F/ Kırk Altı

985 292 1
                                    

Bölümlere müzik bulamıyorum artık, şaka gibi. Buradan sonrası size düşüyor, artık bölüm müziklerini sizler yorumlara bırakırsanız sevinirm :)

Yorumlarda buluşalım :) İyi Bölümler.

İnstagram; ki.vara / faithhofficial

°Vara

---

"Ne?" Bard benim söylediğimin ardından durdu. Bana bakıp yüzümü ellerinin arasına alıp gözlerimin içine baktı. "Görüş mü?" Başımı iki yana salladım ve Perses'in olduğu yöne çevirdim.

Adından büyük bir karanlığa teslim oldum.

Laurita

Uyumaya çalışıyordum ve yan dönmüş, Faly'e sarılıyordum. Sinir bozucu bir telefon sesi tam uykuya dalmak üzereyken çaldı. Farly uyku mağduru bir şekilde telefonu açtı. Karşı tarafı dinledi ve dikildi. "Ne?"

Verdiği tepki nedeniyle ona el kol işareti yaptım ve bana baktıktan sonra telefonu hoparlöre aldı. Gözüm telefonun hoparlöründen odaya gitti. Sanki Bard odanın içindeymiş de ona bakıyormuşum gibi. Bard'ın sesi telefonda biraz bozuluyordu. Daha cızırtılı çıkıyordu ama geliyordu, o olduğu belliydi. "Biz merkezdeyiz. Ama bir sorun var. Şey..." dediği sırada Farly atıldı. "Adres neresi?"

Bir bar ismi söylediğinde Farly ile bakıştık. Kaşlarım çatılıydı. "Sorun ne?" dediğimde Bard'ın hoşnut olmayan bir şekilde güldüğünü duydum. "Söylemişti ama... Melekler çok ciddi sarhoş olabiliyormuş." Farly ile iri gözlerle bakıştık. Gülmek üzereydi. Elimle ağzımı kapatıp bunu bastırmaya çalıştım. Ardından elimizde olmadan gülmeye başladık. Bard'ın konuştuğunu duyduğumuzda sustuk. Onu alacağımızı söylediğimiz sırada arkadan daha kısık sesle Faith'in sesi geldi.

"Perses?"

Yüzümü buruşturup sanki görebiliyormuşum gibi telefona baktım. Bard'ın ardından gelen sesi odayı doldurdu. "Ne? Görüş mü?" Kısa bir sessizliğin ardından çığlıklar geldi.

... ve hat kesildi.

Her şey o kadar çabuk gerçekleşti ki neler olduğunu bile anlayamadık. Şu an bütün üs ayakta, neler olduğunu merak ediyordu. Daly, Gytha ve Faith'in arkadaşlarıyla salona girince ürperdim. Bunu nasıl söyleyecektim ki?

Kollarımı birbirine doladım. Olabildiğince soğukkanlılıkla Gytha ve arkasındakilere baktım. Farly kulağıma eğildi. "Ben anlatabilirim." Belirsizce bir baş hareketiyle onu onayladım ve birkaç adım geriye çekildim. Olanları izlemek bana gerçekten zor gelecekti. Kız zaten ablasına olabilecek her kötü durumdan korkuyordu, şimdi kalkıp onun cehennemden Perses tarafından kaçırıldığını söyleyince kim bilin nasıl tepkiler verecekti. Bazen Gytha'nın ne tepki vereceğini kestiremiyordum. Bu beni ürkütüyordu ve hareketlerimi seçmemi engelliyordu. Söylemek istediklerimi söylersem nasıl tepki verir, ne kadar yıkılır diye söylemek istediğim çoğu kelime dilime ulaşmadan gerisin geri yuvarlanıyordu.

Olabilen herkes ortak oturma salonundaydı ve oldukça kalabalıktık. Profesörler, elfler, melekler... Savaşla ilgilenmeyen bile buradaydı ve bu curcunadan korkmuş gözlerle bana ve Farly'e bakıyordu.

"Şu lanet olası olayı anlatacak mısınız artık! Güzel uykumdan sebepsizce uyanmam niye?" Nathan kenarda asla kendisine özen göstermemiş bir şekilde dikiliyordu. Asla saçlarını yapmayı ve olabildiğince yakışıklı görünmeyi eksik etmeyen Nathan bile şuan uzun pijama altı ve sabahlıkla dikiliyordu. Hoş, çoğunluk öyleydi. Farklı desende, çeşitli renklerde bezenilmiş onca pijamalı birey cehennemin resmen savaşa gireceğini öğrenecekti.

faith -düzenlemede-Where stories live. Discover now