28.bölüm

1.1K 346 206
                                    

      Bismillahirrahmanhirrahim

Hüma

Polisin ağzından çıkacak olan ismi merak ediyordum. Kim zarar vermişti? Aklımda bazı isimler vardı ama emin olamıyordum. Polis konuşmaya devam etti.

"Bunu size yapan kişi Orhan bey yani Ümeyr'in babası. Şu an nezarette onu tutukladık. Siz şikayetçi misiniz?" Polis sorusunu sorunca Harun bana baktı. O kişi Ümeyr'in babası olabilirdi ama burda suçluydu. Başımı olumlu anlamda sallayınca Harun polise baktı.

"Şikayetçiyim memur bey," dedi Harun. Memur elimdeki kağıda bir şeyler yazıp başını salladı ve odadan çıktı.Memur odadan çıkınca Harun'a döndüm. Yarasını tutuyordu. Endişelenip sordum.

"Harun neyin var? Doktor çağırayım mı?"

"Biraz ağrım var ama önemli değil. Aslında uyusam geçer ama uyumak istemiyorum."

"Neden uyumak istemiyorsun Harun? İyileşmen için dinlenmen lazım. Hadi biraz uyu."

"Olmam uyumam."

"Harun inat etme işte. Sağlığın için, iyileşmen için uyuman lazım."

"Haklısın ama gözlerimin sağlığı için de uyanık kalmam lazım."

"Gözlerine ne oldu ki? Hem uyanık kalınca ne değişecek?"

"Şimdi şöyle ki eğer ben uyursam seni göremem. Seni göremeyince de doğal olarak gözlerimin sağlığı bozulur. Çok mantıklı değil mi?" deyince gözlerimi devirdim ama sonra utanıp başımı eğdim. Bu adam neler diyordu? Her zaman beni utandırmanın bir yolunu buluyordu ama iyi ki seviyordu. Başımı kaldırdım ve tebessüm ettim. Utanmama gerek yoktu. O benim Allah katında eşimdi. Utanılacak bir şey yoktu. Çekinmeden elini tutunca şaşırdı. Tebessüm ettim.

"Eğer uyursan rüyana gelecegim. Lütfen uyu, benim için."

"Senin için her şeyi yaparım ama ben rüya değil gerçeğini görmek istiyorum. "

"Eğer beni daha fazla görmek istiyorsan çabucak iyileşmen gerekiyor. Bunun için de dinlenip kendini yormaman gerekiyor. Lütfen uyu," deyince burnumu sıktı ve tebessüm etti.

"Sana olan zaafımı kullanıp beni ikna etmeye çalışıyorsun ve başarıyorsun çünkü sana dayanamayıp hayır diyemiyorum," deyip yatağa uzandı. Tebessüm edip bana göz kırptı. Ben de tebessüm edince elimi çekmeye çalıştım ama izin vermedi. Ben de rahat uyusun diye daha çekmeye çalışmadım. Bir süre sonra düzenli nefes alışverişlerinden uyuduğunu anladım. Tebessüm edip güzel yüzünü inceledim. Gerçekten kusursuz görünüyordu. Belki de ben onu sevdiğim için kusursuz görüyordum. Tebessüm ettim. Ben onu çok seviyordum ve artık bunu utanmadan,  çekinmeden söyleyecektim. Çünkü ne zaman öleceğimizi bilmiyorduk. Hayatın bize neler vereceğini veya alacağını bilmiyordu. Üç günlük dünya diyorlar ya çok doğruydu bence. Bunu Harun kaza geçirince derinden hissettim ve ona sevdiğimi söylemediğim için çok pişman oldum. Allah korusun ama ya ölseydi ve ben ona sevdiğimi söyleyemeseydim? Ne olacaktı o zaman? Düşünmesi bile korkunçtu o yüzden beynimi yormamaya karar verdim.

  1 hafta sonra

Bugün Harun'un hastaneden çıkacağı gündü. Ben kapının önünde beklerken Harun üzerini değiştiriyordu. Hastane Ümeyr ve annem hariç herkes vardı. Aslında Ümeyr de gelmek istemişti ama ben yorulmaması için evde kalmasını söyledim. O da biraz üzüldü ama mecbur kabul etti.

Bir süre sonra önünde beklediğim odanın kapısı açıldı ve içerden abim ile Harun çıktı. Hatice annem Harun'un yanına gelince abim onu bırakıp benim yanıma geldi. Hep birlikte hastaneden çıkıp abimin arabasına bindik.Mustafa babam ön koltukta, Hatice annem, ben ve Harun arkada oturuyorduk. Abim arabayı çalıştırınca yolu izlemeye koyuldum. Bir süre sonra Harun başını omzuma yasladı. O an heyecan ve utançtan yüzüm kızarmıştı. Harun'a baktığımda çok rahat olduğunu gördüm. Yavaşça koluna dokununca başını kaldırıp yüzüme baktı. Kulağına yaklaşıp sessizce fısıldadım."Harun annen ve baban arabada hatırlatırım. Utanıyorum ya," dedim ama Harun beni takmayıp tekrar başını omzuma yasladı. Eminim yüzüm kızarmıştı. Ben bu adamla ne yapacaktım?

Sen Benim TamamlayanımsınWhere stories live. Discover now