44. Bölüm

907 113 57
                                    

Yeni bölüm geldi keyifli okumalar oy ve yorumlarınızı eksik etmezsseniz çok mutlu olurum hepimizin ramazanı serifi mübarek olsin.

Bismillahirrahmanhirrahim

HÜMA...

BİR HAFTA SONRA...

Harun bir haftadır her gün aynı şeyleri söylüyordu. Hastaneden çıktığımız da iş yapmamam ve dinlenmem konusundaki tembihlerine ısrarla devam ediyordu. Her ne kadar bunları sürekli söylemesinden sıkılsam da ona bir şey diyemiyordum. Bize bir şey olmasından endişe duyduğu için böyle davrandığını bilmek daha çok mutlu ediyordu.  Bugün de aynı şeyleri söylemeye başlayacakken ondan önce konuştum;
"Harun canım benim biliyorum, eve gittiğimizde de hastanede olduğu gibi dinleneceğim. Bir haftadır aynı şeyleri söylüyosun. Anlıyorum seni endişe ediyorsun ama biz iyiyiz gerçekten. Hem doktor da söyledi iyi olduğumuzu lütfen rahatla artık."
Harun'a tebessüm ederek gözlerine baktım, rahatlasın diye. Gözlerime biraz baktıktan sonra oda tebessüm edip konuşmaya başladı.
"Gözümün nuru, bebeğimiz için alışveriş yapmamız lazım. Bebek odası, kıyafetler. Dokuz ay göz açıp kapayıncaya kadar geçecek sonradan elimiz ayağımıza dolanmasın."
Harun'un söyledikleriyle heyecanlandım ve elim farkında olmadan karnıma gitti.
"Hayırlısıyla bir hastaneden çıkalım da herşeyi hallederiz. Rabbim büyük"
Harun haklısın der gibi başını salladığında, bir taraftan da çantayı toparlarken kapı çaldı. Harun sakin bir ses tonuyla gel dedi. Kapı açılınca annem, abim, Ümeyr, Hatice annemler içeriye girdi. Yatakta biraz daha toparlanırken Ümeyr hızla gelip yanıma oturdu. Vakit kaybetmeden Ümeyr'in ani sarılmasının üzerine haticem ve annem konuştu.
"Ümeyr kuzucum yavaş anneye öyle birden sarılma, biliyorsun annen kardeşini taşıyo artık ani hareket yapmaması lazım."
Annemlerin söylediği şeyle Ümeyr üzülüp kendini geri çekti. Oğlumun üzüldüğünü görünce dayanamayıp hemen konuştum;
" Bir şey olmaz anne merak etmeyin. Hem benim oğlum akıllıdır. Ani hareket etmez değil mi yakışıklım."
Oğluma tebessüm ederek  kollarımı açtım. Ümeyr dikkat ederek bana yaklaşıp kollarını yetişebildiği kadarıyla belime sardı. Bir hafta da çok özlemiştim oğlumu sıkıca sarılıp kokusunu içime çektim. Bitanecik oğlum bana bakıp tebessüm etti. Harun hafif öksürüp odada kısa bir an göz gezdirdikten sonra;
"Hazır siz burdayken, ben gidip çıkış işlemlerini yapıyım sonrada eve geçeriz."
Herkes oynaylayarak başını salladığında Harun vakit kaybetmeden odadan çıktı. Ümeyr'e baktığımda eli karnımın üstüne gidip geliyordu dokunmak istiyor ama bi yandan da korkuyordu. Elini tutup karnımın üstüne koydum.
"O senin kardeşin anneciğim. Ona dokunmaktan korkma. Onu birlikte büyütücez seninle sen onun abisisin."
Ümeyr parlayan gözlerle baktığında yanağını severek  tebessümle karşılık verince heyecanla oğlum vakit kaybetmeden konuşmaya başladı.
"Anne biz kardeşimle okula gidicez değil mi ?"
Ümeyr heyecanla vereceğim cevabı beklerken iki avucumun içine yanaklarını alarak burnunun üzerini öptükten sonra;

" Evet kuzum, okulda kardeşini yalnız bırakmayacaksın. Onu koruyacaksın. Dayın beni, baban da halanı nasıl koruyorsa sende öyle  koruyacaksın."
Oğlumun heyecanla parlayan gözlerine, ses tonuda eşlik ederek hızlı hızlı;
"Elbette koruyacağım anneciğim. O benim kardeşim, onun hep yanında olucağım. Evimizde de sana yardım edeceğim."
Güzel yüzünü seyrederken, yanağını severek; "Afferin benim oğluma" dediğimde  ona tekrar kollarımı açtım. Hızlı ama dikkat ederek kollarımın arasına girdi.  Biz oğlumla birbirimize sarılırken odanın kapısı açıldı. Kapıya baktığımda gelenin Harun olduğunu gördüm. Bize tebessüm ederek yanımıza yaklaştı. Annemler hafif öksürünce onlara baktım.
"Annem siz hazırlanın, biz sizi dışarda bekleyelim."
Annemlere olur anlamında başımı salladığım da herkes yavaş yavaş odadan çıktı. Harun vakit kaybetmeden diğer yanıma oturup oğlumla ikimize sarıldı. Ümeyr babasının bu yaptığıyla hafif kıkırdadı. Ne oldu der gibi baktığımda gülerek konuşmaya başladı.
" Anneciğim babam çok güçlü ikimize de sarıldı galiba sana sarıldığım için kıskandı."
Ümeyr'in dediğiyle kendimi tutamayıp kıkırdadım.
"Haklısın bitanem, baban çok güçlü ve galiba dediğin gibi bizim aşkımızı kıskandı."
Bu defa gülen kişi Ümeyr'di. Oğlum o kadar güzel ve içten gülmüştü ki biraz daha sarılıp boynunu koklayarak öptüm. Harun bizi bırakıp dolabın önüne gitti.  Dolabın kenarında duran çantayı odadaki koltuğun üzerine bırakıp yanima geli0  Ümeyr yanımdan alarak yere bıraktı.
Tekerlekli sandalyeyi yatağın yanına yaklaştırıp beni kucağına  alarak sandalyeme oturttu. Dudaklarını alnıma bastırıp  derin nefes alarak öptükten sonra yanağımı severek kapıyı açtı. Çantamı Gülsüm'e uzatıp sandalyemi sürmeye devam etti.  Hep birlikte hastaneden çıkıp arabaya yaklaştığımızda konuşmaya başladım.
"Kimse bir yere gitmesin, hep birlikte bize gidelim akşama yemek yeriz."
Herkes beni onaylayınca arabalara bindik. Hatice annem ve Gülsüm bizimle geldi. Oğlum ben ve Gülsüm arkada otururken Hatice annem Harun'un yanındaki koltuğa oturdu. Harun besmele çekip arabayı çalıştırarak yola çıktığımızda  biraz trafik olsada sonunda eve gelebilmiştik. Harun arabadan inip tekerlekli sandalyemi bağajdan çıkardı. Benim olduğum tarafın kapısını açıp beni kucağına alarak sandalyeme oturttu. Hep birlikte binaya doğru ilerledik herkes binaya girdiğinde bizde peşlerinden girdik. Sırayla asansöre binip yukarı çıktık. Asansör bizim dairenin önünde durunca indik. Gülsüm Harun dan anahtarı alıp hızla kapıyı açtı. Herkes eve girince en son biz girdik. Kendi aramızda Harun beni kucağına aldığında utanmıyordum ama şimdi büyüklerin yanında Harun'un kucağında eve girmek beni biraz utandırmıştı. Ben bunları düşünürken Harun beni çoktan kucağına almıştı bile. Harun ne oldu der gibi gözlerime bakınca onu endişelendirmemek için konuşmaya başladım.
"Harun herkes evde ve senin kucağında eve giricek olmam beni biraz utandırdı. Yanlış anlama lütfen seni kırmak değil amacım ama nasıl anlatsam utandım işte."
Harun sabırla ve tebessümle beni dinledikten sonra şakağıma ufak bir öpücük kondurmuştu. Kocaman açtığım gözlerle ona bakarken o hafif kıkırtıyla;
"Hatunum utanma sen benim karımsın ve onlar yabancı değil bizim ailemiz."
Harun'un söyledikleriyle biraz daha rahatladım. Daha fazla beklemeyip eve girdik. Harun dikkatli bir şekilde beni koltuğa oturttu. Benim yakışıklı oğlum vakit kaybetmeden yanıma gelip oturdu. Annemler ve Gülsüm mutfağa geçtiğinde abim, Ümeyr, Harun, ben ve Mustafa babam salondaydık. Harun babasının yanında beni taşımasına utansamda elimden birşey gelmemişti. Mustafa baba boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
" Oğlum, kızım tebrik ederim. Allah hayırlı bir şekilde kucağınıza almayı nasıp etsin."
Babamın konuşmasıyla tebessüm ederek ona baktım. Ben konuşamayınca Harun yumuşak tebessümle  babasına cevap verdi.
"Allah razı olsun baba."
Herkes susunca Gülsüm bize yemeğin hazır olduğunu söyledi. Harun ayağa kalkıp yine beni kucağına alıp tekerlekli sandalyeme oturttu. Birlikte masaya geçtik. Herkes çorbasını içerken bebeğin cinsiyeti, kime benzeyeceği, odasının ne zaman ve nasıl olması konuşuldu. Herkes bebekle ilgili konuşurken Ümeyr sessizce çorbasını içiyordu. Onu öyle sessiz görünce üzüldüğünü anladım. Hastane de her ne kadar kardeşini sevip koruyacağını söylese de azda olsa kıskanıyordu. Büyük bir ihtimalle bebek doğduğu zaman ona olan sevgimizin azalacağından korkuyordu. Ama unuttuğu bir şey vardı, o benim ilk göz ağrımdı. Her ne kadar onu ben doğurmuş olmasamda o benim kıymetlim bunu hiç birşey değiştirmez. Ben dalmış bunları düşünürken oğlumun konuşmasıyla kendime geldim. Ben doydum deyip masadan kalkıp odasına gitti. Ümeyr'in bu hali beni üzmeye başladı.
"Siz yemeğe devam edin, ben bir Ümeyr'e bakıyım." Diyerek masadan geriye çektim. Tekerlekli sandalyemi oğlumun odasına doğru ilerlettim. Harun da sandalyesinden kalkıp benimle odanın önüne geldi. Kapıyı tıklatıp Ümeyr'in gel demesini bekledik. Oğlum gel deyince Harunla birlikte odaya girdik. Ümeyr yatağında bağdaş kurmuş yatağın örtüsüyle oynuyordu. Harun'a napıcaz der gibi bakıp oğlumun yanına ilerledik.
" Oğlum neyin var, neden odan da yalnız oturuyorsun. "
Ümeyr'in hem saçını sevip hem de konuştum.
"Bir şeyim yok anne"
" Ümeyr'e eminmisin?" der gibi baktım. Hüzünlü bakan gözleriyle evet der gibi basını salladı. Sonrasında dayanamamış olacakki Harun ve bana doğru dönüp konuşmaya başladı.
" Siz en çok seni seveceğiz dediniz ama diğerleri babaannem, dedem, halam, anneannem ve dayım en çok kadeşimi sevecekler. Şimdiden ne alıcağız odasına, nasıl olacak, cinsiyeti ne olacak diye konuşmaya bile başladılar"
Ümeyr konuştuktan sonra yatağın örtüsüyle oynamaya devam etti. Harun oğlumuzun saçını sevip onu kucağına aldı.
" Evet herkes kardeşinden bahsediyor bu doğru ama neden sürekli ondan bahsediyolar biliyormusun"?
Ümeyr bilmem der gibi baktı. Harun tebessüm ederek konuşmaya devam etti.
" Hani kardeşin doğduğu zaman küçük olacak ya o yüzden. Herkes biraz daha heyecanlılar yoksa seni de her şeyden çok seviyorlar aslan oğlum, sadece bu eve ilk defa küçük bir bebek geleceği için böyle davranıyolar. Sen üzülme tamam mı?"
Ümeyr gülümseyerek tamam der gibi basını salladı. Harun Ümeyr'i yatağa bırakıp tebessümle yanıma yaklaştı. Nazikce kucağına alıp oğlumun yatağına oturttu. Bana göz kırpıp konuşmaya başladı.
"Eee madem sorun çözüldü gıdıklama yarışı başlasın" diyerek Ümeyr'i gıdıklamaya başladı. Ümeyr kahkahalarla gülmeye başladığında arada bende gıdıklıyordum. Ümeyr'im nefes nefese kalınca Harun gıdıklamayı bıraktı. Ümeyr derin nefes alıp sırt üsttü kendini yatağa bıraktı. Onun bu yaptığına Harun'la güldük. Harun'la birbirimize bakıp tebessüm ederek bizde kendimizi yatağa attık. Ümeyr bu yaptığımıza güldüğünde Harun ile aynı anda eğilip Ümeyr'in yanağını öptük. Ümeyr Harun'la ikimizin boynuna sarıldı. Bi süre öyle yattıktan sonra aklıma bizimkiler geldi.
"Eyvah bizimkiler içerde, biz burda birbirimizi gıdıklayıp gülüyoruz. Üstüne yetmezmiş gibi yatıyoruz. " 
Hızla yattığım yerden kalktım. Benim bu heyecanlı halime Harun ve Ümeyr güldüler. Onlar da yataktan kalkıp üzerlerini düzeltti. Harun yanıma gelip beni kucağına alarak sandalyeme oturttup hep birlikte odadan çıktık. Bizimkilerin yanına gittiğimizde herkes yemeğe devam ediyordu.
Yemek bittiğinde Gülsüm'le masayı topladık. Ümeyr mutfağa gelip bulaşıkları makineye yerlestirmeme yardım etmek istediğini söylediğinde kabul ettim. Oğlumla eğlenerek bulaşıkları halletik. Ümeyr ile mutfaktan çıkıp bizimkilerin yanına gittik.
"Çay koyuyorum içeriz değil mi?"
Herkes bu soruma evet anlamında basını salladığında mutfağa dönüp çay suyu koydum. Önceden yapıp buzluğa attığım kek kurabiyeyi çıkardım biraz ısıttıktan sonra serviş tabaklarına koydum. Bardakları da hazırlayıp dolaptan daha önce aldığımız kuruyemişlerden koydum. Çay suyu kaynadığında hemen çayı demledim. Ümeyr içerde sıkılmış olacak ki tebessüm ederek mutfağa geldi.
"Anneciğim ne yapıyosun yardım edicek bir şey varmı?"
Ümeyr'in sorusuyla tebessüm edip oğlumun yanağını sevip;
"Sehpaları çıkarıp herkesin önüne koyduktan sonra tabakları götürürmüsün annecim, bende çayları doldurayım. "
Ümeyr'im olur anlamında basını sallayıp koşarak mutfaktan çıktı. Çay hazır olunca bardaklara doldurdum. Tepsiyi dikkatli bi şekilde dizlerimin üzerine koyup yavaş yavaş tam mutfaktan çıkıp salona ilerliyecektim ki . Kucağımdaki çay tepsisini gören Harun kaşları çatık bi şekilde yerinden kalkıp yanıma geldi.
"Hatunum ne yapıyosun sıcak çay kucağında getirilir mi? Neden Gülsüm'ü veya beni çağırmıyosun. Allah korusun ya yansaydın dikkat et lütfen. "

HARUN...

Hüma'nın kucağındaki çay tepsisini aldım ve bizimkilerin yanina gidecekken aklıma gelen fikirle Hüma'ya döndüm. Ona bir şey söyleyeceğimi anladığı için öyle dikkatli bakıyordu ki gözlerinde kayboldum. Söyleyeceğim şeyi unutma korkusuyla hemen konuştum.

"Yarın ailecek pikniğe gidelim mi?" Hümanın cevap vermesi için gözlerine baktığımda konuştu.

"Neden?" diye sorduğunda o haline gülesim geldi. Yine çok tatlı bakıyordu ve ben her geçen saniye daha fazla aşık oluyordum. Tepsiyi masaya bırakıp beline sarıldım.
"Nedene ihtiyacımız yok bence gözümün nuru ama illa bir neden istersen söyleyeyim. Bebeğimiz olacak ya kutlama gibi olur diye düşündüm" dediğimde cevap verecekken Ümeyr mutfağa girdi. Hüma'dan ayrılıp ona baktımda konuşmaya başladı.
"Babaannem gönderdi beni. Giden geri gelmiyor ne yapıyorlar dedi bende yanınıza geldim."
Oğlumun başını kaşıyarak konuşmasıyla Hümayla ikimiz güldük.

"Tamam canım sen içeri git bizde annenle geliyoruz"

Ümeyr tamam anlamında başını sallayıp mutfaktan çıktığında bizde arkasından salona ilerledik. Herkesin çayını verip yerime geçtim.

"Herkes buradayken söyleyeyim, havalar ısındı hep birlikte pikniğe gidelim diyorum. Siz ne dersiniz?"


Herkes tebessümle olur dediğinde benim aslan oğlum oley  pikniğe gidiyoruz deyip sevindi. Onun bu haline tebessüm ettim. Herkes çayını keyifle içerken bir kez daha rabbime şükrettim bana bugünleri yaşattığı için

HÜMA...

Harun'un pikneğe gidelim demesine başta saşırsamda bize de bir değişiklik olacağını düşünüp kabul ettim. Herkes keyifle çayını içerken ben içimden rabbime şükrediyordum bana yaşamamı nasip ettiği mutluluk için. Harun bardağını bırakıp konuşmaya başladı.

"Yarın cumartesi havada güzel eğer sizler için de uygunsa pikniğe gidelim hazırlanabilirsiniz dimi?"


Herkes olur deyince Ümeyr çok sevindi. Herkes çayını bitirdikten sonra geç oldu deyip gitmek için hazırlandılar. Misafirlerimizi yolcu ettikten sonra ben bulaşıkları hallettim Harun uyuyan Ümeyr'i yatağına yatırdı. Benimde mutfakta işim bitince yatak odasına geçtim Harun yatağın örtüsünü açıp beni yatağa oturttu. Ben üzerimi değiştirirken oda banyoya girdi. Üstümü değiştirip sabah namazı için alarm kurduğum sırada Harun banyodan üstünü değiştirmiş bi şekilde yatağa girdi. Alnımı öpüp bana sarılarak besleme çekip gözlerini kapatığında başımı çenesine yaslayarak bende onun huzur dolu nefesiyle kendimi uykuya bıraktım...

Sen Benim TamamlayanımsınWhere stories live. Discover now