F/ Yirmi Dokuz

1K 322 1
                                    

Bu bölüm diğerlerine göre daha uzun oldu. Umarım sizi boğmaz.

İyi bölümler :) 

İnstagram; ki.vara / faithhofficial

°Vara

---

Odama geçtim ve sürekli kıyafet değiştiren Gytha'ya gülerek şakalaştım. Gözlerini devirmesi ve işine dönmesi uzun sürmedi. Bana soru sormadı, yorum yapmadı ya da bir eylemde bulundu. Herkes işlerine dönmüşken kardeşim kafasını dağıtma yöntemleri arıyordu, belli ki. Ben de yatağa attığım gibi düşüncelere daldım. O cinayet, Fiona, gerçekten de böyle bir nedenden dolayı öldüyse, gerçekten de bir işe karıştıysa sorun büyüktü. Eğer onu öldüren başıboş bir yoldan çıkmış melek ise durum daha kolay olabilirdi. En azından Dünya'da bir Cehennem izi olmazdı.

Elini saçına götürmüş, kısa küt saçında ince örgüler yapmaya çalışan kardeşim "Kara kara ne düşünüyorsun?" diye aynadan bana baktı. Oda tasarımı çok tuhaftı, bir duvarda pencere vardı ve o duvarda boylu boyunca bir yükseklikte makyaj masası, kıyafet askıları vardı. Oradan inen basamağın iki yanında yatak duruyordu. Duvar ve yatakta kişisel izler olması gerekiyordu galiba çünkü bomboştu. Benim yatağımın ucunda ise tuvalet kapısı vardı. Pencerenin tam karşı duvarının ortasında ise kapı duruyordu. Tabii ki siyahtı.

Ben cevaplayamadan Gytha üstündeki sade bir kazak ve altına geçirdiği dapdar siyah pantolona göz atmak için ayağa kalktı. Cevap bekler gibi arada bir bana baksa da ilgisi tamamen bende değildi.

Yattığı yerden ne kadar yapılırsa o kadar omuz silktim. Odanın sıkıcılığından sonra ayağa kalktım. Kardeşime kısa bir vedayla beraber odadan çıktım. Hızlı adımlarla ilerledim ve herkesi antrenmana davet ettim. Erken kalkan yol alır icabıyla antrenmanı erken başlatıp erken bitirmeyi düşünüyordum. Ayrıca akşam yemekte de güzel vakit geçirmeliydik. İttifaklı durum sadece resmiyette olmamalıydı. Aralarda çözülmeyen bağlar ve arkadaşlıklara ihtiyacımız vardı.

Salona vardığımda Zack ve Bard'ın zaten başladığını, hatta ikisinin de yerde soluklandığını gördüm. Bard ayağa kalkarken Zack ile şakalaşıyordu. Hamlanmış olmasına yakınıyordu. Ayrıca salon gittikçe de kalabalıklaşıyordu. Zack bana baktı ve elini alnına koyup selamladı. Bunu yaparken sarı düz saçları özgürce hareket etti. Ben başımla karşılık verdim ve yanlarına gittim. "Cidden her gün burada mısın?" Zack elini iki yana açıp omuz silkti. İkimiz gülerken Bard bana bakıyordu. Fazla ciddi bir ifadeyle...

Zack önümde kollarını birbirilerine bağladı. "Hodri meydan! Ama özel güçler yok." dedi son cümlesinde işaret parmağını salladı. Gülümsedim ve başımla onayladım. Bard platformdan indi. Ben de oraya çıktım ve hafif ısınma hareketleri yaptım. Zack ise silahını seçiyordu. Uzun bir sopa buldu ve eliyle ağrılığını test etti. Kenarda hem antrenman yapan hem de bizi izleyen bir kesim vardı.

Ben hazır hale gelip Zack'in de hazır olmasını bekledim. Antrenman binası dışarıdan daha büyük gibi görünse de böyle doluyken sanki küçük bir alan gibiydi. Oysa bütün savaşçıları eğitim için almaya yeterli bir yerdi. Ayrıca tavanı, diğer alanlara oranla daha alçaktı. Bu yüzden rahatça uçmam için bir engeldi.

Biz hazır pozisyonları aldık ve kenarda duran Bard, komutu vermesiyle Zack'in bana saldırması bir oldu. Ben kenara çekilirken o bacaklarımın altından uzun sopayı sürdü. Hafifçe havalandım ve arkasına indim. Buna hazırlıklı bir şekilde döndü ve sopayı üzerime savurdu. İki eliyle kavradığı uzun sopayı gerçekten çok iyi kullanıyordu. Atağını ben kaçamadan elimle durdursam da avucumdan bileğime bir acı yayıldı. Ayrıca ucu karnımın hemen önündeydi ki o oda ben bunu fark ettiğim anda ittirdi ve karnıma saplanmasına neden oldu. Acıyla yüzümü buruşturdum ve kanatlarımı kaldırıp ona savurdum. O, göremediği bir etki ile kenara savrulurken ben sopayı sahadan attım. Kenardan bir şaşkınlıkla bana baktı. Belindeki kemere elini atıp kısa bıçak çıkardı ve tek kaşını kaldırarak sözsüz sorusunu sordu. Omuz silkip cevapladım ve bana ikinci kez saldırışını karşıladım. Çok hızlı ataklarda bulunuyordu. Bense geri savuruyordum. Arada itiyor, savuruyor ya da kanatlarımla onu korkutuyordum. İnsanlar bildiklerinden çok bilmediklerinden korkardı.

faith -düzenlemede-Where stories live. Discover now