F/ Elli Dokuz

937 287 1
                                    

Evet, 70-80 bölüm olmaz demiştim ama şu an da olacak gibi duruyor -.- Artık sonda belli olur :D Ama final bölümlerine geldik :)

İyi Bölümler :) 

İnstagram; ki.vara / faithhofficial

°Vara

---

Ortak oturma alanına girdiğimde başım dönüyor ve gördüklerime anlam vermeye çalışıyordum. Kafamdaki uğultuların ve seslerin üsten geldiğini sanmıştım ama çatıdan indiğimde kimsenin olmadığını gördüm. Bu bana çok tuhaf ve saçma gelmişti. Kendime gelemediğim süreçte yanımdan geçenlerin bakışlarında şaşkınlık ve anlamadığını açıkça belirten bir ifade bulunuyordu. Kafama bunu takmadan ilerlemeye ve içime nereden yerleştiğini anlamadığım bir sinir oturduğunda kendime şaşırdım. Karmaşıklaşan duygularımı kontrol edemiyor olmak iyice germişti. Kafa dağınıklığımı atmak adına oturma alanında bir içecek aldım ve kendimi koltuğa attım. Etrafım karanlıktı ve ortada bir ben vardım. Kimseyi görmüyordum. Duyulanları algılayamıyordum ve kulağımda hep bir fısıltı vardı. Buğu görüşümü, işitmemi tamamen ele geçirmişti ve odağımda tek kelime dönüyordu. Annemin sesi vardı içinde ve bana kılıcı almamı söylüyordu. Sonrası yoktu. Sadece aynı kelimeler vardı.

Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al. Kılıcı al.

Derin bir nefes alıp başımı arkaya attım ve elimle ovmaya başladım. Yanımda birinin varlığını hissedene kadar beynimde bir zonklama ve aynı kelimelerin tekrarı vardı. Dinlemek istemiyordum. Kılıcı almam ne değiştirecekti? Ne için alacaktım? Savaş yoktu, saldırı yoktu. Neden benden bunu istiyordu? Sorgulamalarım, tezat oluşturmaya çalıştığım düşüncelere rağmen kılıç benden aslında istemediğim bir eylemi yerine getirmemi istememde başarılıydı. Onu elime aldığımda, kabzasını kavradığımda içime akan o şiddeti hissediyordum. Nefret algılıyordum. Güç istiyordu bedenim. Ayakta olabildiğim onca sürede vücudum o gücün yokluğuyla sızlamıştı. En sonunda da birilerine zarar verme dürtüsü ortaya çıkarmıştı. Bard'ı ormanda öldürebilirdim. O kızları öldürebilirdim. Belki de Amerika'da o patlamayla herkesi öldürebilirdim. Ancak bedenim beni dinlememiş, kendi harekete geçmişti. Sanki ellerini bedenimin için geçiriyor ve kukla gibi oynuyordu.

Savaş Meleği'nin Kılıcı böyle değildi. Kılıçta Perses'in etkisi olmalıydı.

Neyse ne! Beni delirttiği kesindi.

"İyi misin?" Elimi çekip, başımı kaldırmadan yanımda duran Una'ya baktım. Hemen çaprazında Lyndon ayaktaydı ve ikisinin de gözlerinde derin bir endişe hâkimdi. Onları böyle görmek bana acı veriyordu. Hatta olduğundan da fazla acı. Kurtulduğumuzu düşünüyorlardı ve yine de endişeliydiler.

Ben mi?

Kurtulmanın uzaktan yakından alakasında değiliz.

Başımı tek seferde salladıktan sonra döndüm ve tekrar elimle başımı ovmaya başladım. Eli elimi kavradı ve sıktı. "Hayır, Faith. İyi değilsin. Az önce görüş gördüğünü duyduk ve bunu elflerden duyduk." Elimi hızlıca çektim ve ondan bir adım uzağa kaydım. İçeceğimi bitirdiğim gibi sinirle sıkıp büzüştürdüm. Bu kuvvete ben de şaşırdım ancak onu çöpe atarken ayağa kalkmamıştım. Gücümü kullanmıştım ve bu beni daha da sinirlendirmişti.

Patlama noktasındaydım.

"Görüş mü? Ne?" dedim kaşlarımı çatarak. Böyle bir şey olmamıştı. Kim dedikodu çıkarıyordu? "Bir şey görmedim." Arkadaşlarımın kısa süre birbirlerine endişe ve sinirle baktıklarını gördüm. Gizlediklerimi düşünüyorlardı ama görmediğim bir şeyi nasıl anlatabilirdim ki? Benden imkânsızı istiyorlardı.

faith -düzenlemede-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin