F/ Elli Sekiz

945 286 0
                                    

İyi Bölümler :)

İnstagram; ki.vara / faithhofficial

°Vara

---

Antrenmandan sonra odama geçtim. Soğuk su vücudumdaki kirleri alırken rahatlamaktan çok daha da kendime geldiğimi hissettim. Ne kadar süre kaldığımı bilmiyordum. Ancak havluma sarılı bir şekilde çıktığımda daha buğulanamamış aynada kendime baktım. Havluyu tutan sol kol omzumdan bileğime inen ince yara izini inceledim. Benim için bir süs olmuştu. Acısını da, o anı da tekrar tekrar hatırlayıp duruyordum. Geçen onca süreye rağmen hâlâ izlerini taşıyorduk aslında. Birçok kişi hâlâ yastaydı. Kaybı tekrar hatırlamak içimde burkulmaya, Faith'in Farly hakkındaki görüşünün hatırlamama sebep oluyordu. Farly burnu bile kanamadan çıkmıştı. Bu şansı tekrar yakalayabilir miydik, bilmiyordum. Hâlâ daha o görüş geçerli miydi, bilmiyordum. Bu beni deli ediyordu. Belli ki Faith'i de ediyordu. İlk yara izimin üstüne nemlendirici ilaç sürerken aklımda sadece bunlar vardı. Perses ile savaşta vücuduma mesken tutan bu yara iziyle gurur duymalı mıydım?

Kapının çaldığını duyduğumda hızlıca giyindim ve kapıya adeta uçtum. Kolu çevirip açtığımda Daly bana doğru adeta uçtu, beni uzun beyaz koridorlarda sürükledi. Ayaklarım çıplak, saçım ıslaktı. Soğuğu hissedebiliyordum çünkü Akdeniz soğuğuna göre kıyafetim inceydi. Ancak Daly bunu umursamadan beni sürüklemeye devam ediyorsa gerçekten de sorun var demekti. Geçen sakin haftadan sonra açıkçası böyle bir enerji beni şaşırtmıştı. Şaşırtmamalıydı.

Açık toplantı kapısından sadece Morris'in sırtını gördüm. İçeri girdiğimizde Daly kapıyı kapadı ve kilitledi. Ona kaşlarım çatılı baktım. Neler oluyordu? Yine ne gibi bir kaos bizi bekliyordu. Eski tempomuz ne kadar da sağlam geri gelmişti.

Morris boğazını temizlediğinde onlara baktım. Odada az kişiydik. Morris, iki profesör, Daly, Farly ve ben vardım. Ayrıca sorguya çekilmiş gibi görünen iki kız orada durup bize bakıyordu. Birinin adını Rachel olarak hatırlıyordum. Sarışındı ama aralarında koyu tutamlar vardı. Saçı sıkıca atkuyruğu yapılmıştı ama birkaç tutam çıkmayı başarmıştı. Yanındaki ise Japoyna'dan gelen Yuri idi. Toz pembe saçlarını salmıştı ve dalgalı bir şekilde bırakmıştı. İkisi de bir bana bir de Morris'e bakıyorlardı.

"Anlatın bakalım." dedi. Kaşlarımı çattım. Zaten öyle olan kaş daha nasıl çatılabilirdi? Yine nelerin olduğunu tahmin etmeye çalıştıkça kolumdaki iz sızlıyordu. Gerçekten, daha ne olabilirdi?

Kızlar Morris'in komutuyla birbirine baktı. "Antrenmandaydık. Bard'ı ve Faith'i dövüşürken gördük." dedi Rachel. Cümlesini diğer kız devam ettirdi. "Birbirlerine gerçekten savaştalarmış gibi saldırıyorlardı." Bu da ne demek?

Farly ile bakıştığımızda erkek arkadaşımın beti benzi atmıştı. Kızlara döndüm. "Nasıl yani?" Omuz silktiler. "Faith o..." Vücut diliyle bir an anlatmaya çalıştı. "O aldığımız kılıcı karşısında Perses varmış gibi sallıyordu." Yanındaki Rachel da güldü. "Bard da farklı değildi. En sonunda yanlarına gittiğimizde aralarında tuhaf bir diyalog döndü. Faith, onlara neden anlatmadın, diye tuhaf bir soru sordu."

Kalakaldım. Odada bir sessizlik oluştu. Erkek arkadaşım haklıydı. Faith'in tek sırrı onun ölümü değildi. Daha yeni tanıştığı birinin ölümünü görmek onu neden yorsun ki? Faith'in derdi tamamen başkaydı. Geri döndüğünden beri tuhaf davranışları, birbirlerinden kaçışları... Ayrıca Bard iyi de değildi. Uykusuz, endişeli... Faith bile daha iyiydi onun yanında. Perses arkadaşımıza ne yapmıştı?

Farly araya girdi. Sorudu beni ana geri getirirken konuşmaları takip etmeye odakladım kendimi. Islak saçım, çıplak ayağım yüzünden üşüyordum. Kollarımı da birbirine bağlamış, öylece dikiliyordum.

faith -düzenlemede-Where stories live. Discover now