı. Arkasındaki melek topluluğu kılıçlarını kaldırmış emri bekliyordu. Kyne'nin bir şey dediğini duymadım ama kızı duymuştu. Kanlı kılıcı kaldırdı ve diğer meleklere baktı.

Bir savaş daha.

Ayaklandım. Bard ve Faith'in güvenli alana götürülmesini emrettim. Beni dinliyorlardı ve Faith için Farly'yi yolladım. İnkâr etse de direttim ve ben de silahımı çektim. Yanımda birinin varlığını hissettiğimde bir an ona baktım. Keskin nişan silahını kaldırmış ve sırıtıyordu. Sanki yıllardır bu anı kollamış bir psikomanyak gibiydi. Kapüşonlusunun altından bakıyordu. Haykırdığında diğer Japonlar da heyecanlanmıştı. "Melek avı başlasın!"

---

Eğer bu yazıyı Wattpad harici bir yerde okuyorsan kötü amaçlı yazılım saldırısı riskinde olabilirsin. Eğer hikayeyi orijinal halinde ve güvenli bir şekilde okumak istiyorsan Wattpad'de @varai_ isimli profilden ücretsiz okuyabilirsin. Teşekkür ederim.

---

Bölüme 10 üzerinden puan verebilseniz, kaç verirdiniz?

Yorumlarda buluşalım :)

İnstagram; ki.vara / faithhofficial

°Vara

faith -düzenlemede-Where stories live. Discover now