F/ Altmış İki

944 289 0
                                    

Final sürecimizdeki okuma barajlarını normalde 10-15 yaparım diye düşünüyordum ancak final sürecimizin ilk bölümündeki okuma beni çok şaşırttı. Hedefimin iki katı kadar okuma geldi. Tabii, sizi de beklettim çünkü vize haftamdaydım. Bugün açıklığımda size yeni bir bölüm yayınlamayı düşündüm. Sizi çok bekletmeyeyim :)

İyi Bölümler :)

İnstagram; ki.vara / faithhofficial

°Vara

°Vara

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

---

Faith

Laurita'yı yolladıktan sonra herkesin yerleşmesini bekledim. Yanımda oturan Gytha stresten bacağını hunharca sallıyordu ve beraberinde sandalye de sallanıyordu. Bir süre ona baktım ve elimi dizine onu avuturcasına koydum. Korkuyla bana döndü ve bacağını durdurdu. Hafifçe gülümsedi ve duruşunu değiştirip kanatlarını oynattı. Kanatları hâlâ gizemliydi. Benimkilerse bir elf tarafından rahatlıkla görünebiliyordu. Bu düşünce sebepsizce kendimi çıplak hissetmeme sebep olmuştu. Belki de Bard bu yüzden benden kaçıp durmuştu. Mahremiyetimi gördüğü için? Şanslıydım. Daha aç bir elf görüyor olabilirdi.

Ben tekrar geriye yaslanırken bir süredir bekleyen Lyndon "Bir sorun mu var?" dedi. Gözlerim istemsizce Gytha'ya kayınca onun da bana baktığını gördüm. Duruşumu değiştirmeden bakışlarımı Lyndon'a çevirdim. Bir bana bir kardeşime bakarken gergin gibiydi. Onun da sinirlerini zorlayıp durduğumun farkındaydım. Phelps ile ortak arkadaşımızdı. Kendisini tanıdığım, yarım asra kadar uzanan o süreçte onu hiç böyle görmemiştim. Sakin, ağırbaşlı biriydi. Ama şimdi bunun tam zıttıydı. Gergin, panik dolu.

Omuz silktim. "Üsten ayrılacağız." dediğim anda fısıltılar, itirazlar ve sorular başladı. Bu bir süre, uzunca bir süre devam etti. Ama en sonunda beklediğim, herkesi susturan o soru geldi.

"Nereye gideceğiz?"

Ah, evet, büyük bir soruydu. Gytha ile bütün gün boyunca bunu konuşmuştuk. Üsten ayrılacağımız da kesindi çünkü Morris öyle emretmişti. Ama bu emri verirken nereye gideceğimizi ne yazık ki söylememişti. Manastıra dönemezdik. Dönmeyi deneyebilirdik ama Gytha bu fikre hep karşıydı. Reddetse bile aklımda hep bu soru dönmüştü.

Manastırı geri alabilir miydik?

Ben bunun kısmen olabileceğini düşündüm. Ama Gytha 'katiyen' kabul etmiyordu. Evet, kullandığı kelime buydu. Katiyen olmaz! Kardeşimi dinleyecektim. Perses'i yenmiş, kılıcı almış ve avantajın bizde olması dışında taarruza geçmemiz için bir neden yoktu ama... Olmazdı.

Ben de İtalya merkezlerinden bir yerde bize uygun bir yer satın alabileceğimizi düşündüm. Ya da bir çetenin inini alabilirdik. Ki bu hem dünyaya yarar hem de bize yarar bir çözümdü. Tek sorun; hangi in? Yıllardır bu konuları takip etmiyor, insanlara böyle şeylerde yardım etmiyorduk. Derin bir çalışma gerektirecekti. Bu da uzun sürerdi. Hele böyle, insanlardan tamamen soyutlanmış bir üste güncel, gizli sorunları gözlemlemek daha zor olacaktı.

faith -düzenlemede-Donde viven las historias. Descúbrelo ahora